Göksel Soy Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Kyle’ın bir sonraki dövüşü Lara ile oldu, her zamanki gibi sahneye çıkıp Kyle’a baktığında bakışları soğuktu.
Hakemden başlama işaretini aldıktan sonra ikisi birlikte saldırıya geçti.
Mia’yla dövüşürken 10 ateş topu attığı için manası tükenen Kyle, bir süre mana kullanamadı.
Bu yüzden dövüş başladığı anda Kyle aralarındaki mesafeyi azaltmak istedi ama Lara doğrudan Kyle’ın kafasını hedef alan iki ok fırlattı.
Kyle’ın oklardan kaçmak için geri çekilmekten başka çaresi yoktu çünkü oklar çok hızlıydı ve görünüşe göre Lara onları mana ile kaplamıştı.
Oklar yere çarptığı anda sahnenin ortasında küçük bir çatlak oluştu.
Kyle alnından ter damlarken çatlağa baktı.
“Onun nesi var, az önce beni öldürmeye mi çalıştı?
Gözlerini Lara’ya dikti ama Lara’nın gözlerini ona dikmiş baktığını gördü,
“Beni yenemezsin.”
Kyle kuru bir kahkaha attıktan sonra gösterinin tadını çıkarıyor gibi görünen hakeme baktı.
“Lanet olsun.”
Kılıcını sıkıca kavradıktan sonra bir kez daha saldırdı, bu sefer bakışları Lara’nın fırlattığı oklara sabitlenmişti.
Oklardan kaçmak zordu ama imkânsız da değildi ama sorun şuydu ki tıpkı Lara gibi Kyle’ın saldırısı da ona isabet etmiyordu.
Oklardan kaçmak için sahnede daireler çizerek koşmaktan başka çaresi yoktu.
“Neden bu kadar hızlı?
Birkaç dakika sonra Kyle nihayet Lara’ya bir darbe indirmeyi başardı ama Lara Kyle’ı geri itmeden önce kılıcı yayıyla bloke ederek onu şaşırttı.
Lara yayı tutan eline baktı, eli titriyordu. Kılıcı engellemiş olsa da Kyle’ın saldırısının ardındaki güç küçümsenecek bir şey değildi.
Dövüşleri devam etti, kimse yenilgiyi kabul etmek istemiyordu. Seyirciler şimdi Kyle ve Lara’nın dövüştüğü sahneye bakıyordu.
Bir ok Kyle’ın boynunu sıyırdığında dövüşleri gerçekten fantastik bir hal aldı, eğer zamanında oktan kaçmasaydı belki de ciddi şekilde yaralanabilirdi.
Hem Kyle hem de Lara nefes nefese birbirlerine baktılar, onların dövüşü finallerin en uzun dövüşüydü.
Dövüşlerini çoktan bitirmiş olan Alec huysuz bir yüz ifadesiyle Kyle’a baktı.
“Neden benimle dövüşmedin?”
Kyle’ın dövüşmediği tek kişi oydu.
Öte yandan, Kyle ve Lara’nın dövüşü Kyle’ın kılıç sanatını kullanmasıyla doruk noktasına ulaştı. Bunu Lara’ya karşı kullanmayacaktı ama sonunda kullanmaktan başka çaresi kalmadı.
Lara’nın saldırısını savuşturduktan sonra ileri atılarak aralarındaki mesafeyi bir anda kapattı ve saldırdı. Lara saldırıyı yayıyla savuşturacaktı ancak kılıç, yayını uçurmadan önce yarı yolda yön değiştirdi.
Ani güç nedeniyle Lara hareketsiz duramadı. Poposunun üzerine düştü ve kafasını kaldırdığında Kyle’ın kılıcı boynundan sadece birkaç santim uzaktaydı.
Hakem Kyle’ın kazandığını işaret ettikten sonra, Kyle kılıcını kınına yerleştirdi ve kibarca Lara ile konuştu.
“İyi misin?”
Herhangi bir cevap beklemiyordu ama Lara’nın doğrudan ona bakarak cevap vermesi onu şaşırttı.
“İyiyim ama bir dahaki sefere kaybetmeyeceğim.”
Kyle gülümsedi ve ayağa kalkabilmesi için Lara’ya elini uzatarak kendini aştı ama karşılığında aldığı tek şey Lara’nın bakışları oldu,
“Deli misin sen?
Elini beceriksizce geri çeken Kyle, sahneye çıkan bir sonraki kişiye baktı.
“Sıradaki rakibim kim?”
Bu sırada Lara kendi başına ayağa kalktı ve sahneyi terk etti.
Kyle sıradaki rakibini gördüğü anda yenilgiyi kabul etme isteği duydu çünkü az önce Lara ile yaptığı dövüş onu çok yormuştu.
Sıradaki rakibi Kyle’a şaşkın bir ifadeyle bakan Carcel’di, sadece Carcel değil diğerleri de Kyle’ın kendisinden daha üst sıralarda yer alan öğrencilere karşı bu kadar çok savaş kazandığını görünce farklı duygular hissediyorlardı.
Carcel Kyle’ın karşısında durduktan sonra hakem dövüşün başlaması için işaret verdi.
Dövüş başladığı anda Carcel’in üstün olduğu açıkça görülüyordu. Kyle bitkin düşmüştü ama ilk birkaç çarpışmadan sonra dayanıklılığını korumak için hareketlerini azaltmaya başladı.
Kyle daha önce Carcel ile dövüştüğü için onun dövüş stilini biliyordu, bu yüzden ilk birkaç çatışmadan sonra onun stiline uyum sağladı.
Kısa süre sonra ikisi de eşit seviyeye gelmiş gibi görünüyordu. Carcel’i ve izleyenleri şok etti.
Carcel, Kyle ile en son dövüştüğünde iki hafta bile olmamıştı, o halde bu kadar kısa sürede bu kadar gelişmesi nasıl mümkün olabilirdi?
Carcel, Kyle’ın saldırılarını savuşturmakta zorlanmadığını söylerse yalan söylemiş olur.
En sinir bozucu olanı ise Kyle’ın kılıç sanatıydı. Görünüşe göre Kyle’ın sanatındaki ustalığı artmıştı, çünkü artık Kyle ne zaman ‘Ortadan Kaldır’ hamlesini kullansa Carcel zorlanıyordu.
Yoğun bir dövüşün devam ettiğini gören Profesör Liam da sorumlu olduğu sahneyi terk ederek Kyle’a baktı.
“Kendi başına bu kadar geliştiğini düşünmek.”
Sadece Profesör Liam değil, dövüşleri yeni bitmiş olan Nine da Kyle’a şaşkınlıkla baktı.
“Tanrıya şükür, yenilgiyi kabul ediyorum.”
Kyle’a bakarken yanında duran birinin küfrettiğini hissetti.
Nine kim olduğunu görmek için arkasını döndü ve şoku daha da arttı, bu Alec’ti! Yüzünde her zaman gülümseme olan kişi. Neden küfrediyordu?
Az önce Kyle’ın dövüşmediği tek kişi olduğu için sinirlenen Alec, Nine’ın şok olmuş yüzünün doğrudan kendisine baktığını gördü.
Sinirli yüzünü aceleyle gülümsemeye çevirdi.
“Kendi kendime konuşuyordum.”
Nine, Alec’i kırmak istemediği için gülümsedi ve gözlerini kaçırmadan önce başını aceleyle salladı.
“Yırtık pırtık kıyafetlerimi yeni değiştirdim, tekrar dayak yiyecek havada değilim.
Bu arada, sahnede bir süre eşit şekilde dövüştükten sonra. Kyle zorlanmaya başladı. Başından beri Carcel’i yenmenin zor olacağını biliyordu ama bu kadar zor olacağını beklemiyordu.
Elbette Carcel ile altı dakika boyunca eşit bir şekilde dövüşmeyi başardı ancak daha sonra Carcel tekrar üstünlüğü ele geçirmeye başladı.
Çok geçmeden dövüş sona erdi. Sonunda Kyle kaybetti. Alec ve Carcel’e yetişmeden önce hâlâ çok çalışması gerekiyordu.
Yorum