Göksel Soy Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Carcel kendisini takip eden kimsenin olmadığını görünce, diğer üçüne bakmak için arkasını döndü.
“Hepiniz ne bekliyorsunuz? Daha fazla katılımcı gelmeden şu işi bitirelim.”
Ayı’ya ilk saldıran o oldu. Mızrağının arkasındaki güç inanılmazdı. Ancak, Ayıya sadece bir çizik atabilmişti. Ayı, Carcel’in bu hareketine çok sinirlendi.
HRRRRRR!
Kükredi ve ön pençesiyle bir savurma hareketi yaptı. Hemen ardından Carcel’e doğru bir rüzgâr darbesi fırlattı.
[“Kırılmaz Kalkanın Koruması”]
Carcel’in etrafında onu canavar saldırısından koruyan koruyucu bir kalkan belirdi. Koruyucu kalkan ve canavar darbesi birbiriyle çarpıştı.
Birkaç saniye sonra koruyucu kalkan kırıldı. Carcel, koruyucu kalkanı aşmayı başaran saldırıyı engellemek için mızrağını kullandı.
Saldırıyı engelledikten sonra geri sıçradı ve Ayı ile arasındaki mesafeyi arttırdı.
“Teşekkürler.”
Carcel minnettar bir ifadeyle Mia’ya baktı.
Mia başını salladı, bir Büyücü olarak yakın dövüşten ziyade büyü türü becerilere ve sihirlere odaklanmıştı.
Alec de kılıcını kınından çıkardı. Vücudundan F+ Kademe bir Aura yaydı. Bu yüzden herkesin dikkati onun üzerine çekildi.
İleri atılıp Ayı’nın boynuna nişan alırken kılıcını büyük miktarda yoğun mana ile sarmaladı.
KES!
Alec’in saldırısı Ayıya arkasından vurmuştu ve boynunda küçük bir kesik oluştu.
Ayı ilerleyip sol pençesini öfkeyle savururken gözleri öfkeyle kıpkırmızı oldu.
Lara Alec’e baktı. Soğuk gözlerinde bir şaşkınlık ifadesi vardı.
“O benden bir alt kademe daha yüksek.”
Yayının içine iki ok yerleştirdi. Tıpkı Mia gibi o da uzun menzilli bir savaşçıydı.
Lara ayının kafatasını delmek niyetiyle oklarını fırlattı.
Oklar o kadar hızlıydı ki F Kademe savaşçıların pek çoğu okların yönünü gözleriyle takip edemezdi ama E- Kademe Canavar olan Ayı yaklaşan oklardan kolayca sıyrıldı.
Kızgın kırmızı gözleriyle Ayı ağzını açtı ve her yöne doğru büyük bir şok dalgası yaydı.
Ona en yakın olan Alec saldırıyı kıl payı engelledi ancak saldırının etkisi onu birkaç adım geriye itti.
[“Destek becerisi: Müttefikleri güçlendir”]
Mia ayıya baktı ve anında diğerlerinin saldırı gücünü artıran bir destek becerisi kullandı.
[“Dondurucu bariyer”]
Daha sonra, Ayı’yı birkaç saniyeliğine hareketsiz hale getiren bir başka beceri daha kullandı.
Alec kaşlarını kaldırarak Mia’ya baktı. Bu birkaç saniye diğerlerinin Ayı’yı alt etmeleri için yeterliydi.
Carcel mızrağını Ayı’nın göğsüne doğru sapladı, Mia’nın destekleyici becerisi sayesinde saldırısının gücünün arttığını hissetmişti.
Alec de ileri atıldı ve ayıya saldırdı.
Lara geride kalmak istemeyerek yayının içine keskin bir ok yerleştirdi. Oku Ayı’nın boynuna nişan alarak fırlattı.
Çoklu saldırılar altında Ayı kendini savunma şansı bile bulamadı. Acı içinde bağırdı, ciddi şekilde yaralanmıştı.
Bu durumdan faydalanan herkes bir kez daha ayıya acımasızca saldırdı ve ayı artık ölmüştü.
“Huff.. Huff”
Mia nefes nefese kalmıştı çünkü son becerisinde tüm manasını kullanmıştı.
Lara endişeyle Mia’ya baktı.
“İyi misin?”
“Ben iyiyim.”
Alec kısılmış gözlerle arkasına baktı. İçini çekti ve diğerlerine hareket etmelerini işaret etti.
“Hareket etmeye başlamalıyız, uzaktan diğer katılımcıların yaklaştığını görebiliyorum.”
Lara Alec’e baktı. Gözleri soğuktu ama ondan biraz hoşlanmıştı çünkü vücuduna sürekli salyalarını akıtarak bakan sülüklerin aksine onun bakışları saftı.
Sırıtarak koşmaya başladı.
“Bakalım bitiş çizgisine ilk kim ulaşacak.”
Carcel ve Mia birbirlerine baktılar ve hemen Lara’nın peşine takıldılar.
Koşuya katılan son kişi Alec’ti ama herkesi kolayca geçti ve bir kez daha liderliği ele geçirdi.
Zindanın dışında,
Gökyüzünde, zindanda bulunan katılımcıların çeşitli kayıtlarını gösteren çok sayıda projeksiyon mevcuttu.
En büyük projeksiyon Alec, Mia, Lara ve Carcel’in E- Kademe canavarı nasıl yendiklerini gösteriyordu.
Seyirciler onların performansını görünce çılgına döndü ve yüksek sesle onları alkışladı.
Orada bulunan tüm öğretmenler ve hatta müdür yardımcısı bile performanslarından etkilendi.
Öğretmenlerden biri Carcel’i gösteren projeksiyona baktı.
“İkinci Prens Carcel beklentilerimizden daha iyi bir performans sergiliyor.”
Diğer öğretmenler de onun sözlerine katıldıktan sonra başka öğrencileri gösterdiler.
“Doğru, Dük Evan’ın kızı Lara ve Kont Albert’in kızı Mia da harika gidiyor.”
“Siyah saçlı çocuk kim? Büyük bir aileden geliyormuş gibi görünmüyor.”
“O sürpriz bir katılımcı! Bu yıl çok sayıda yetenekli birey görüyoruz.”
Öğretmenin dikkatini çeken başka öğrenciler de vardı ve bunlardan biri ormanın içinde kaybolmuş gibi görünen Kyle’dı.
Öğretmenlerden biri Kyle’ın durumuna acıyarak baktı.
“Ne şanssız bir katılımcı.”
Diğer bazı öğretmenler de Kyle’a baktı.
“Kim bu adam?”
Müdür Yardımcısı George, Kyle’ın yerini gösteren projeksiyona gülümseyerek baktı ve hafifçe mırıldandı.
“Şanssız olduğuna emin misiniz?”
Onun sözlerini duyan öğretmenler ciddi bir şekilde Kyle’ı gösteren projeksiyona baktılar ve sonunda bir şey fark ettiler!
“Huh… Neler oluyor…”
Öğretmenler Kyle’ın tüm canavarlardan nasıl kıl payı kurtulduğunu gördükten sonra şaşkınlıklarını ifade ettiler.
Önünde bir canavar olduğunda her zaman yönünü değiştiriyordu. Sanki canavarın varlığını hissedebiliyordu!
Sonra tüm öğretmenler aynı anda, “Ne şanslı bir adam!” diye düşündü.
Ancak Kyle’ın garip durumu hakkında yorum yapamadan önce onun bir çukurun içine düştüğünü gördüler, ardından Kyle’ı gösteren projeksiyon garip bir şekilde karardı.
“Şansı tükendi mi?”
Öğretmenlerden biri mırıldandı.
Müdür Yardımcısı George kıkırdadı ama Kyle’ın yerini görünce şaşkın bir ifade takındı ve hiçbir şey söylemeden ortadan kayboldu.
Yorum