Göksel Soy Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
İkinci gün, Kyle ve Nine iyi bir uyku çektikten sonra tekrar goblin avlamaya başladılar. Ancak tünelde ilerledikçe canavarların sayısı azalmaya başladı.
Birkaç saat daha yürüdükten sonra nihayet uzakta bir ışık gördüler.
“Çıkış bu mu?”
Kyle hızını artırıp doğruca ışığa doğru koşarak bağırdı.
Kyle’ın hızlandığını gören Nine da sonunda ışığın kaynağına ulaşana kadar hızını artırdı.
Nine önündeki manzaraya daralmış gözlerle baktı ve konuştu,
“Burası neresi?”
Önlerinde farklı boyutlarda taşlarla dolu geniş bir açık alan vardı. Sol taraflarında, geldikleri yerle aynı olan dört tünel daha vardı. Açık alanın en ucunda, ışığın geldiği yerde devasa bir mağara vardı.
Mağaranın önünde (E-) kademe aurası yayan bir Goblin savaşçısı nöbet tutuyordu. Bu Goblin savaşçısı tıpkı tünele girmeden önce gördüklerine benziyordu, sadece daha küçük boyluydu.
Bir elinde balta, diğerinde büyük bir kalkan tutan Goblin sürekli sağa sola hareket ediyor ve kimsenin fark edilmeden içeri girmesini imkânsız hale getiriyordu.
Nine, Goblin savaşçısına iyice baktıktan sonra mırıldandı,
“Acaba onu öldürebilir miyiz?…”
O sadece F kademesindeydi. Öte yandan, Goblin (E-) kademesinde bir aura yayıyordu. Aralarındaki fark iki alt seviye olsa da, canavarlar insanlardan daha güçlüydü. Aynı kademedeki bir canavarı yenmek için canavardan bir alt rütbe daha yüksek olmak gerekiyordu.
Nine hâlâ Goblin savaşçısını nasıl öldüreceğini düşünüyordu. Kyle ciddi bir şekilde şöyle dedi,
“Zaman kaybetmeyelim, birlikte saldırırsak onu yenebiliriz.”
Nine başını salladı ve ikisi de yavaşça zıt yönlerden Goblin savaşçısıyla aralarındaki mesafeyi kapatmaya başladı.
İlk saldıran Nine oldu, kılıcını Goblin savaşçısına arkadan savurarak onu hazırlıksız yakalamaya çalıştı. Ancak goblin savaşçısı saldırıyı sezdi ve baltasını kullanarak onu engelledi. Ancak goblin savaşçısı Nine’ın saldırısını savuşturamadan, Kyle kafasına büyük bir ateş topu fırlatarak acı içinde ağlamasına neden oldu.
-GAAAHH!
Ateş topu Goblin savaşçısını yaraladı ama yaralar küçüktü, Goblin savaşçısını etkilemedi. Kyle’ın saldırısı nedeniyle Goblin savaşçısının dikkati dağılmıştı, Nine bunu fırsat bilerek vücudunu biraz kaydırdı ve en güçlü kılıç saldırısıyla Goblin’e saldırdı.
[“Yaklaşan Yağmur”]
Nine kılıcını dikey olarak savurduğunda, Goblin’in omzunda büyük bir yara açıldı ve Goblin acı içinde haykıramadan Kyle kılıcını doğrudan kalbini hedef alarak Goblin’e sapladı.
Kyle doğrudan Goblin’in kalbini deldi ve devasa bedeni cansız bir şekilde yüksek bir ses çıkararak sert taşların üzerine yığıldı.
-Güm!
Hem Kyle hem de Nine nefes nefese kalmış bir halde birbirlerine gülümseyerek baktılar.
Herhangi bir beceri çekirdeği bulma umuduyla Goblin’in bedenini kontrol ettiler ancak bir çekirdek bile bulamadılar. Kyle içini çekti ve Nine’a içeri girmesini işaret etmeden önce hayal kırıklığıyla başını salladı.
“Hadi içeriyi kontrol edelim.”
İkisi de yavaşça devasa mağaranın içine doğru ilerledi.
Özel bir şey bulmayı umuyorlardı ama onları bekleyen tek şey küçük bir goblindi. Goblin bir kazma tutuyor ve bir yandan da kendi kendine garip bir dilde konuşuyordu.
Kyle gözlerini kıstı ve boyu bacağından bile küçük olan gobline baktı.
Kendi kendine konuşmakla meşgul olan küçük Goblin’e doğru ilerledi.
“Lanet olsun, Goblin savaşçısı çocuğunu mu koruyordu?”
Nine da iç geçirdi ve Kyle’ın arkasından gitti. Goblin şimdiye kadar savaştıkları en düşük seviye olan (F-) kademe aura yayıyordu.
Ve küçük goblin kendi bölgesine izinsiz girenlerin olduğunu anlamadan önce, kafası Kyle tarafından temiz bir şekilde kesildi.
Kyle, Goblin’in cansız bedenine baktı ve ondan hiçbir şey beklememesine rağmen, yine de bir çekirdek aramak için kılıcıyla bedeni kesti.
Goblin’in bedeninin içine ilgisiz bir şekilde bakarken, Goblin’in kalbinin olduğu yerde parlayan küçük bir küre belirdi. Ve küre havayla temas etmesine rağmen kaybolmadı.
Nine parlayan küreye inanamayarak baktı,
“İmkânı yok…”
Bir beceri çekirdeği bulmak çok zordu, ancak binlerce canavarı öldürdükten sonra tek bir beceri çekirdeği bulma şansı olabilirdi.
Kyle bile şaşkın bir ifade takındı, parmağının bir hareketiyle öldürdüğü bu küçük goblinin bir çekirdeğe sahip olmasını beklemiyordu. Üstelik bu bir beceri içeren bir çekirdekti!
Her ikisi de parmak büyüklüğündeki parlayan küçük çekirdeğe baktı. Şimdi asıl soru bu beceriyi kimin öğreneceğiydi.
Kyle önce çekirdeğe sonra da Goblin’e baktı, düşünceleri şöyleydi,
“Bu bir Goblin çekirdeği, F Kademesi bile olmayan küçük bir goblin hangi beceriye sahip olabilir?
Becerinin işe yaramaz bir şey olacağından emindi, bu yüzden öğrenmek istemedi. Kyle çekirdeği Nine’a doğru fırlattı.
Nine çekirdeği yakaladı ve Kyle’a şaşkınlıkla baktı, bir beceri çekirdeği çok değerliydi ve Kyle bunu ona öylece veriyordu.
“Kullan onu. Bu küçük arkadaşa ait olduğunu düşünürsek, özel bir şey olacağını sanmıyorum.”
Kyle’ın sözlerini duyan Nine daha fazla tereddüt etmedi ve çekirdeği emdi. Bunu yaptığı anda, beceri hakkında büyük miktarda bilgi kafasının içine girdi.
Kyle Nine’a baktı ve sorguladı,
“Hangi beceriydi?”
Nine gülümsedi,
“Karanlık görüş.”
Siyah gözlerini yeşile çevirerek Kyle’a beceriyi gösterdi. Karanlık görüş yüksek dereceli bir beceri değildi ama gece savaşları sırasında oldukça kullanışlıydı.
Kyle küfretti ve Goblin’in ölü bedenini tekmeledi.
“Lanet olsun.”
Bu küçük (F-) Kademe Goblin’in karanlık görüşü olduğunu kim düşünebilirdi ki? Eğer bu becerinin işe yarayacağını bilseydi kendisi kullanırdı.
Kyle’ın pişman bakışlarını gören Nine gözlerini kaçırdı ve şöyle dedi,
“Öldürecek daha fazla Goblin arayalım çünkü birkaç saat içinde zindandan ışınlanacağız.”
Kyle iç çekti. Daha sonra her ikisi de girdikleri açıklığa doğru yürümeye başladılar çünkü bir süre etrafa bakınmalarına rağmen devasa mağaranın içinde gidilecek başka bir yol yoktu.
Yorum