Göksel Soy Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bir saat sonra,
Öğrencilerin önündeki goblin denizi artık görünmüyordu. Şu anda herkes sert zeminde oturmuş, nefes nefese kalmıştı. Çünkü bu kadar uzun süre savaştıktan sonra çok yorulmuşlardı.
Bu sırada Carcel’in yanında oturan Alec sistemden aldığı yeni bildirime baktı,
______________________
‘Görev; xX’
Gökselin soy bastırma etkisini azaltmasına yardım edin.
-Başarısız!
Ceza: Yok!
Ödül: Yok!
______________________
-Yeni görev
______________________
‘Görev; xX’
Goblin Liderini bulup öldürürken ‘Goblin Mağarasını’ keşfedin.
Ödüller:
1× Alt rütbe artışı.
1× D-Rank becerisi.
Başarısızlık cezası: Yok!
Kalan süre: 2 gün.
_______________________
Alec görevin başarısız olduğunu bildiren bildirime bakarak iç çekti. Ödül cazipti ama kim olduğunu bilmeden birini bulmasının imkânı yoktu.
‘İnsanların soyu yoktur. Sistem bana Göksel Soyu olan bir canavar bulmamı mı söylüyordu? İmkânı yok. Göksel ismi kulağa oldukça güçlü geliyor ve sistemin dünyanın yok olmasını engellemek istediğini düşünürsek, güçlü bir canavara yardım etmeyecektir.
Alec bazen sistemin görevler hakkında ayrıntılı bilgi vermesini diliyordu. Ancak sistemden bu kadar çok şey kazandıktan sonra şikâyet etmeye cesaret edemiyordu.
Öte yandan, uzun bir aradan sonra nihayet yeni bir görev kazandığı için mutluydu. Zaten ‘Goblin mağarasının’ içinde olduğu için Goblin Liderini bulmak ve öldürmek onun için zor olmayacaktı.
Lara, Alec’in düşüncelerine fazlasıyla dalmış olduğunu görünce şöyle dedi,
“Ne oldu?”
Alec ayağa kalktı ve giysilerini sıvazladı.
“Hiçbir şey. Dinlenmeyi bitirdim, mağaranın içine doğru ilerlemeye ne dersin?”
Mia başını sallayarak Alec’in önerisini kabul etti.
Lara da Alec ve Carcel’i takip etmeden önce derin bir iç çekerek kabul etti.
Dördü birlikte mağaranın derinliklerine doğru yürümeye başladılar. Onların gidişini gören tüm öğrenciler yorgun olmalarına rağmen ayağa kalkıp sessizce arkalarından gittiler.
Bu sırada Kyle, yüzünde toplayabileceği en hoş gülümsemeyle öğrencilerin arkasında yürüyordu. O kadar goblin öldürdükten sonra kendini yenilenmiş hissediyordu. Öndeki öğrencilere bakan Kyle, yanında yürüyen Nine’a şöyle dedi
“Dürüst olmak gerekirse Goblinler çok çirkindi ama eğlenceliydi.”
Kyle’ın yanında yavaşça yürüyen Nine şaşkınlıkla cevap verdi.
“….Doğru”
Goblinlerin saldırısı sırasında Kyle ve Nine öğrencilerden uzakta dövüşüyorlardı, bu yüzden diğerleri Kyle’ın öfkesini fark etmedi. Ama Nine her şeyi gördü, Kyle’ın Goblinlerle nasıl dövüştüğünü gördü!
Hayır, buna dövüşmek denemezdi!
Kyle’ın yumruklarını ve tekmelerini kullanarak Goblinleri öldürmesi tam anlamıyla kanlı bir katliamdı. Goblinlerin şişmiş ve acınacak haldeki yüzlerini gören Nine, kazara kendisini de o sonda hayal etti,
“Kendime yemin ederim ki Kyle’ın kötü tarafına asla geçmeyeceğim.”
Kyle’ın kötü tarafına geçmeyeceğine dair kendine söz verdikten sonra kılıcındaki yeşil goblin kanını temizlemeye başladı.
Herkes arkasına bakmadan mağaranın derinliklerine doğru ilerlerken, yüksek bir metal tıkırtı sesi duydular.
-Klink! -Klank!
Öndeki Alec sesin kaynağını görmek için ilerledi, ancak ileride beş farklı tünel gördü.
Beş tünelden ortadaki, bir elinde balta diğerinde kalkan tutan E kademeli bir Goblin savaşçısı tarafından korunuyordu.
Seçilebilecek beş farklı yol olduğu için, tüm öğrenciler hangi tünele gireceklerini tartışmaya başladı. Ancak öğrencilerin çoğu Goblin savaşçısının koruduğu tünele girmeye karar verdi, çünkü eğer E kademeli bir Goblin tarafından korunuyorsa muhtemelen doğru yolun orası olduğunu düşündüler.
Alec’in ekibi de diğerleriyle tartıştıktan sonra orta tünele girmeye karar verdi. Dördü de ilerleyerek E kademe Goblin savaşçısıyla mücadeleye girişti.
Öte yandan, Kyle durumu görmek için gözlerini kıstı. Ancak neredeyse herkesin Goblin savaşçısının koruduğu orta yola doğru ilerlediğini görünce kaşlarını çattı. Nine’a herhangi bir muhafız tarafından yönlendirilmeyen soldaki tünele girmesini işaret etti.
Nine da ortadaki tünele girmek istedi ama Kyle diğerine girmesini söylediği için şaşkınlıkla sordu,
“Herkes Goblin savaşçısıyla savaşmaya giderken biz neden bu tarafa gidiyoruz?”
Kyle kaygısız bir gülümsemeyle Nine’a baktı,
“Çünkü tüneller içeriden çok dar. Eğer diğerleriyle aynı tünele girersek çok fazla goblin öldüremeyiz. Birincisi, çok kalabalık olacak. İkincisi, öndeki insanlar en çok goblini öldürdükleri için en çok puanı alacaklar.”
Kyle’ın açıklamasını duyan Nine başını salladı.
Her ikisi de tünelin içinde ilerledi ve tam da Kyle’ın beklediği gibi yol daralmaya başladı. Kısa süre sonra önlerinde birkaç (F-) kademe goblin belirdi ve yollarını kapattı.
Kyle ve Nine’ın her ikisi de tünele girmeden önce kılıçlarını tutuyorlardı. Hiç acımadan hemen goblinlere saldırdılar.
-Klink! -Klank!
-Güm! Güm!
Kısa süre sonra, savaşın sona erdiğini gösteren birçok yeşil kafa yere düştü. Sonraki birkaç saat boyunca ya yürüdüler ya da ilerlerken onları pusuya düşürmeye çalışan goblinleri avladılar.
Yorum