Göksel Soy Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Herkesin yeteneği kaydedildikten sonra öğretmenler öğrencilere kimlik kartlarını verdi.
Ayrıca Akademi içinde öldürme, kavga, hırsızlık veya diğer kötü niyetli eylemlerin yasak olduğu gibi bazı kuralları açıkladılar. Dövüşmeden çözülemeyecek bir durum varsa, öğrenciler Akademi Arenasında birbirlerine meydan okuyabilirlerdi.
Kurallar o kadar katıydı ki asil unvanları bile işe yaramazdı. Ayrıca Akademi, kuralları çiğnemeye cüret edenleri cezalandıracaktı.
İyi olan şey, öğrencilerin inzivaya çekilerek pratik yapmaları için dersleri asmalarına izin verilmesiydi, ancak herkesin her ay Akademi tarafından verilen görevleri tamamlaması gerekiyordu.
Bu görevler, para, sanat kitapları, beceriler veya Akademi içindeki diğer şeylerle değiştirilebilen puanlar veriyordu.
Genç bir öğretmen öğrencilere Akademiyi gezdirdi.
Kraliyet Akademisi çok büyüktü ve bugün ilk gün olduğu için öğrencilerin kendilerine tahsis edilen yatakhaneleri öğrenmek için sadece ana binada kayıt yaptırmaları gerekiyordu.
Ayrıca ana binadan planlanan derslerini de kontrol edebilirlerdi.
Bir süre Akademi’yi gezdikten sonra tüm öğrenciler ana binada kayıt yaptırmak üzere ayrıldılar.
Ana bina farklı sınıflardan öğrencilerde orada olduğundan çok kalabalıktı.
Kyle büyük kalabalığın arasından geçti ve çok uzağında olmayan, ders programını gösteren büyük bir pano gördü. Ayrıca, panonun yanında büyük bir resepsiyon masası vardı. Resepsiyonun içinde yeni birinci sınıf öğrencilerine yurt anahtarlarını veren genç bir adam oturuyordu.
Resepsiyon görevlisinden anahtarları aldıktan sonra tüm öğrenciler dinlenmek üzere kendilerine tahsis edilen yatakhanelere gittiler. Son üç gün çok yoğun geçtiği için neredeyse herkes yorgundu.
Kyle da resepsiyon görevlisinden bir anahtar aldı ve yatakhanesine gitti. Yurt odası küçüktü, ortasında tek kişilik bir yatak, bir dolap ve bir köşede küçük bir çalışma masası vardı.
Bir süre yatağın üzerinde oturdu ama uyuyamayacak kadar heyecanlıydı. Bu yüzden dinlenmek yerine yatakhaneden çıktı ve Akademi Kütüphanesi’ne doğru gitti.
Kütüphane 4 katlıydı ve ilk katında dünya hakkında temel bilgiler yer alıyordu. İkinci kattan dördüncü kata kadar, sıkı çalışmayla öğrenilebilen farklı kademede sanatlar ve beceriler yer alıyordu. Ancak birinci kat hariç herhangi bir kata girmek için puan gerekiyordu.
Kyle buraya beceri ya da sanat öğrenmek için gelmemişti. İstatistiklerinde görünen ‘Göksel Soy’ hakkında bilgi edinmek istiyordu. Bu yüzden dünya hakkında bilgi içeren birinci kat onun için yeterliydi.
Sonuçta, diğer katlara girmek istese bile bunu yapamazdı çünkü şu anda sadece görevleri tamamlayarak elde edebileceği puanlardan yoksundu.
Kyle kütüphaneye girdi, birinci katta tek bir ruh bile yoktu. Ara sıra bazı öğrenciler kütüphaneye giriyordu ama hepsi birinci katta kalmak yerine üst katlara çıkıyordu.
Kyle kütüphanecinin şüpheli bakışlarını görmezden geldikten sonra Soy ile ilgili kitapları aramaya başladı.
Uzun bir süre kitaplıkları inceledikten sonra bile insanların soya sahip olduğuna dair bilgi içeren herhangi bir kitap bulamadı. Ancak pes etmedi ve canavarların soylarıyla ilgili kitapları toplamaya başladı.
Yirmiden fazla kitap topladıktan sonra Kyle, kütüphanecinin kendisini görmemesi için bir kitap rafının arkasındaki soğuk zemine oturdu. Kendini okumaya o kadar kaptırmıştı ki uzun gecenin akıp gittiğini fark etmedi bile.
Ertesi gün sabah erkenden,
Şu anda saat sabah 8:00’di ve yeni birinci sınıf öğrencilerinin sınıfı ağzına kadar doluydu. Çünkü kimse ilk dersine geç kalmak istemiyordu.
Pırıl pırıl ve tertemiz olan sınıfın bir tarafında öğrenciler için çok sayıda sıra ve sandalye bulunuyordu. Oturan öğrenciler arasında en dikkat çekici olanları son sırada oturan 4 kişilik bir öğrenci grubuydu.
Zaman zaman birçok kız ve erkek bu 4 kişiye bakmaya çalışıyor ve kızarıyordu.
Bu dört kişi Alec, Carcel, Lara ve Mia’dan başkası değildi. Bugün Alec ve Carcel sınıfa girerken Lara onları fark etti ve birlikte oturmayı önerdi. Mia da sınıfta Lara dışında kimseyi tanımadığı için onlarla birlikte oturdu.
Bir süre sonra eğitmen sınıfa girdi ve kürsünün arkasında durdu. Sakince konuşmadan önce tüm sınıfı taradı,
“Bugün ilk gününüz, bu yüzden özel bir şey olmayacak. Ama umarım dersim sırasında kimse kaytarmaz.”
Öğretmenin gözleri kısa bir süreliğine Alec, Lara ve diğer birkaç öğrenciye kaydı, çünkü onları Müdür Yardımcısından duymuştu. Öğrencilere bakarken elini kürsüye koydu.
“Şimdi, yoklama ve kendini tanıtma ile başlayalım. Ben Aliza Park, bu yılki eğitmeninizim.”
Tüm Öğrenciler eğitmene baktı, hepsi onun kim olduğunu biliyordu.
‘Aliza Park’ son neslin ünlü Kademelilerinden biriydi. Şu anda, sadece 36 yaşında olmasına rağmen tüm krallıktaki en genç (S+) Kademesine ulaşan insandı.
Alizanın uzun siyah saçları ve güzel bir fiziği vardı ancak soğuk ve acımasız olmasıyla tanınıyordu.
Ellerini podyumdan çekti ve podyumun üzerinde duran yoklama belgesini aldı.
“İlk gününüz olduğu için çok fazla vaktinizi almayacağım. Son üç gündür yeterince uyumadığınız için hepinizin yorgun olacağını biliyorum. Bu yüzden bu ilk dersi kısa tutacağım.”
“Pekâlâ, önce yoklama alalım.”
Yoklama kâğıdına bakan Aliza hızla isimleri saymaya başladı.
“Lily”
Adının söylendiğini duyan öğrenci heyecanla elini kaldırdı ve yüksek sesle şöyle dedi
“Mevcut”
Aliza öğrenciye baktı ve devam etmeden önce başını salladı.
Yorum