Gerileyen Kan Şövalyesinin Stratejisi Novel Oku
(Çevirmen – Kie)
(Düzeltici – Kawaii)
Bölüm 3
“Bu haldeyken Hatzfeld'in suikastçıları tarafından yakalanıp öldürüleceksin.”
“Ben mi, o adamlar mı? Hah.”
Kane, yüzünde en ufak bir gerginlik belirtisi göstermeden, umursamazca güldü.
Onun bu tavrı Camilla'nın öne çıkmasına neden oldu.
“Bize biraz zaman kazandıracağım. Kaçma şansını kullanın, efendim.”
“Gerek yok.”
Kane'in zayıf eli onun omzunu kavradı.
“Hatzfeld suikastçılarını ben hallederim.”
“Ne?”
Camilla'nın gözleri şaşkınlıkla büyüdü.
“Geçmişte sen beni korudun. Bu sefer ben seni koruyacağım.”
Bunun üzerine Kane, kırık bir hançer tutarak arkasını döndü ve buz mağarasından dışarı çıktı.
“İyi bak. Tanıdığın Kane artık yok.”
Camilla, Kane'in uzaklaşan siluetini şaşkınlıkla izliyordu.
Aptal Büyük Dük.
Korkak, zayıf adam ortalıkta görünmüyordu.
Onun yerinde dağ gibi sağlam bir adam duruyordu.
Yutkundu ve neredeyse bilinçsizce onu takip etti.
Kane dışarı çıktığında kaşlarını çattı.
'Bu kanlı bir domuza benziyor.'
Kan domuzu, anormal derecede yüksek HP'ye sahip karakterleri ifade eder.
Kane de artık öyleydi.
Bellone Kutsal Suyu sayesinde bedeni S rütbesine yükseltilmişti.
Ancak güç ve dayanıklılık gibi diğer yetenekleri hala E seviyesindeydi.
Ama dedikleri gibi, bazen sadece bir tank olmak yeterlidir. Şimdilik bu yeterli olurdu.
'Ben bunu hemen halledip ailemin yanına döneceğim.'
Orman bir kar fırtınasına tutulmuştu.
Keskin soğuk tenine kadar tırmandı.
Yağan karın içinden geçerken etrafta hareket eden gölgeleri gördü.
'Karanlık Nöbetçiler'in en zayıf kaptanı 2. sınıf üst rütbeli biri değil miydi?'
Hatzfeld'in gizli suikastçı birliği kirli işleri halletmek için kullanılıyordu.
'Bu gerginlik… uzun zamandır var.'
Sanki ilk defa oyunun içine dalıyormuş gibi hissetti.
(Kırılganlık Özelliği etkinleştirildi.)
(Korkaklık Özelliği etkinleştirildi.)
Olumsuz özellikler ona olumsuz etkiler uyguladı.
“Bakalım bu özellikler beni gerçekten durdurabilecek mi?”
Kane'in dudakları bir gülümsemeyle kıvrıldı.
Ray Hatzfeld zamanında her gün ölüm kalım meselesiydi.
Artık onun rakipleri sadece Karanlık Nöbetçilerdi.
Bir yüzbaşı ve dört ast. Hepsi bu kadar.
“Onu bulduk!”
Kane ortaya çıktığı anda, beş gölge onun üzerinde toplandı.
Baştan ayağa siyah kumaşlara bürünmüşlerdi; Hatzfeld'in suikastçılarıydı bunlar.
“İyi saklanmışsın.” dedi içlerinden biri.
“Bize yaşattığın sıkıntının bedelini ödeyeceksin, Kane Rehinar.” diye ekledi bir diğeri.
Onların katil niyetlerini anlayan Camilla konuştu.
“Lordum, bu gerçekten iyi bir fikir değil. Siz kaçarken ben onları oyalarım.”
“Konuşmayı bırak ve arkamda kal. Bu adamları en iyi ben tanıyorum.”
Kane bir adım öne çıktı.
Karanlık Nöbetçiler onu görünce alaycı bir tavır takındılar.
“Aklını kaçırmış olmalı.”
“Kaptan, hadi hemen halledelim onu.”
“Ha, arkasındaki kadınla ilgileniyor musun?”
Sınır bölgesinden gelen biri için nadir görülen çarpıcı güzelliğine dikkat ederek Camilla'ya şehvetle baktılar.
“Büyük Dük'ün muhafızlarının çok güzel olduğunu duydum, ama bu beklediğimden fazlası. Söylentiler ona haksızlık etmiş gibi görünüyor.”
“O zaman onu çabucak bitirelim ve eğlenelim.”
Yüzbaşı hariç hepsi kılıçlarını çekip umursamazca Kane'e yaklaştılar.
Kane ileriye bakarken soğuk bir şekilde gülümsedi.
“Zaten seni parçalara ayırmayı planlıyordum, sen de buraya gelerek bana bu zahmetten kurtardın.”
(Mavi Kaplan Nefesi E' aktive edildi)
Enerji kalbinden yayılıyor ve tüm vücuduna yayılıyordu. Ray Hatzfeld olarak kullandığı güçlü, dizginlenemeyen mana değildi, zayıf ve yavaş bir enerjiydi.
'Kan Dansı' ile bir şansım var.'
Kane Rehinar'ın vücudu bu konuda usta olmasa da, deneyimli bir oyuncu olarak bunu nasıl kullanacağını biliyordu.
Kırık bıçağı sol avucunu kesmek için kullandı.
(HP azalıyor.)
Kendine verdiği zarara rağmen, bu hiç umurunda değildi.
'Şimdi!'
Kanayan avucunu havaya savurdu, kan damlaları etrafa yayıldı.
Gözlerine kazınmış olan sihirli mühür harekete geçti ve Mavi Kaplan Nefesi'nden bir su rünü oluştu.
Gözleri parladı ve kırık bıçağı yukarıdan aşağıya doğru keserken—
(Kırılganlık Özelliği etkinleştirildi.)
(Korkaklık Özelliği etkinleştirildi.)
Gereksiz durum bildirimleri belirdi, duyuları köreldi.
(Dayanıklılık E'den E-'ye düşürüldü.)
(Mana E'den E-'ye düşürüldü.)
(Güç E'den E-'ye düşmüştür.)
(Çeviklik E'den E-'ye düşürüldü.)
Tam istatistiklerini yükselttiği sırada, o lanet özellikler yüzünden zayıflatma etkilerine maruz kaldı.
'Bunu bekliyordum.'
Yine de pes etmedi. Ruhu Dullard Büyük Dükü'nün ruhu değildi. Phoenix's Breath'in efendisi, Kan Şeytanı olarak bilinen Ray Hatzfeld'di. Bu kadar önemsiz özelliklerle alt edilemezdi.
Sağ kolundaki damarlar canlı bir şekilde şişti, ince kaslar şişti. Düşen kan damlasını yere çarpmadan hemen önce kesti.
('Kan Dansı'nın bir becerisi olan 'Kan Kılıcı'nı mükemmel bir şekilde uyguladınız)
Kesilen damlacık, havayı keserken bir bıçağa dönüştü. Suikastçıların kaptanı, Kane'in beklenmedik hareketine alarmla bağırdı. Havada uçan bıçaklar uğursuz görünüyordu.
“Atlatmak!”
Karanlık Nöbetçiler geriye sıçradı ve kan bıçaklarından kıl payı kurtuldu. Bu da beklenen bir sonuçtu.
Kane bir kez daha kendine bir yara daha açtı ve kanının havaya sıçramasına neden oldu.
(HP azalıyor.)
Tekrar kendine zarar verme bildirimi geldi.
İksiri tüketmeden önce, bu miktardaki hasar bile tehlikeli olurdu.
Ancak S rütbeli bedeniyle tereddüt etmesi için hiçbir sebebi yoktu. Kırık bıçağı kullanarak kan damlacıklarını tekrar tam olarak ikiye böldü.
('Kan Dansı'nın bir becerisi olan 'Kan Kılıcı'nı mükemmel bir şekilde uyguladınız)
Bir kez daha kan akışı Karanlık Nöbetçilere doğru yöneldi.
“Ah!”
Dördü de aynı anda yere düştü, ikisinin de uylukları delindi.
Saldırı, kaptan hariç herkesi hedef aldı. Önce zayıf olanları alt etmek temel bir stratejiydi. Bir anda dört kişiyi etkisiz hale getirmesine rağmen, Kane dilini şaklattı.
“Kalplerini tek seferde delmeyi amaçladım. Tsk.”
'Kan Dansı' altında kayıtlı becerilerden biri de 'Kan Kılıcı'ydı.
“Ne… ne yaptın?”
Yüzbaşının gözleri şiddetle titriyordu.
Bu arada, Kane'in dudaklarındaki gülümseme daha da genişledi. Geçmişte sayısız kez pratik yaptığı bir beceriydi.
Geçmişte Phoenix'in Nefesi'ni kullanmıştı, onu edindikten sonra tüm zamanını 'Kan Dansı'na harcamıştı çünkü çok güçlü bir yetenekti.
Uyumsuz nefes teknikleri nedeniyle gerçek gücünü kullanamamasına rağmen, eksik haliyle bile hala çok güçlüydü.
Ama şimdi? 'Kan Dansı'nın özü Rehinar'a aitti. Dullard Büyük Dükü olarak bile 'Kan Dansı'nı uygun şekilde kullanabilirdi.
(İnanılmaz bir başarıya imza attınız.)
(Kan Dansı S becerisinde ustalaştınız)
(Artık 'Kan Dansı S' – 1. Hamle Kan Kılıcı'nı kullanabilirsiniz)
(Rehinar'ın Çift Kılıç Tekniği'ni (E-) sildiniz.)
'Anladım!'
(Çevirmen – Kie)
(Düzeltici – Kawaii)
Kane içten içe sevinç çığlıkları attı. Hatzfeld Kralı'nın en çok korktuğu şey buydu: Rehinar'ın eşsiz becerisi, 'Kan Dansı'.
“Görmüyor musun? Bu Rehinar'ın kılıç ustalığı.”
“Beni aptal mı sanıyorsun? Bu sihir!”
'Ah, Rehinar'ın kılıç ustalığının büyüye dayalı olduğunu hâlâ fark etmedikleri bir zamandayız.'
Kane'in çarpık gülümsemesi suikastçı kaptanın yüzünün sertleşmesine neden oldu.
Ek bir etki olarak tüyleri diken diken oldu.
Üçüncü sınıf bir şövalye olmasına rağmen, rakibinin onlarla bu kadar hızlı başa çıkabilmesi mümkün olmamalıydı.
“Sen kimsin?!”
Bu, Dullard Büyük Dükü kılığında, tamamen farklı biriydi.
“Kane Rehinar.”
“Yalan! Dullard Büyük Dükü bizi bu kadar ileri nasıl itebildi?”
“Ben daha avlanmaya başlamadım bile, sen korkuyor musun?”
Kane diğer elini yavaşça kaldırdı ve havada su damlacıkları oluştu.
“Sen kimsin ki bizi bu noktaya getiriyorsun?!”
Kaptanın çığlığı Don Hapishanesi Ormanı'nda yankılandı.
“Sana söylemiştim, ben Kane Rehinar'ım.”
Rahat sözlerine rağmen Kane acele ediyordu. Manası azalıyordu. 'Kan Dansı' güçlüydü ama çok fazla mana tüketiyordu. Ayrıca, zayıf bedeni parçalanmaya başlıyordu.
'Boşa harcayacak vaktim yok.'
Kırık kılıcı tekrar salladı.
“Ne oluyor…!?”
Yüzbaşı bir sonraki saldırı karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Beklenen kanlı sis yerine, kan damlaları inanılmaz bir hızla öne doğru fırladı. Onları savuşturmak için kılıcını salladı.
Pat!
Bıçağının çarpmasıyla damlalar patladı ve kar yukarıya doğru uçuştu.
Alan artık dönen kar taneleriyle doluydu. Kane derin bir nefes verdi.
“Hah… henüz bitmedi…”
(Bütün mana tükendi.)
(Tüm dayanıklılık tükendi.)
(Durum etkisi: Yorgunluk)
(Tüm istatistikler %90 oranında azaldı)
Titreyen bacaklarını güçlükle destekledi, sonra yavaşça dizlerini büktü.
“Huff!”
Derin bir nefes aldı. Mavi Kaplan'ın Nefesi bacaklarını doldururken, vücudu güçlü bir sıçrayışla öne doğru fırladı.
Güm!
Kane'in formu füze gibi ilerledi.
'Artık gerçekten sınırlarıma ulaştım.'
vücudu protesto ederek çığlık attı, aşırı çalışmayı bırakması için yalvardı. Ama o bunu görmezden geldi ve dönen karın içine daldı.
Görüşü bulanıklaşmıştı, Karanlık Nöbetçilerin kaptanını bulmak için yalnızca duyularına güveniyordu.
'Kan kokusu! Bu taraftan.'
Kılıcını kokunun geldiği yere doğru salladı.
Kes!
“Aaahh!”
Kulakları sağır eden bir çığlık havayı yardı.
“Hah…! Hah…!”
Yorgunluk tüm vücudunu sararken ağır ağır soluk soluğa kaldı. Bu arada görüşünü engelleyen kar da çöktü. Dark Sentinel'in kaptanının yüzü inanmazlıkla doluydu.
“Nasıl bir kılıç bu... bu sihirli...”
Güm.
Karanlık Nöbetçi kaptanı, gözleri kocaman açık bir şekilde yere yığılıp öldü.
***
Camilla eliyle ağzını kapattı.
“Ne… şimdi gördüm?”
Sihire tanık olmuştu.
Kılıçla yapılan büyü, asayla değil. Ama hepsi bu değildi. Rakip bir suikastçıydı. Liderleri zorlu bir 2. sınıf elitti. Büyük Dük'ün, sadece 1. sınıf acemi seviyesinde, asla yenemeyeceği biriydi. Onlarla karşılaşmak bile sadece temas kurmak için patlayıcı bir hız gerektiriyordu.
“Büyük Dük Kane hiç bu kadar cesur olmamıştı...”
Mevcut Büyük Dük düşmanlarını öldürmekte hiç tereddüt etmedi. Sanki daha önce birçok kişiyi öldürmüş gibiydi. Tanıdığı Büyük Dük'ten çok uzaktı.
“Bu… bir rüya mı?”
Camilla, kendi yaralarının acısını unutarak ona baktı. Kane sadece lideri yenmekle kalmamış, aynı zamanda tüm suikastçıları da alt etmişti.
Hatta 2. sınıf orta düzey şövalye olarak kendisine meydan okuyanlar bile vardı.
(Camilla Einrich'in olumlu görüşü +1 arttı.)
(Camilla Einrich'in olumlu görüşü +1 arttı.)
(Camilla Einrich'in olumlu görüşü +1 arttı.)
Kane uzanmış bir şekilde holograma bakıyordu.
Olumluluk oldukça önemli bir sistemdi. Düşük olumluluk suikast olaylarını tetikleyebilirken, yüksek olumluluk gizli istatistikleri açabilir veya eşyalar elde edebilirdi.
Hatta menfaatler yüzünden milletler arasında savaşlar bile çıkmıştı. O kadar önemliydi.
'Çabaya değdi.'
Sonuçtan memnun kalan adam Camilla'yı çağırdı.
“Camilla...”
“Evet? Evet!”
Dalgınlığından sıyrılıp Kane'e doğru koştu.
“Beni mi çağırdın!?”
“Hah… Kıpırdayabilecek gücüm yok.”
“Onları nasıl yenmeyi başardın?”
“Sorular sonra. Şu anda, sadece malikaneye geri dönüp dinlenmek istiyorum.”
“Ha, anlaşıldı.”
Camilla, yere düşen Kane'i sırtına aldı.
*169 cm boyunda ve kaslı yapılı olmasına rağmen, Kane'in yapısı çok daha iriydi. Uzun bacakları yerde sürükleniyordu ve bu da sahneyi biraz komik hale getiriyordu.
(*169 cm = 5'5 feet)
“Ah, yavaşça.”
“Özür dilerim, bunu istememiştim.”
Şaşkınlığını gizleyemedi.
Bir zamanlar çekingen Büyük Dük! Kılıç kullanma veya büyü konusunda sıfır yeteneğe sahip Büyük Dük! Beş tane 2. sınıf suikastçıyı öldürmüştü.
Böyle bir olay dönüşünü kim kolayca kabul edebilirdi? Bunun bir rüya mı yoksa gerçek mi olduğunu söylemek zordu.
'Şu anda başka hiçbir şey düşünme.'
Kesin olarak bildiği bir şey vardı. Hemen burayı terk etmeleri gerekiyordu. Burada oyalanmak daha fazla düşmanla karşılaşmak anlamına gelebilirdi.
“Büyük Dük, hemen hareket edeceğim. Lütfen yaralarınızın acısını biraz daha uzun süre taşıyın.”
Sırtında Kane ile Camilla, Frost Hapishanesi Ormanı'ndan hızla çıktı.
(ÇN/N: Camilla ve Kane'in bir örneğini görmek için yorumlara bakın. Ayrıca, POv'un bağlama göre 1. kişiden 3. kişiye değişebileceğini unutmayın.)
(Çevirmen – Kie)
(Düzeltici – Kawaii)
Yorum