Felaket Sınıfı Ölüm Şövalyesinin Dönüşü Novel
Bölüm 175
(Çevirmen – Kie)
(Düzeltici – Kawaii)
Bölüm 175
***
Kardak inanılmaz derecede zorlu bir rakipti.
Büyük Karanlık Büyücü olması etkileyiciydi ama dahilerin arasında bir dahi olması gerçekten korkutucuydu.
venom tarikatının umudu.
venom tarikatının gelecekteki lideri olma yolunda ilerleyen bir dahi.
Bu değerlendirme abartılı değildi.
Kardak'ın zehir yapma becerisi venom tarikatının karanlık büyücüleri arasında eşsizdi.
Kardak yeteneğini kara büyüye döktüğünde her iki günde bir yeni bir zehir yaratıyordu.
Birkaç şövalye, Kardak'a kılıçlarını sallamadan önce öldü.
'Rakibim iyi ki Kardak.'
Elbette bu durum Damien için geçerli değildi.
Damien, Kardak'ın hiç de tehlikeli olduğunu düşünmüyordu.
'Zehir, temas etmediğiniz sürece hiçbir işe yaramaz.'
Damien, Ölüm Şövalyesi olduğu süre boyunca bir kez bile zehir kullanmamıştı.
Ancak Damien'ın kafası venom tarikatıyla ilgili tüm bilgilerle doluydu.
Bunu Dorugo'dan almıştı.
Sonuç olarak, bir zehrin doğasını sadece bakarak hemen anlayabiliyor ve onu nasıl detoksifiye edeceğini tam olarak biliyordu.
“Sinirleri ve beyni yakan bir zehir.
“Az bir miktarı bile sizi cehenneme götürür.”
Kardak zehri buharlaştırıp zehirli bir sis oluşturduğunda, Damien sadece nefes almayı bırakmakla kalmadı, aynı zamanda vücudunu aura zırhıyla kapladı.
Çünkü biliyordu ki bu zehir, düşmanını sadece solunum yoluyla değil, deri yoluyla da zehirleyebiliyordu.
“Bu, mana akışını bozan aşındırıcı bir zehirdir.
“Üst düzey bir şövalye buna asla dayanamaz.”
Kardak zehirli sıvısıyla bir ağ oluşturduğunda, Damien Birleşik Sonsuzluk Döngüsü'nü kullanarak mana çıktısını arttırdı ve onu sınırlarına kadar sıkıştırdı.
Çünkü aşındırıcı zehirin sadece auranın yüzeyini parçaladığını biliyordu.
Sıkıca sıkıştırılmış aurası sayesinde zehirli ağı kesebilmişti.
“...Senin gibi sıradan bir Yüksek Sınıf bana bu yöntemi kullandırıyor!”
Kardak'ın yakın mesafeden zehirli iğne kullanması Damien'ı hiç şaşırtmadı.
Çünkü venom tarikatının karanlık büyücülerinin, yakın mesafeden yaklaşan bir şövalyeye karşı her zaman tuzaklar hazırladığını biliyordu.
Yani Damien aura zırhını zaten güçlendirmişti. ve bunu Usta sınıfı tekniğini kullanarak yaptı.
Kusursuz Kılıç Sanatı.
Bu teknik, daha önceki yaşamında Usta sınıfına ulaşmış Skybreaker isimli bir kişi tarafından yaratılmış ve bu sınıfa ulaşmanın sembolü olarak yaratılmıştır.
Skybreaker, Kusursuz Kılıç Sanatı'nı kullanarak aurablade benzeri bir kumaş örebilir.
Seamless Sword Art'ın yarattığı aurablade sıradan bir aurablade'den çok daha güçlü ve keskindi. Her şeyden önce, kullanıcının isteğine göre şeklini değiştirebiliyordu.
Skybreaker düşmanlarını kesmek ve ezmek için aurablade'in şeklini serbestçe değiştirirdi. Ya da düşman saldırılarını engellemek için onu vücudunun etrafına sarardı.
Kusursuz Kılıç Sanatı sayesinde Skybreaker, saldırı ve savunmayı birleştiren bir dövüş stili kullanabilirdi.
Damien henüz Usta Sınıfı değildi, bu yüzden Kusursuz Kılıç Sanatını Skybreaker kadar özgürce kullanamıyordu.
Ancak en azından aura örebilir ve vücudunun etrafına sarabilirdi. Damien bunu Kardak'ın ateşlediği tüm iğneleri saptırmak için kullandı.
“Ne oluyor be...!”
Damien hemen Dawn'ı savurdu ve Kardak'ın boynunu kesti. Kafası havada uçtu ve yere düştü.
Damien, Dawn'ın üzerine bulaşan kanı silkeledi.
Kan damlaları yere düştükçe toprak simsiyah oldu ve kömürleşti.
Kardak'ın tüm bedeninin zehirden oluştuğunu söylemek abartı olmazdı. Bu yüzden bu savaşta mümkün olduğunca kan dökmemeye çalıştı.
“......Kuaak!”
Tam o sırada yerde yuvarlanan Kardak çığlık attı.
“Sen, sen beni buna çevirdin! Yo. Affedilemez!”
Kardak, sadece kafası kalmış olmasına rağmen hala hayattaydı. Üstelik kelimeler tükürüyordu.
Damien özellikle şaşırmamıştı. Büyük Karanlık Büyücülerin hayatlarını kurtarmak için birkaç yolu olması garip değildi.
“Benim gibi Büyük Karanlık Büyücü, senin gibi üst sınıf biri tarafından yenildi… Rubia bu olayı öğrenirse çok hayal kırıklığına uğrardı…!”
Kardak bu durumda bile tek endişesi Rubia'nın gözüne girmek değildi.
“Ru, Rubia beni kovalayacak… Şey, belki beni öldürecek bile…”
Kardak titredi. Rubia tarafından terk edilme korkusu, onun tarafından öldürülmenin saf dehşetiyle karışmıştı.
“En azından sen… sadece sen… Seni burada öldüreceğim…!”
Kardak'ın yerde yatan cesedi balon gibi şişti.
Şişmiş ceset patlarken, kara duman her yöne yayıldı. Kara dumanın içinde, Damien'ın kaçacak bir yolu yoktu.
“Ha, haha... Keuheuheuheh.”
Kardak soluk soluğa bir kahkaha attı.
“Yaptın, yaptım. Seni öldürdüm. Şimdi Rubia da beni affedecek!”
vaayyy!!
Tam o sırada dumanların arasından bir ses duyulmaya başladı.
Kardak bu sesi duyduğu anda yüzünü buruşturmaktan kendini alamadı. Bu, savaş sırasında Damien'ın vücudundan duyduğu sesle aynıydı.
“Bu ses neden yine...”
Ses daha da sertleşti. Hemen ardından siyah duman bir anda kayboldu.
Hayır, kaybolmadı. İçine çekiliyordu. Bir yerde kayboluyordu.
Siyah duman tamamen dağıldığında Damien'ın silueti yeniden belirdi.
Bir eli uzanmıştı. Manadan yapılmış bir yüzük avucunun üstünde yüzüyordu.
“......Bu nedir?”
Kardak yüzüğe boş gözlerle baktı.
Bilgisiyle hiç anlayamadığı bir şeydi.
O yüzüğün ne olduğunu ve nasıl zehirli sisi içine çekebildiğini anlamıyordu.
Birleşik Sonsuzluk Döngüsü.
İmparatorluk Yüce Kılıcı'nın bir atası veya atalarının atası, mana yetiştirmek için bu tekniği yaratmıştır.
Damien bu mana yetiştirme tekniğinde mükemmel bir şekilde ustalaşmakla kalmamış, aynı zamanda bunu bir adım öteye taşımıştı.
Dışarıda bir yüzük yaratmanın bir yolunu geliştirmişti ve bunları diğer mana yetiştirme teknikleriyle aşılamıştı.
Damien'ın yarattığı yüzük artık Yüksek Emilim Tekniğinin prensiplerini içeriyordu.
Üstün Emilim Tekniği, dışarıdan gelen manayı emme konusunda mükemmel bir yeteneğe sahipti.
Damien'ın yarattığı yüzük, Kardak'ın cesedinden yayılan zehirli sisi emiyordu.
Kardak'ın küle dönen bedeninden geriye hiçbir şey kalmamıştı.
“Sen… Piç kurusu…!”
Kardak'ın boş odada yankılanan sesinde nefret ve çaresizlik yankılanıyordu.
Ama Damien ona hiç aldırış etmedi. Arkasını dönüp uzaklaştı ve Kardak'ın küllerini geride bıraktı.
Damien, tekniğini yüzüğe uygulayarak tüm zehirli sisi içine çekmişti.
“Sinsi piç. Öleceksen sessizce öl. Bu tür bir numara yapmaktan ne anlıyorsun?”
venom tarikatının öldüklerinde kullanacakları bir numaraları vardı.
Yıkım Savaşı'nın ilk günlerinde, sayısız şövalye venom tarikatının teknikleri yüzünden hayatını kaybetti.
Bunu bilen Damien, Kardak'ın oyunlarına önceden hazırlıklı olabildi.
Damien Kardak'a yaklaştı. Yaklaştıkça Kardak'ın ifadesi daha da sertleşti.
“......Kahretsin. Beni öldürdüğün için güvende olduğunu düşünme. Rubia intikamımı alacak!”
Damien, Kardak'ı saçlarından yakaladı ve kaldırdı. Kardak'ın başı havada sallanıyordu.
“Rubia sadece güzel bir kadın değil! O benden birkaç kat daha güçlü bir karanlık büyücü! Sen Rubia için hiçbir şeysin…”
Damien diğer elini uzattı. Kardak'ın ruhunu kafasından çekip çıkardı.
-Ne ne ne?
Ruhundan başka bir şey kalmadığı için korkudan haykırdı.
-Ho, bir şövalye ruhları nasıl manipüle edebilir? Hayır, asla! Sen, sen…
Damien, Kardak'ın sorusuna cevap vermedi. Cevap verme gereğini hissetmedi.
Bunun yerine, Kardak'ın ruhunda ruh araması başlatmak için karanlık büyü kullandı. Anılarını karıştırdı ve Paralı Asker Kralı'nın tüm anılarını çıkardı.
-Key, keuueok... Keueueo...
Karanlık büyü ruhu her seferinde ruhunu aradığında, Kardak korkunç bir acı hissediyordu.
Damien, bir süre Kardak'ın anılarını karıştırdıktan sonra sonunda istediği anıya ulaştı.
“Buldum. Buradaydı.”
İstediğini elde ettiği anda Damien, Kardak'ın ruhunu parçaladı.
-Kuaak! Aaaak!
venom tarikatı ürettikleri zehirleri insanlar üzerinde denedi.
Kardak'ın bugünlere gelebilmek için ne kadar çok insanı feda ettiği gün gibi ortadaydı.
Aralarındaki kin duygusunu biraz olsun yatıştırmak için Damien, Kardak'ın ruhunu tamamen yok etti.
Onu parçalara ayırdı ve sonra onu çökertmek için içine karanlık mana enjekte etti.
Damien ellerini birbirine vurdu. Kardak'ın ruhu toza dönüştü ve dağıldı.
“Hemen gitmek istiyorum ama… sanırım önce temizlik yapmam gerekecek.”
Kardak'ın bedeni patlarken, her yere et ve kan sıçradı.
Hepsi çok zehirliydi, bu yüzden onları öylece bırakmak mümkün değildi.
Damien hepsini bulup yaktı, sonra da bir şey buldu.
Zehir şişeleriyle dolu bir kemerdi.
Zehirin dışarı sızmasını önlemek için sıkıca kapatılmış olsalar da, yine de uğursuz hissettiriyorlardı. Bu, korkunç bir zehir içerdikleri anlamına geliyordu.
Bunları geride bırakmak da çok tehlikeliydi. Damien bütün şişeleri yakmak üzereydi.
“Hmm.”
Sonra birden aklına başka bir düşünce geldi.
Taşımak için çok tehlikeli ve rahatsız ediciydiler. Ama onları sadece bir kez kullanacak.
Damien zehir şişelerini paketleyip alt uzayına koydu.
Bundan sonra Damien temizliğe odaklandı. Ancak temizliği bitirdikten sonra devam edebildi.
Damien, Kardak'ın anılarında gördüğü yere doğru yöneldi.
Kardak'tan edindiği bilgiye göre, Paralı Asker Kralı şu anda sınıra yakın bir yerde saklanıyor.
Kardak, Paralı Asker Kralı'nı orada geçici olarak bırakıp Sla'nın habercisi geldiğinde teslim etmeyi planlıyordu.
Paralı Asker Kralı'nı saklandığı yere götüren kişi Kara Şövalye'den başkası değildi.
Kara Şövalye Üst Sınıf seviyesindeydi ama Damien çok endişeli değildi.
Büyük Karanlık Büyücü olmadığı sürece, Yüksek Sınıf'tan biri bile Damien'a rakip olamazdı.
Kara Şövalye'yi tek nefeste öldürüp Paralı Asker Kralı'nı serbest bırakmayı planlıyordu.
Ancak sonunda saklandığı yere vardığında Damien'ın karşılaştığı varlık Kara Şövalye değildi.
“İyi ki zamanında geldin.”
Kırmızı.
Dev şeytan Sla'nın bir müridi.
“Kardak'ı öldürmenin bedelini ağır ödeyeceksin. Pis sahtekar.”
Damien'ın yolunu kesti.
***
(Çevirmen – Kie)
(Düzeltici – Kawaii)
Yorum