Efsanevi Üstadın Dönüşü Novel
——————
FenrirHEIM Scans
(Çevirmen – Kiteretsu)
(Düzeltici – Kyros)
——————
Bölüm 53
(Son Kolezyum'a Hoş Geldiniz.)
(Final Colosseum'a 200 kullanıcı yerleştirildi.)
2. ve 3. turları da geçtikten sonra finale kalan Colosseum.
Ortam oldukça farklıydı, belki de bunun nedeni sadece hayatta kalmayı başarmış kullanıcıların oluşturduğu bir Kolezyum olmasıydı.
'Herkesin seviyesi 100'ün üzerinde.'
1. Kolezyum'da 100. seviyenin üstünde sadece bir avuç kullanıcı vardı.
Son Colosseum'da 100. seviye olmayan kullanıcıları bulmak daha zordu.
ve bunların %95'inden fazlası nadir sınıf ilerlemelerini tamamlamış kullanıcılardı.
'2. Sınıf İlerleme'de destansı seviyeye yükselmek zordur.'
New World, seviye atlamanın aşırı zor olduğu bir oyundu.
2. Sınıf İlerlemesi sorunsuz olsa bile, 100. seviyeden sonra seviye atlamak aşırı zordu.
Eğer şimdi başarısız olurlarsa, 3. Sınıf İlerlemesi'nde destansı notu hedeflemeleri gerekecekti; bu da benzersiz notu denemek için 4. sınıfa kadar beklemeleri gerektiği anlamına geliyordu.
Zaman alacağı düşünüldüğünde buradaki destansı nottan vazgeçemezlerdi.
Hatta bir iki tane de efsane notlar vardı.
Muhtemelen Jeong-Hoon gibi birinciliği hedefliyorlardı.
“…”
Önceki Colosseum'daki ayaktakımının aksine, önce rakiplerini tarıyorlardı.
Buraya kadar gelmenin kolay olmadığını biliyorlardı, bu yüzden tedbiri elden bırakmamalılardı.
ve gözleri Jeong-Hoon'a döndüğünde bir an durdular ve hareket etmediler.
Jeong-Hoon onların bakışlarını yakalayınca hafifçe gülümsedi.
'Ne düşündüklerini açıkça görebiliyorum.'
Alt düzey dövüş sanatçısı, 1. Sınıf.
Sadece bir dövüş sanatçısı değil, bu noktaya kadar ulaşmış normal bir derece mi?
Onlar da herhalde böyle bir şey düşünüyorlardır.
Elbette, aptal değillerse, sadece bir dövüş sanatçısı olduğu için tedbiri elden bırakmazlardı.
(Final Colosseum'un final turu başlıyor.)
(Kolezyum'a yerleştirilen 200 kullanıcı 'Lv. 150 Issız Karanlık Sokak'a taşınacak.)
(Her görevi tamamlarken orada hayatta kalmanız gerekiyor.)
(Tur, tek bir kişi kalana ve kullanıcılar birbirlerini öldüremeyene kadar devam eder.)
Başka bir deyişle, görevleri tamamlayarak mümkün olduğunca uzun süre hayatta kalmak anlamına geliyordu.
“Tüh.”
Birkaç kullanıcı dilini şaklattı.
Kullanıcıları başladığı anda katlederek turu hızla bitirmeyi planlamış olmalılar.
'Lv. 150 Issız Karanlık Sokak…'
Jeong-Hoon bu sokağı biliyordu.
Geçmiş yaşamında 150. seviye civarındayken Desolate Dark Street'e girmişti.
İşte bu yüzden bu olayı organize edenlerin ne kadar kötü niyetli olduklarını bir kez daha anlamış oldu.
(Final turu başlıyor.)
Bu mesajla birlikte Jeong-Hoon'un da aralarında bulunduğu 200 kullanıcının bedeni parlayarak kayboldu.
* * *
(Lv. 150 Issız Karanlık Sokak)
Desolate Dark Street henüz ortaya çıkarılmamış bir zindandı.
Dolayısıyla bu zindan hakkında hiçbir bilgi bulunmuyordu.
Son Kolezyum'a ulaşan kullanıcılar zindanı gördüklerinde şaşkınlıklarını gizleyemediler.
“Ne oluyor? Hiçbir şey göremiyorum?”
Karanlık çökmüştü, çıplak gözle hiçbir şey görmek imkânsızdı.
“Kahretsin, Işık bile çalışmıyor.”
Büyücü büyü yaparak etrafı aydınlatmaya çalıştı ama büyü bir türlü işe yaramadı.
Yapacak bir şey yoktu.
'Çünkü sen körsün.'
Jeong-Hoon, Issız Karanlık Sokağı'na ilk girdiğinde ne kadar telaşlıydı.
(Durum Durumu: Görme Engelli)
Eğer bu durum durumu olmasaydı, zindanın durumunu çıplak gözleriyle kontrol edebilirdi, ancak bu imkansızdı çünkü bu zindanın kendisine özgü bir zayıflatmaydı.
Eski atalarımız, bedenin bin nyang değerinde olduğunu, gözlerin ise dokuz yüz nyang değerinde olduğunu söylerlerdi.
Gözler o kadar değerliydi ki, bir zayıflatma etkisi tarafından engellenmeleri sinir bozucuydu.
“Bu bir zayıflatma mı? O zaman ilahi güçle…”
Manadan vazgeçip rahip yolunu seçen kullanıcılar, olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak için ilahi güçlerini kullandılar.
“Ha, bok. İşe yaramıyor…”
Elbette ki hepsi boşunaydı.
'Burası 150. seviye bir yer.'
Yani ilahi güç en az 200 veya daha yüksek olmadığı sürece, zayıflatma etkisi ortadan kaldırılamaz.
Jeong-Hoon ilahi gücünü kullandı.
(Durum koşulu kaldırıldı.)
Debuff kalktı ve çevredeki uzay görüş alanına girdi.
Önceki hayatında görmediği bir sahne.
Görme duyusu dışında diğer duyularına güvenerek zor kurtulduğu Issız Karanlık Sokak'ı nihayet kendi gözleriyle görebiliyordu.
'Demek öyle görünüyor.'
Issız Karanlık Sokak, kelimenin tam anlamıyla şehrin ortasındaki bir sokaktı.
Üstelik arka plan, Yeni Dünya köyleri gibi Ortaçağ Avrupası tarzında değil, Güney Kore'de sıkça görülen hareketli bir sokaktı.
Şu anda Jeong-Hoon dahil 8 kullanıcı o hareketli caddeye yerleştirildi.
'Ayrılmış olmalılar.'
Kullanıcılar birbirlerine saldıramazdı zaten.
Zaten bunu baştan beri yapamadılar.
Canavarlar yavaş yavaş bu tarafa doğru yaklaşıyordu.
(Lv. 150 Kara Şövalye)
Siyaha boyanmış şövalyelerden
(Lv. 150 Karanlık Büyücü)
Siyaha boyanmış büyücülere
Bunlar insan biçiminde gölgelerdi.
(İlk görev başlıyor.)
Statü koşulu altında bile Yeni Dünya'daki görevleri kontrol edebiliyordu.
“Görev?”
“Lanet olsun, bu haldeyken bize görev mi yaptırmak istiyorlar?”
Henüz durum koşulundan kurtulamamış kullanıcılar haykırdı.
(Bir Karanlık Askeri yen.)
İlk görev bir Karanlık Asker'i yenmekti.
Jeong-Hoon, görevi kontrol ettikten sonra hareket tekniğini kullandı.
“İnsan?!”
Jeong-Hoon hareket ettikçe yaklaşan canavarların yüzleri şaşkınlıkla doldu.
Aceleyle mızraklarını ve kalkanlarını kaldırdılar, ama Jeong-Hoon yarım vuruş daha hızlıydı ve Yeraltı Kralının Yumruk Tekniğini kullandı.
“Öksürük!”
Ona en yakın olan canavarın boğazına yumruğu indi ve canavar çığlık atarak geriye doğru düştü.
Jeong-Hoon boynuna bir darbe daha indirerek onu bitirdi.
(İlk görev tamamlandı.)
(İkinci göreve geçin.)
“Ne, neydi o!”
“Ne oluyor?!”
Görüş engeli nedeniyle göremeyen kullanıcılar, savaş ilerledikçe duyularını hızla artırdılar.
Son Kolezyum'a kadar hayatta kalmayı başaranlardan beklendiği gibi, durumu hemen kavradılar.
'Kendi başlarına hayatta kalacaklar.'
Kolezyum tamamen bireysel bir yarışmaydı.
Jeong-Hoon bir sonraki görevi kontrol etti.
(NPC Isaac'ı bulun.)
Bir sonraki görev bir NPC bulmaktı.
Bu geniş caddenin bir yerinde saklanan bir NPC.
Geçmiş yaşamında hayatta kalmaya çalışırken bu NPC ile karşılaşmıştı.
Eğer o NPC'nin yardımı olmasaydı, Desolate Dark Street'ten güvenli bir şekilde kaçması mümkün olmayacaktı.
'Muhtemelen oradadır.'
Jeong-Hoon aceleyle oradan ayrıldı.
* * *
“Birçok yabancı geldi.”
Karanlık Askerlerden kaçmak için binaların arasında saklanan ve durumu gözlemleyen Isaac, gizlice oradan uzaklaşıp bir dükkana saklandı.
Şu anda işletmede olmayan, bakımı yapılmamış, dağınık bir mağazaydı.
“Kıkırda!”
Pencereden, bir yabancının okla delinerek öldüğünü gördü.
“Tsk, tsk. Burası dikkatsizce girilecek bir yer değil.”
Bu zindanın bilinmeyen bir gücü vardı ve eğer dikkatsizce içeri girerseniz görüşünüzün engellenmesi gibi absürt bir fenomenle karşılaşacaktınız.
Isaac ilk girdiğinde bu statü koşulundan kurtulmak için kaç yıl mücadele etmişti?
Artık statü durumu, çıplak gözle bir miktar ayırt edilebilecek noktaya kadar silikleşmişti.
“Kıkırda!”
“Kahretsin!”
Zaman geçtikçe yabancıların çığlıkları birer birer artıyordu.
Isaac tozlu bir sandalyeye oturup vakit geçiriyordu.
Ne kadar zaman geçti?
Gıcırtı.
Dükkânın kapısı açıldı ve içeriye bir yabancı girdi.
Sokaktan geçen biri için fazla temiz görünüyordu.
“…”
Peki bu neydi?
Sanki yabancı biriyle göz göze gelmiş gibi hissetti.
“Buldum seni.”
Sanki bir yanılsama olmadığını doğrulamak istercesine yabancı ona yaklaştı ve sırıttı.
* * *
(İkinci görev tamamlandı.)
(Son göreve geçin.)
Sorunsuz ilerleme.
Isaac'in tepkisine bakılırsa ikinci görevi de ilk geçen o olmuş gibi görünüyordu.
===
(NPC Bilgileri)
-Takma ad: Isaac
-Seviye: 160
-Sınıf: Kılıç (2. Sınıf)
===
Destansı bir derece Sabre.
Desolate Dark Street'te hayatta kalabilecek kadar güce sahip bir NPC.
'O eskisi gibi.'
Isaac, önceki hayatında seviyesinin 160, sınıfının ise Saber olduğunu açıklamıştı.
O, bunun böyle ayarlandığını ve değişmediğini varsayıyordu.
“Beni görebiliyormusun?”
Isaac şaşkınlığını gizleyemeden sordu.
“Seni göremeseydim burada durmazdım, değil mi?”
“…Bu doğru.”
(Isaac'ı bu sokaktan çıkarın.)
(Kaçmak için Isaac'ı gizli portala götürmeniz gerekiyor.)
Jeong-Hoon'un gözleri üçüncü görevde büyüdü.
'Isaac'ı buradan çıkaralım mı?'
Isaac, Desolate Dark Street'e atanan bir NPC'ydi.
İşte bu yüzden yıllar sonra Jeong-Hoon Yeni Dünya'ya girdiğinde ve orada mahsur kaldığında, onunla Issız Karanlık Sokak'ta buluşabildi.
Üçüncü görevin İshak'ı buradan çıkarmak olduğunu düşünün.
'Ya, öyle mi yani?'
Isaac, başlangıçta Desolate Dark Street'e bir görev için atanmıştı.
Fakat hiç kimse İshak'ı oradan çıkaramadı ve o da burada mahsur kaldı.
'O zaman zaman yok.'
Bu tur, yalnızca bir kişi sağ kaldığında zorla sona erdirilecekti.
Bu yüzden hızlı hareket etmesi gerekiyordu.
“Bu sokaktan çıkmak istemiyor musun?”
Isaac, Jeong-Hoon'un sorusuna şiddetle başını salladı.
“Eğer mümkünse!”
Sokaktan kaçmak için her yolu denemiş, ama feci şekilde başarısız olmuştu.
Artık gerçeğine razı olmuştu.
“O zaman gidelim.”
“Nerede?”
“Burada yakınlarda bir portal var, değil mi? Oraya gidelim.”
Jeong-Hoon gizli portalın yerini biliyordu.
“Ne… O portal çalışmıyor.”
ve İshak da yerini biliyordu.
Ancak şartlar oluşmadığı için işe yaramayacak.
“Zaman yok. Gelmiyor musun?”
Acil bir durumdu.
Bu noktaya kadar sadece birkaç kullanıcı hayatta kalabilmişti.
Tur yakında sona erecekti.
Böyle bitse bile Jeong-Hoon birinci sıraya yerleşecekti ama kendisine yardım eden Isaac'ı bu ıssız, karanlık sokakta bırakmak istemiyordu.
Isaac onun nezaketini sezince kararlı bir ifadeyle başını salladı.
“…Tamam. Hemen gidelim.”
Uğraşmak istediği ama tutunacak bir dal bile bulamadığı günler.
Artık küçük bir umut belirmişti.
Almamak için hiçbir sebep yoktu.
Jeong-Hoon ile birlikte gizli portala doğru yöneldi.
Portal, mağazanın 5 km uzağında, kanalizasyona bağlı bir derenin altında bulunuyordu.
“Budur.”
Jeong-Hoon dereye doğru bakarken başını salladı.
Önceki hayatında, statü etkisi nedeniyle hiçbir şey göremediği bir durumda, kanalizasyonun kötü kokusundan dolayı mide bulantısı hissetmiş ve mücadele etmişti.
Çaylakken, görüşünün engellenmesi nedeniyle son derece kafası karışıktı ve bocalıyordu.
“…Oh, işe yarayacak mı sence?”
Isaac titrek bir sesle sordu.
“Oraya gidince göreceğiz.”
Tur henüz bitmemişti.
Jeong-Hoon, Isaac ile birlikte kanalizasyona girdi.
Kanalizasyonun derinliklerine doğru ilerledikçe, karşılarında titrek bir portal gördüler.
“Ha?”
Isaac'ın gözleri portalın durumu karşısında büyüdü.
Daha önce hiç çalışmayan portalı şimdi mükemmel bir şekilde çalışıyordu.
ve onun önünde de bir canavar portalı koruyordu.
(Lv. 170 Karanlığın Muhafızı)
Bu, tam 170. seviye Karanlığın Muhafızıydı.
160. seviyede olan Isaac'tan 10 seviye daha yüksekti.
ve Jeong-Hoon ile arasında 69'luk bir seviye farkı vardı.
Portaldan geçebilmek için bu canavarı avlamaktan başka çareleri yokmuş gibi görünüyordu.
(Final turu neredeyse bitmek üzere.)
(Şu an hayatta kalanlar: 4)
4 kişi kurtuldu.
3 kişi daha elenirse tur zorla sonlandırılacaktı.
O zaman içinde bitirmeleri gerekiyordu.
“Ben hallederim, lütfen beni koruyun!”
İshak kılıcını çekti.
(Karanlığın Koruyucusu 'Durum Durumu: Gelişmiş Görüş Engellemesi' özelliğini kullanır.)
Daha sonra Karanlığın Koruyucusu yeteneğini aktifleştirdi.
Aynı zamanda Isaac'ın üzerindeki statü koşulu güçlenmişti ve hatta Jeong-Hoon'un iyi olan görüşü bile engellenmiş oluyordu.
Isaac aniden bastıran karanlıktan dolayı homurdandı.
“Geçemezsiniz!”
Karanlığın Muhafızı ikiz kılıçlarını kaldırdı ve Isaac'a doğru koştu.
Canavarın NPC'ye saldırması, görevi tamamlamak için NPC ile işbirliği yapmaları gerektiği anlamına geliyordu.
“Saçmalama!”
Isaac kılıcını savurdu ve Muhafız'ın ikiz kılıçlarını savuşturdu.
Görüşünün engellenmiş olması büyük bir dezavantajdı ama Isaac, sokaklarda yaşamanın getirdiği deneyimi ve şövalye olarak sahip olduğu duyuları tam anlamıyla özümsemişti.
Dezavantajı telafi etmek sorun olmadı.
“Burada kalmalısın. Sonsuza kadar!”
Karanlığın Muhafızı mırıldandı ve ikiz kılıçlarını çılgınca savurdu.
İkiz kılıçlar koyu kırmızı bir aurayla doluydu.
Sadece 2. Sınıf İlerlemesi tamamlandıktan sonra ortaya çıkabilen Kılıç Aurası.
Bunu yapan tam bir canavardı.
“Kapa çeneni!”
Isaac da aurasını çekip Karanlığın Muhafızı'yla yüzleşti.
Çınt! Çınt!
Çatışmalar devam etse de Isaac kolay kolay geri püskürtülemedi.
“Zavallı aptal!”
(Karanlığın Koruyucusu 'Durum Durumu: Moral Azalması'nı kullanır.)
(Isaac'ın istatistikleri genel olarak düştü.)
Isaac'in 160. seviyesi anında 100. seviyeye düştü.
Gücü büyük ölçüde azalmış olduğundan Muhafız'a karşı verdiği güç mücadelesinde gerilemeye başlamıştı.
“Kahretsin!”
Isaac inleyerek geri çekildi.
Sokaklarda dolaşırken sürekli eğitilmiş bir vücuttu.
Ancak aradaki 70 levellik fark karşısında diz çökmekten kendini alamadı.
Çınlama!
Isaac, ağır bir saldırıyla daha fazla dayanamayıp yere yığıldı.
Dizleri çözüldü, burnundan ve ağzından kan aktı.
Çarpmanın etkisiyle iç organlarında yaralanmalar meydana gelmişti.
'Ben burada mı öleceğim…?'
Burada ölmek için bu kadar sıkı çalışmamıştı!
İstemesine rağmen bedeni hareket etmiyordu.
İşte o zamandı.
“Aa, başka bir böcek mi beni durdurmaya çalışıyor?”
Jeong-Hoon araya girdi.
“Ö-Tehlikeli! Hemen kaç!”
İshak bağırdı.
Karşısındaki yabancı kesinlikle güçlüydü ama İshak'tan daha zayıftı.
Guardian'la başa çıkmasının hiçbir yolu yoktu.
“Önemli değil. Benim bir yolum var.”
Zaman daralırken, Karanlığın Muhafızı'nın kontrolden çıkmasını öylece oturup seyredemezdi.
Bu yüzden farklı bir yöntem kullanmanın zamanı gelmişti.
'Beyin yıkama.'
——————
FenrirHEIM Scans
(Çevirmen – Kiteretsu)
(Düzeltici – Kyros)
Güncellemeler için Discord'umuza katılın!
–
——————
Yorum