Düzenbazların Tanrısı Novel
Bölüm 868: Karanlık Zehir Bataklığına Ulaşmak
“Hadi gidelim. Papa yine yorulmaya başladı.” Griffith Ailesi uzmanlarından biri papanın yüzünü inceleyerek bağırdı.
Papa'nın son 22 saat içinde Büyü Gücünün çoğunu kullandığı için becerilerini kullanmakta zorlandığı açıktı.
Yüzü biraz solgunlaşmıştı ve vücudu terle kaplanmıştı. Papa er ya da geç düşebilirdi, bu yüzden Griffith Ailesi'nden uzmanlar bu şansı bekliyordu.
Theo bir an durakladı ve papanın yüzüne baktı. “İyi misin?”
“Benim için endişelenme. Seni gideceğin yere gönderebilmeliyim. Ancak neden Karanlık Zehir Bataklığı'na gittiğini bilmiyorum… Benim gücüm bile orada hayatta kalmak için yeterli değil.” Papa kaşlarını çattı.
O, Şifa Becerileri, Savunma Yetenekleri ve Geleceği Tahmin Etme konusunda usta olan dünyanın ilk Şifacısıydı. Ancak bu kadar güçlü olmasına rağmen bu yeterli değildi.
Karanlık Zehir Bataklığı önemsiz bir mesele değildi. İçeride geçireceği bir saat, Büyü Gücünün yüzde onunu tüketebilir çünkü zehrin korozyonuna dayanmak ve kendisini herhangi bir zehirden iyileştirmek için Savunma Yeteneklerini kullanması gerekecektir.
Eğer Theo oraya özellikle Agata ve Ava ile birlikte giderse bir saat bile dayanamaz. Papa'nın Theo'nun yorgunluğundan ziyade iyiliği hakkında endişelenmesinin nedeni de buydu.
“Benim kendi yolum var. Endişelenmene gerek yok. Hedefime ulaşabildiğim sürece buradan ayrılabilirim.” Theo başını salladı.
“Senin kaçmanı önlemek için Karanlık Zehir Bataklığını gözetleyecekler.” Papa şüphesini bir kez daha dile getirdi. Theo'nun söylediklerine inanamıyordu. Theo'nun gücünün olağanüstü olduğunu bilmesine rağmen Theo'nun zehir kullandığını hiç görmemişti.
“Dediğim gibi, benim kendi yolum var. Cevabını oraya vardığımızda alabilirsin… Tabii oraya ulaşabilirsek.” Theo ona baktı ve papanın yeteneğini sorguladı.
“Tamam o zaman.” Papa başını salladı ve arkasında başka bir altın göz belirdiğinde elini çırptı.
Altın göz, çevresinde Büyü Gücü içeren her şeyi söndüren parlak altın bir ışık yaydı.
Bundan sonra Lorenzo onları tekrar ışınladı ve şunu sordu: “Yine de bizi nasıl buluyorlar? Kafalarını karıştırmak için sağa sola ışınlanıyorum… Ama bir şekilde tam arkamızdalar.”
Theo da merak ediyordu ama Griffith Ailesi hakkında hiçbir zaman kapsamlı bir araştırma yapmamıştı çünkü bilgi ağı henüz o seviyeye ulaşmamıştı.
Ancak papa cevabı buldu ve onlarla paylaştı. “Griffith Ailesi'nin bir tür takip yöntemi var. Bunu sadece ailedeki üst düzey kişiler öğrenebildiğinden ben bile detaylarını bilmiyorum.
“Bilgilere göre takip yöntemleri 50 mil kadar uzaklığa ulaşabiliyor. Bu yüzden insanlar hep 'Griffith Ailesi'nden kaçamazsınız' diyorlar.
“Yöntemleri çok tuhaf. Kendinizi tamamen değiştirebilecek veya o aralığın dışına çıkabilecek bir şey kullanmadığınız sürece kaçamazsınız.”
“Hımm…” Theo'nun gözleri sanki aklında bir şey varmış gibi kısıldı.
Theo, Metamorfoz'unun bu yerden kaçmak için yeterli olup olmadığını merak ediyordu ama aynı zamanda Yaramazlık Tanrısı'nın ona, bu becerinin en yüksek seviyeye ulaştığında genetiğini bile değiştirebileceğini söylediğini hatırladı. Yani Metamorphosis'in onu tamamen farklı bir insan yapabileceğine inanıyordu.
O düşünürken kovalamaca birkaç saat daha devam etti.
,,,
Bir buçuk saat sonra.
“Papa'nın hiç gücü kalmadı. Yakında Theo'yu öldürebileceğiz!” Griffith Ailesi Uzmanı yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bağırdı. Uzun bir arayıştan sonra nihayet başarıya ulaştı.
Ancak kendisi ve arkadaşları başka bir şeyi fark ettiler. Theo'nun grubunun arkasında, gezegendeki en güçlü insanı bile öldürebilecek zehirli sisiyle ünlü bir yer olan Karanlık Zehir Bataklığı vardı.
Theo'nun buraya ilk gelişinden farklı olarak zehrin yerden çıkmasını engelleyen kar yoktu. Bunun yerine her yere dağılmış siyah renkli otlar, kurumuş ağaçlar ve yeşil su göletleriyle doluydu.
İçeri girdiklerinde, hiçbir şey kalmayana kadar onları yiyip bitirecek çok sayıda zehire maruz kalacaklardı.
Yine de herkesi en çok korkutan, yerden ağaçların otuz metre yukarısına kadar yükselen ve burayı dış dünyadan izole eden bir bariyer gibi gösteren siyah renkli sisti.
“Ne? Burası… Neden buraya geliyorlar?” Uzman soruyu yüksek sesle sordu.
Sorunun yanıtı kısa sürede eylem şeklinde yanıtlandı. Theo sırtından üç şırınga çıkardı ve birini Agata'ya verdi.
“O sıvı…” Herkes onu hemen tanıdı. Sonuçta bu ilaç binlerce zehri dışarı atabilmesiyle ünlüydü. Savaş Tanrısı Ailesi onlarca yıldır bu kaynakları tekelinde tutuyor ve bunları diğer ülkelerle bağlantı kurmak için kullanıyordu.
“Zehirli Meyveden elde edilen meyve suyu!”
“Yine de zehirli sis çok güçlü. O ilaçla bile vücudu korozyondan dolayı aşınacak! Ne olursa olsun Theodore Griffith içeride uzun süre dayanamayacak.”
“O bir aptal. Kaçma konusunda kendine güvendiğini sanıyordum ama görünen o ki başka yolu yok…”
Griffith Ailesi'nden uzmanlar onun buraya gitme kararıyla dalga geçiyorlardı. Theo'yu hafife almadılar. Theo'nun bu yer için bir çözüm bulduğuna inanıyorlardı. Ancak sis varken dünyanın en güçlü insanı bile buraya girmezdi. Theo'nun bu yerde hayatta kalmasının hiçbir yolu yoktu.
Karanlık Zehir Bataklığı'na mümkün olduğunca yaklaştıklarında Theo onlara cevap vermedi.
Sonunda Karanlık Zehir Bataklığı'na ulaştıkları anda papa derin bir nefes aldı ve “Sözümü yerine getirdim” dedi.
“Kardeşim, seni nereye göndermemi istersin?” Lorenzo burayı çevreleyen zehirli sise bakarken Theo'ya sordu.
“Ne kadar uzak olursa o kadar iyi.” Theo Karanlık Zehir Bataklığını işaret etti.
“Tabi ki.” Lorenzo onu göndermek için parmaklarını şaklatmadan önce gülümsedi, “Bir dahaki sefere bana bir içki ısmarla.”
Theo gülümsedi ve başını salladı. “Kesinlikle. Bir dahaki sefere!”
“Görüşürüz…” Lorenzo ağır bir kalple parmağını şıklatarak Theo, Ava ve Agata'yı Karanlık Zehir Bataklığı'nın üzerindeki havaya ışınladı.
Bu içerik Fenrir Scans adresinden alınmıştır.
Yorum