Düzenbazların Tanrısı Novel
Bölüm 1345 Felix'in Eğitimi
*Pantolon!*
*Nefes nefese!*
Felix, vücudunu dik tutmak için kılıcını destek olarak kullanırken nefes nefeseydi. Önündeki küçük siyah canavara baktı, kendini işe yaramaz hissediyordu.
Yağmur yağmaya devam ederken gökyüzü karanlıktı.
Canavar ona tepeden baktı ve onu yeniden kışkırttı. “Sorun ne? Burada işin bitti mi? Eğer çok yorgunsan, dinlenebilirsin ama bu eğitimin sonu.”
“Hala işim bitmedi.” Felix dişlerini gıcırdatarak sırtını tekrar dikleştirdi. Bir derin nefes daha aldıktan sonra canavara doğru hücum etti.
İkincisi sırıttı ve kara kılıcını kaldırdı. Birbirlerinin tam tersiydiler.
Felix'in kılıcı sıcak ve parlak ışıkla kaplıyken, canavarın kılıcı kasvetli ve soğuk karanlıkla kaplıydı.
Kılıçları çarpıştığında ışık daha da parladı ve kılıcı aydınlatmaya çalıştı. Ancak karanlık daha da güçlendi ve ışığı yuttu.
“Bunu hala yapamıyorsun. Hala senin ışığındaki boşluğu hissediyorum. Bu yüzden o ışığı kolayca yutabiliyorum.” Canavar bağırdı.
“Evet!” Felix tüm dikkatini bu güce yoğunlaştırmak için gözlerini kapatırken daha da fazla güç topladı. Kılıcını tekrar salladı ama karanlık çok geçmeden ışığı yuttu ve Felix'in gücünün çoğunu tüketmesine neden oldu.
Canavar Felix'e baktı ve sordu, “Yine de neden bu tür bir saldırı konusunda bu kadar kararlısın? Hiç sana göre değil. Saldırı şeklinin rastgele ve akıcı olduğu düşünüldüğünde, ilk başta biraz ilginçtin. birçok rakibi alt edebileceğini söyledin ama bu sefer sadece tek bir vuruşa odaklandın.”
“Düşmanımı hızlı bir şekilde arka arkaya yok edebilmem için tüm gücümü tek bir saldırıya harcamam gerekiyor. Bu yüzden tüm bu ışık kılıcıma gidiyor.” Felix dişlerini gıcırdattı, uzun eğitimden sonra hala bunu yapamıyordu.
“Hayır, beni anlamıyorsun. Madem zaten bir formülünüz var, aceleniz varken onu neden değiştiresiniz ki? Uzun zamandır bu yönde çalıştınız, yani değiştirmenize gerek yok.” Bir noktadaki çok güçlü bir ışık gerçekten de yangına neden olabilir, fakat dağınık bir ışık bütün bir alanı aydınlatabilir.” Canavar kaşlarını çattı. “Gücünün tam olmadığını görebiliyorum ama bu yarım yamalak güçle beni yenebileceğini sanmıyorum.”
Felix ona cevap veremeyince aşağıya baktı.
Bu sırada canavar devam etti: “Şu anda ne yapıyorsun? Benden seni eğitmemi isteyenin sen olduğunu bilmelisin, ama tavsiyelerimin hiçbirini dinlemiyorsun.”
Felix dudaklarını ısırdı ve birkaç ay önceki anıyı anlattı.
Kimliğini gizleyen siyah bir tabakayla kaplı devasa bir canavarın önünde oturuyordu. Canavar sormuş: “Peki neden benimle tanışmak istiyorsun insan? Görünüşe göre seni buraya karım gönderdi. Ona göre sen arkadaşımın asistanısın.”
“Güçlenmek istiyorum. Şu anki halim… onu takip etmeyi hak etmiyorum. Çok zayıfım. Bu yüzden senden güç arıyorum.” Felix canavara ciddi bir ifadeyle bakarak cevap verdi.
“Benden seni eğitmemi istemenin ne kadar saçma olduğunu biliyor musun?” Canavar, Felix'e kızarak gücünü serbest bıraktı.
Ancak Felix geri adım atmadı. Geriye baktı ve şöyle dedi, “Eğer daha güçlü olmazsam gelecekte ölebilir. Onun gücü anlaşılmaz, ama o bana bu kadar güvenirken ben şu anki halimden memnunsam… Onun zayıflığı haline geleceğim. Düşmanın onu öldürmek için beni kullanmasını istemiyorum!”
“Peki umurumda mı sanıyorsun?”
“Umurunda! Onunla sadece bir anlaşman yok, aynı zamanda bana da borçlu olabilirsin!”
“Kendini çok fazla düşünme insan. Sen benim karşımda bir hiçsin.”
“Doğru… Senin gözünde o kadar iyi değilim ama gelecekte durum farklı olacak. Eğer bu yeterli değilse seni tehdit edeceğim.”
“Ha? Sıradan bir insan beni tehdit etmeye cesaret edebilir mi?”
“Beni eğitmezseniz birkaç ay içinde ölecek. Sonuçta rakibi bu sefer zayıf bir insan değil… Dünyanın en güçlü 8. kişisi. Eğer ben onun gibi biriyle dövüşemezsem bile sen, o birçok yönden bunalmış olacak.”
“Dünyanın en güçlü 8. kişisi mi?” Canavar bir an sessiz kaldı ve şöyle dedi: “Bu kesinlikle beni tehdit edebilecek bir şey. Ama bundan ne elde edebilirim? Senin hayatını sadece senin küstahlığından korumam bile bana borçlu olman için yeterli.”
“Eğer beni eğitmeyi kabul edersen, bu iş bittikten sonra, dövüşebilmen için seninle buluşmaya gelmesi için ona yalvaracağım. Eminim uzun zamandır bekliyordun.”
Canavar tekrar durakladı. “Bu benim için bile çok cazip. Seni eğitebilirim ama iki sorumu cevaplaman gerekiyor. İlk soru… kılıcının köreldiğini görebiliyorum. Yolunun sonuna ulaşmalıydın ama orada seni ileriye iten bir şey var gibi görünüyor. Nedir o?”
“Güvenebileceği birine ihtiyacı var. Ona ayak uydurabilecek birine. Bu yüzden ona onun kılıcı olacağıma dair söz verdim… ve o beni, yalnızca öldürmeyi bilen bir kişiyi yanına aldı.
“Bu yüzden eğer düşman benden güçlüyse, daha da güçlü olurum ve onları öldürürüm. Eğer ölürse cehennemin kralını memnuniyetle öldürürüm ki onu geri çekebileyim. Bunun için güce ihtiyacım var.”
Canavar daha sonra ikinci soruyu sordu. “Peki sen bu gücü hak ettiğini mi düşünüyorsun? Kılıcını bırakıp onu körelten sen…”
Felix canavara bakarken yumruklarını sıktı ve inançla konuştu. “Eğer birisi bunu hak etmediğimi söylerse, kim olursa olsun onu öldürürüm!”
Canavar sanki bu cevaptan keyif almış gibi sırıttı. Koltuğundan kalktı ve yüksek sesle şöyle dedi: “Benim için sorun değil. Buzun hükümdarı adına, ben, Karanlık Kral, seni eğiteceğim!”
Bu içerik Fenrir Scans adresinden alınmıştır.
Yorum