Dünyanın En Büyük Büyücüsü Novel
Emery, daha aklının düşünmeye zamanı bile kalmadan kendini kalabalığa doğru koşarken buldu ve tanıdık figürü gördü. Bölgedeki kalabalığın arasından hızla geçerek peşindeki insanları farkında olmadan kenara itti.
“Morgana… o… o kim?”
Etrafında tanıdık bir figür bulamadı, kalabalıkları araştırmak için duyularına odaklandı ama yine de hiçbir şey bulamadı. Onu tamamen kaybetmiş gibi görünüyor.
Emery, yaptıklarına rağmen gördüklerinin gerçek mi, yoksa sadece hayal ürünü mü olduğundan emin değildi. Ancak o kişinin gerçekten de anılarının derinliklerinden geldiğinden kesinlikle emindi.
“Nedir?” diye sordu Annara ona yetişirken etrafına bakınarak. “Tanıdığın birini gördün mü?”
Emery başını sallamadan önce birkaç dakika daha etrafına baktı. “Önemli değil. Geri dönüp kalacak bir yer bulalım.”
Bu tanıdık kişinin görüntüsü hâlâ zihninde kazınmışken Emery, daha önce ziyaret ettikleri meyhanenin yakınındaki handa hemen bir oda buldu. Kapı kapanır kapanmaz hızla lotus pozisyonuna oturdu ve gözlerini kapattı. Bir sonraki anda (Hafıza Bulmacasına) geri döndü.
Adı Morgana'ydı ve onda kendisi için özel bir şeyler olduğunu hissedebiliyordu. O sadece duygusal olarak bağlı olduğu biri değildi; aralarındaki bağın bundan daha derin olduğunu hissedebiliyordu.
Sonra birdenbire, kafasında görünür bir kırmızı kürk teli bulunan kara bir kurda dönüştüğü görüntüsü zihninde belirdi. O anda Emery sanki elektriğin tüm vücudunda dolaştığını hissetti.
“Ben… bunu hissedebiliyorum.. O bir Fey Kurdu; o benim gibi..” Kendi kendine mırıldandı. “Biz… kan bağıyla birbirimize bağlıyız.”
Bu, sonunda beyninin kayıp olan başka bir kısmından kilitli bir kapıyı açmak gibiydi.
Eserin yardımıyla Emery yavaş yavaş onu, onunla ilgili anılarını görmeye başladı. Özellikle, iyileşirken gölette uyuduğu görüntüsü aklında oyalandı.
“Hâlâ hayatta mı?”
Yer ve içinde bulunduğu tanıdık orman hakkında daha fazla bilgi edinmek için daha derinlere inmeye çalıştı.
Tanıdık gelen daha fazla yüzün yavaş yavaş gün yüzüne çıkması çok uzun sürmedi. Belirli bir anda durmadan önce Emery'nin zihninden anılar geçti: Dünya denen bir gezegende Fey Köyü denen yerde yaşayan dört melez dişi kurt.
“Onlar benim sürüm… Ailem.”
Emery'nin zihninde ardı ardına anılar akın etti, kendi grubunun bir Alfa'sı olduğunu anlamasını sağladı ve içindeki belli bir boşluğun dolmasına neden oldu. Bu insanlarla olan kanla mühürlenmiş bağını hatırladı.
Emery birdenbire kanının harekete geçtiğini hissetti ve daha ne olduğunu anlayamadan olay çoktan hız kazanmış ve bir ilerleme kaydetmişti.
(Soyunuz yeni bir arınma sürecinden geçti)
(Gen saflaştırılmış)
(Alacakaranlık Fey kurdu gen özü yüzdesi %44'e çıkarıldı)
(Savaş gücü arttı)
(Savaş gücü: 260 (263))
Atılım tamamlandığı anda Emery, canlandırıcı bir duygunun tüm varlığını sardığını hissetti, ardından da sürüsüyle yeniden bir araya gelme, varlığını yeniden bir bütün haline getirme dürtüsü geldi.
Ancak tüm bu duygular geçer geçmez, daha önce gördüğü kızın görüntüsü bir kez daha aklına geldi. Artık hafızası geri geldiğine göre bunun sadece bir halüsinasyon olduğundan emindi. Ama sonra neden burada böyle bir halüsinasyon gördüğünü merak etmekten kendini alamadı.
Kanlarında galaksiyi geçip onları birbirine bağlayabilecek bir şey olabilir mi? Şu anda Kurt soyundan gelen gezegende olmasının bununla bir ilgisi var mıydı? Yoksa tamamen başka bir şey mi?
Her iki durumda da Emery, elindeki sınırlı miktardaki serumu tüketmeden gen özünü bir yüzde daha artırabildiği için mutluydu. Sadece %6 daha fazla olsaydı 7. sıraya geçebilirdi. Her türlü kurt etkisine karşı koyabilecek kadar güçlü olacağı ve aynı zamanda Silva'ya daha iyi bir hayatta kalma şansı verebileceği bir aşama.
Derin düşüncelere dalmışken odasının kapısının arkasından bir tıkırtı ve bir ses duydu.
“Uyandın değil mi?”
Annara'dan başkası değildi. Emery tam kalkmak üzereyken kız çoktan kapıyı açmıştı. İçeri girmeden önce onun iznini bile beklemedi.
Yüzündeki ifadeyi fark eden kızıl saçlı kız kendi ifadesiyle karşılık verdi. “Neredeyse iki gündür bu odada kapalısınız.. umarım rahatsız edici bir şey yoktur”
Emery, kadının gerçekten kendisi için mi yoksa tamamen başka bir şey için mi endişelendiğini anlayamıyor, bu nedenle mevcut ortaklıklarını bozmamak için hafıza kaybından kısaca bahsediyor.
“Güzel, çünkü bende duymak isteyeceğin bir şey var”
Anlaşılan Annara, son iki gününü dedikoduları dinleyerek ve insanların tartıştığı gevezelikleri duyarak bilgi toplamak için minik güve ailelerini yayarak geçirmişti. Aldığı sonuç en azından hayal kırıklığı yaratmadı.
“Tamam, olay şu ki, Alfa Kralı şu anda insanların Yüzyılın Rave'i dediği Kanlı Ay Festivali'ni kutluyor.” İki tane kalın kağıt çıkarırken gülümsemesi daha da genişledi. “Etkinlik için bize bir davetiye aldım. Bu, amacımız için bilgi toplamak için harika bir şans, sence de öyle değil mi?”
Kızıl saçlı kız hakkında bildiklerine dayanarak Emery, kızın bu biletleri yasa dışı yollardan aldığından şüpheleniyordu ve tahminleri ya hırsızlık ya da sahtecilikti. Yine de söyledikleri kısmen doğruydu.
Rave sözlerini duyan Emery, daha önce de benzer etkinliklere katıldığını hissetti ve bu nedenle katılmanın kendisi için iyi bir şey olduğuna inandı. Üstelik pek çok ünlü Kurt soyundan gelen grup ve klanın da orada bulunacağı anlaşılıyor.
Kurt soyunun en güçlü bireylerinin bir araya geldiği bir etkinlik kesinlikle onun görmek isteyeceği bir şeydi. Üstelik bunca zamandır kalbinin nefretle yanmasına neden olan adamı nihayet görmeyi çok isterdi.
“Ben varım” diyen Emery, yüzünde bir sırıtışın açılmasına neden oldu. “Neye ihtiyacımız var?”
“Pekala, eğer kraliçe sana resmi bir kıyafet hazırlamadıysa sanırım kıyafet için alışveriş yapmamız gerekecek.”
Zaman kaybetmek istemeyen ikili, yaklaşan etkinlik için uygun kıyafetler almak üzere hemen alışverişe gitti. Sonra gece çökerken şehir merkezine, Alpha King'in sarayına doğru yola çıktılar.
En güncel romanlar Fenrir Scans adresinde yayınlanmaktadır.
Yorum