Deneme Evliliği Novel Oku
Bölüm 396: Her Gün Senin Yanında Olmak İstiyorum!
Çevirmen: Yunyi Editör: Yunyi
“Yani, Tang Ailesi'nin Dördüncü Efendisi olmak istemiyorsun, bunun yerine gidip bir ölü gibi davranmak mı istiyorsun?” Mo Ting hafifçe kaşını kaldırdı. “Eğer bu senin hayalinse, onu gerçekleştirmekten mutluluk duyarım.”
“Gerçekten mi?”
“Eğer kız kardeşinizin filminde gerçekten figüran olmak istiyorsanız, ölü bir bedeni canlandırabilmeniz için en az 3 ay eğitim almanız gerekir.”
“Kız kardeşimin yeni filmi ne hakkında? Ölü bir bedenin bile eğitime ihtiyacı vardır?” diye sordu Tang Jingxuan.
“Bu bir felaket filmi. Herkesin öldüğü ve tek bir kurtulanın kaldığı türden…” Tangning, “Ama bence lisansüstü eğitimine odaklanmalı ve eğlence sektörüne girmeyi düşünmeyi bırakmalısın.” diye cevap verdi.
“Daha önce beni şarkı söylerken bile duymadın, beni nasıl böyle reddedebilirsin?” Tang Jingxuan itiraz etti, “Üçüncü Kardeş, sen de bir zamanlar şüpheyle karşılandın, ama sonunda kendini kanıtlamadın mı? Bana neden bir şans vermiyorsun? Hai Rui'deki bazı şarkıcılardan daha kötü olmayabilirim. Büyükbabam bile buna karşı değil…”
“Jingxuan, teyzenin onları senin için ikna etmesine izin ver. Önce Yichen ile eve git.”
Tang Yichen, Tang Jingxuan'ın yalvaran ifadesine dayanamadı, bu yüzden onu yakasından tuttu ve arabaya doğru çekti.
“Teyze, onları ikna etmeyi unutma.”
“Yichen gerçekten soğuk bir çocuk.”
“Aslında yüzeyde soğuk ama içeride sıcak,” diye iç geçirdi Tangning, kolunu annesinin koluna dolarken. “Gel, bu gece benim evimde kal. Söz vermiştin…”
Xia Yuling başını salladı; başka seçeneği yoktu.
Mo Ting, karısını ve kayınvalidesini arabaya kadar eşlik etti ve üç kişilik aile kısa sürede evlerine döndü.
Eve vardığında Tangning banyo yapmaya gitti, Xia Yuling ise oturma odasında oturup Tangning'in senaryosunu karıştırıyordu. Kızının senaryoya notlar yazmak ve hatırlatıcılar işaretlemek için bu kadar çaba sarf ettiğini gören Xia Yuling iç çekti: kızının bir gün oyuncu olacağını hiç düşünmemişti.”
Bir süre sonra Tangning oturma odasına girdi ve gülümsedi, “Mo Ting'e bir bardak süt koyacağım. Bir dakika bekleyin. Aç olmasından korkuyorum…”
“Size akşam yemeği hazırlayayım mı?”
“Gerek yok anne… Akşam yemeğine alışkın değil.” Tangning, Xia Yuling'in yanına dönmeden önce kocasıyla ilgilenmek için hızla uzaklaştı. “Peki, Jingxuan'ın eğlence sektörüne girmesine nasıl ikna etmeyi planlıyorsun?”
“Herkesin arzuladığı bir şey vardır. Jingxuan'ı hala anlamıyor musun? O inatçıdır. Ona yardım etmesen bile, eğlence sektörüne girmenin başka bir yolunu bulacaktır.”
Tangning, “Ama…bu endüstri…” diye cevap vermeden önce bir süre sessiz kaldı.
“Annem anlıyor. Neden kimliğini gizlemesini ve Tang Ailesi adını kullanmamasını söylemiyorsun? Biraz sertlik deneyimlesin ve belki eve koşarak geri döner.”
Tangning başka bir kelime etmeden güldü. Gerçekte biliyordu… Tang Jingxuan sektöre girdiğinde geri dönüş yoktu. Ama Yaşlı Tang'a nasıl açıklayacaktı? ve Tang Ailesi işini devralacak kim kalmıştı? Yine de Tangning annesinin planının hala iyi bir fikir olduğunu biliyordu. Ayrıca, onu eve dönmeye ikna etmek için daha sonra her zaman bir yol düşünebilirdi…
“Tamam, senin fikrinle gideceğim. Ama, ona özel bir muamele yapılmayacak. İş, iştir.” Tangning bunu, Tang Jingxuan'ın Hai Rui'nin veya kendisinin onu desteklediğini kibirli bir şekilde düşünmesini istemediği için yaptı.
“Bunu senden daha iyi bildiğinden eminim. Bu çocuğun güçlü bir gurur duygusu var.” Xia Yuling konuşmasını bitirdikten sonra, Tangning'in omzuna yaslanmasına izin verdi ve sordu, “Anneme en son böyle yaslanmandan bu yana ne kadar zaman geçti?”
“Uzun zaman…”
“Senaryonuza bakmaya devam edebilirsiniz. Anneniz televizyon izleyecek.”
Tangning başını salladı. Anne ve kızı gece geç saatlere kadar böyle kaldılar. Bu Xia Yuling'in asla hayal bile edemeyeceği bir şeydi. Kızının onu affedeceğini, hele ki böyle yaslanacağını hiç düşünmemişti.
Birkaç saat sonra Tangning uykuya daldı. Fakat Xia Yuling'in kolu uyuşmaya ve ağrımaya başladı.
Tam kızını uyandırmak üzereyken, Mo Ting arkalarında belirdi ve nazikçe, “Anne, bırak ben halledeyim. Önce sen uyu, misafir odası hazır.” dedi. Konuştuktan sonra, elleriyle Tangning'in başını nazikçe kaldırdı.
Xia Yuling başını salladı ve odadan çıkmak için ayağa kalktı. Bu sırada Mo Ting, Tangning'in başını kanepeye nazikçe koydu, böylece yatay olarak uzanabilirdi.
“O zaman sana eşlik etmeni bırakayım.” Xia Yuling konuştuktan sonra misafir odasına girdi. Ancak, kapıyı kapatır kapatmaz Mo Ting'in eğilip Tangning'i kollarında taşıdığını gördü. Dudakları bilinçsizce yukarı doğru kıvrıldı.
“Tıng…”
“Ha?” Mo Ting, Tangning'i yatak odasına taşıdı ve yatağa yatırdı.
“Seni öpmek istiyorum,” Tangning aniden gözlerini açtı, kollarını Mo Ting'in boynuna doladı ve ona tutkulu bir öpücük kondurdu… Sonra kulağının dibinde baştan çıkarıcı bir şekilde, “Ben de seni istiyorum!” dedi.
Bedenler birbirinden ayrılamazdı: anlaşılmaz bir güçle birleşiyor ve ölümsüz bir sevgiyle bir arada tutuluyorlardı. Ancak, bu bile birbirlerini ne kadar derinden sevdiklerini tam olarak göstermeye yetmiyordu.
Zevk dolu anlarının ardından Mo Ting, sakinleşirken Tangning'i kollarında tuttu. vücutları ter içinde olmasına rağmen, birbirlerine sıkıca sarıldılar…
Zaten altı aydan fazla bir süredir evliydiler, ama birbirlerine olan aşkları en ufak bir şekilde azalmamıştı. Aslında, daha da güçlenmişti.
Ne kadar güçlü?
Artık aşkları, her birinin diğeri için canını hiç tereddüt etmeden feda edebileceği bir boyuta gelmişti…
…diğer kişi de onu sevdiği sürece…
“Çekimlere başlamak üzereyim. O zamana kadar her gün senin yanında olmak istiyorum!”
“Tamam,” dedi Mo Ting, elini Tangning'in uzun saçlarında yavaşça gezdirirken.
…
Gece geç vakitler. Zhong ailesinin evinde.
Tang Xuan, kocasıyla birlikte kayınvalidelerinin önünde zar zor göründü. Ancak, gidebileceği başka bir yer yoktu. Tang Ailesi, onun aile evine adım atmasına izin vermedi ve hatta eşyalarını sokağa attı…
“Anne… Xiao Xuan'a eşlik et. Hala yapmam gereken işler var,” dedi Tang Xuan'ın kocası ceketini alıp giderken.
Tang Xuan kayınvalidesine dikkatle baktı; elbette biraz gergindi…
Anne Zhong, Tang Xuan'a baktı ve gülümsedi, “Gergin olmaya gerek yok. Tang Ailesi'nin evinde olanları zaten duydum…”
“Xiao Xuan, seni sızlandırmak istemiyorum ama, eğer miden buna göre davranıp sana bir oğul veya kız çocuğu vermiş olsaydı, Yaşlı Tang küçük çocuğun hatırına sana karşı daha nazik davranırdı.”
Anne Zhong'un sözlerinin daha derin bir anlamı olduğunu bilmesine rağmen, sorununu çözmenin iyi bir yolu olduğunu da inkar edemezdi.
“Anneciğim, merak etme, sana en kısa zamanda bir torun vereceğim.”
“İyi,” dedi Anne Zhong, ifadesi yumuşarken koluna hafifçe vurarak.
Eğer Tang Ailesi'nin savaşına bir çocukla geri dönerse, elinde fazladan bir satranç taşı olacaktı…
O zamanlar kimse onun meşru olup olmadığını umursamazdı.
Açıkçası, Anne Zhong, Tang Xuan'dan daha fazla öngörüye sahipti. Sonuç olarak, iki kadın beklenmedik bir şekilde birbirleriyle aynı fikirdeydi.
Gerçekte, Anne Zhong Tang Xuan'dan tamamen memnun değildi. Ancak, meşru olup olmadığına bakılmaksızın, hala Tang Ailesi'nin kan bağını taşıyordu ve bir tür fayda elde etmesi gerekiyordu. Oğlu bu kadınla uzun yıllardır evli olduğundan, boşanmak onun daha iyisini bulacağını garantilemiyordu. Bu yüzden, zaten sahip olduklarında ayarlamalar yapması onun için daha iyiydi…
Tang Xuan şu anda hâlâ doğru kararları nasıl vereceğini biliyordu.
Yani, iyi bir mücadele verip vermeyeceğini görmek için beklemek zorunda kalacaklardı.
Tang Xuan, Xia Yuling'i yenemedi, ama işin içine bir de çocuk eklenirse, o zaman kaybetmeyebilir…
Ancak Tangning'e karşı çıkmanın kolay olduğunu mu düşünüyorlar?
…
Bu arada, Bei Chendong'un evinde Han Xiner, ona birkaç gündür prova yapmasına yardım ediyordu…
Yorum