Çevrimiçi Yetişim Novel
Bölüm 16 – Bir Savaş Manyağı
“Hangi delikten sürünerek geldiğini bilmiyorum ama bunun son uyarın olduğunu düşün!” dedi Ren Fuchen yanındaki kılıcını kınından çıkarırken ve etrafındaki auranın değişmesine neden oldu.
Yuan, Ren Fuchen'e gülümseyerek baktı. İlk kez başka bir insanla dövüşmek zorunda kalabileceğinden endişe etmek yerine, aslında bu durumu oldukça eğlenceli buldu.
“Dövüşmek mi istiyorsun? Hadi gidelim! Kılıcımı bir kereliğine canavar olmayan bir şey üzerinde denemek istiyordum!” Yuan da kılıcını aldı.
Ren Fuchen, Yuan'ın güçlü ve keskin bir aura yayan kılıcını gördüğünde, gözleri şaşkınlıkla büyüdü.
“Ruhsal seviyede bir kılıç… ve hatta en üst seviyede kalitede! Aslında en üst seviyede bir ruhsal silaha sahip!”
Dereceli tüm silahlar değerli hazineler olarak kabul edilir, çünkü bunlar normal silahlardan, özellikle de daha yüksek kalitedeki silahlardan her zaman kat kat daha güçlüdür.
ve Yuan'ın kılıcı en düşük seviyede, Ruh seviyesinde olmasına rağmen, en üst kalitede bir silah, bu Tarikat'ta genel sıralamada 14. sırada yer alan Ren Fuchen gibi birinin bile sahip olmadığı bir şeydir.
Ren Fuchen, Yuan'ın elinde yalnızca orta kalitede bir silah varken zirve kalitede bir silah olduğunu fark ettikten sonra derin bir şekilde kaşlarını çattı. Tavrı da değişti ve artık bu duruma eskisi kadar sakin bakmıyordu. Sonuçta, dövüş başlamadan önce bile dezavantajlıydı! Yuan'ın zirve kalitedeki silahıyla karşılaştırıldığında, orta kalitedeki silahı tahta bir sopaya benziyordu! Fenrir Scans
“Ne diye orada duruyorsun? Eğer dövüşmek istemiyorsan söyle.” Yuan, uzun dakikalar geçmesine rağmen hareket etmediğinde ona söyledi, sesinde bir kışkırtma izi vardı.
'Hayır! Üstün bir silahı olmasına rağmen, Yetiştirme üssü açısından avantajım var! O sadece dokuzuncu seviye bir Ruh Çırağı iken ben beşinci seviye bir Ruh Savaşçısıyım! En üst seviye kalitede bir silahı olsa bile kaybetmem mümkün değil!' Ren Fuchen kendini böyle bir mantıkla cesaretlendirdi.
Yuan'ın en üst düzey kalitede bir silahı olsa bile, onu tam potansiyeliyle kullanacak bir Yetiştirme tabanına sahip değilse, bu aslında ona yük olacaktır.
“Eğer o silahı özür olarak bana teslim edersen, o zaman bu noktaya kadar yaptığın her şeyi affetmekten çekinmem ve hatta Mo Zhou'yu rahatsız etmeyi bile bırakırım. Kulağa nasıl geliyor?”
Yuan ağzını açıp konuşamadan önce Xiao Hua ilk kez ağzını açtı, “Kardeş Yuan, bu senin için iyi bir pratik olacak. Canavarlarla tanışmış olsan da henüz başka bir insanla dövüşmedin ve dürüst olmak gerekirse, gelecekte canavarlardan çok insanlarla dövüşmen muhtemel.”
Yuan başını salladı ve saldırgan bir duruş sergilemek için kılıcını kaldırdı. Bu dövüşten kaçınmaya hiç niyeti yoktu, çünkü bunu zaten oyun içi bir olay olarak görüyordu.
“İyi! O zaman onu ölü bedeninden alacağım!”
Ren Fuchen elindeki kılıcı havaya kaldırarak Yuan'a doğru hücum ederken kükredi.
“Üçlü Kılıç Darbesi!”
Ren Fuchen göz açıp kapayıncaya kadar üç saldırıyı bir araya getirdi ve sanki tek bir hareketle üç kez saldırmış gibi göründü.
Yuan'ın gözleri onun yaklaşmasıyla büyüdü, ama şok olmamıştı. Bunun yerine, Ren Fuchen'in saldırısını yakından izliyordu, sanki analiz ediyormuş gibi.
Bir sonraki anda Yuan kılıcını kaldırdı ve tek bir hareketle üç saldırıyı da engelledi.
“Ne?!”
Yuan'ın saldırısını mükemmel bir şekilde engellemesinin ardından Ren Fuchen şaşkınlıkla haykırdı.
Ancak Yuan, bunu mükemmel bir şekilde engellemesine rağmen kendisinden beş seviye yukarıda olan birinin yarattığı güçle hafifçe geri itildi.
“İnanılmaz…”
Yuan, yüzünde geniş bir gülümsemeyle titreyen ellerine baktı.
“Bu karıncalanma ve uyuşma hissi… Ne güzel bir duygu!”
Gerçek bedeni hiçbir şey hissedemeyen Yuan, ilk kez böyle bir duyguyu deneyimlemenin heyecanını yaşıyordu ve bu ona kendini canlı hissettiriyordu.
“Acaba deli mi?” Ren Fuchen, Yuan'ın gülümseyen yüzüne baktı ve kendi kendine düşündü.
“Hadi! Daha çok savaşalım!”
Bu kez saldırganlık sırası Yuan'daydı.
'Kardeş Yuan bir savaş manyağı olabilir mi?' diye düşündü Xiao Hua kendi kendine.
“Kanlı Kılıç Darbesi!”
Kılıcın ucu aniden kıpkırmızı parladı ve her yeri öldürme niyeti doldurdu.
“?!?!?!?!”
Ren Fuchen, Yuan'ın Dünya sınıfı bir kılıç tekniği kullandığını fark ettiğinde neredeyse altına sıçacaktı.
“İmkansız! Sen açıkça sadece bir Ruh Çırağı'sın! Nasıl olur da Dünya sınıfı bir kılıç tekniği kullanabilirsin!” diye şaşkınlıkla soludu.
Ren Fuchen gelen saldırıyı engellemek için aceleyle kılıcını kaldırdı.
Pat!
Kılıçları çarpıştığı anda Ren Fuchen sanki bir dağa çarpıyormuş gibi hissetti ve dizleri, üzerine bastıran zalim baskı yüzünden yere yığıldı!
Bir sonraki anda Ren Fuchen kılıcının üzerinde çatlaklar oluştuğunu fark etti.
“İyi değil! Bu gidişle silahımı kıracak!”
“Bana yardım et!” diye aniden, hazır bekleyen arkadaşına seslendi.
Bir sonraki anda, öğrenci kılıcını aldı ve yüksek hızla onlara doğru yaklaştı.
“Taoist Yuan! Dikkat et!”
Mo Zhou, öğrenciyi engellemek için zamanında tepki gösteremedi ve Yuan'ı yaklaşan tehlike konusunda uyarmak için yüksek sesle bağırdı.
Ancak Yuan, öğrencisine bakmak için bile dönmedi ve kılıcını savurarak Ren Fuchen'i metrelerce uzağa fırlattı.
Ren Fuchen ortadan kaybolunca Yuan ikinci öğrenciye doğru döndü.
“Kanlı Kılıç Darbesi!”
Aynı beceriyi harekete geçirdi ve hızla kılıcını savurarak şaşkın öğrenciye doğru bir ışık yayı gönderdi.
Böyle bir saldırıya hiç de hazırlıklı olmayan öğrenci, yay şeklindeki nesnenin kendisine doğru hızla ilerleyip uzuvlarından birini koparmasını izlemekten başka bir şey yapamadı.
“AAAAAAHHHHHHHHH!!! KOLUM! KOLUM!!!”
Öğrenci yere yığıldı ve vücudunun sağ tarafını tutarak acı içinde çığlık attı.
“Aman…”
Yuan, tamamen içgüdüsel davranmıştı ve aslında öğrencinin kolunu kesmek gibi bir niyeti yoktu, hatta sonrasında ona acımıştı.
Yorum