Çevrimiçi Yetişim Novel
Bölüm 135 – İnanılmaz Söylenti
“O Dış Mahkeme öğrencisi kimdi? Onu daha önce hiç görmedim ve yüzünü de tanımıyorum! Burada onu tanıyan var mı?” Oradaki öğrencilerden biri aniden yüksek sesle sordu.
“Hayır, ben de onu daha önce buralarda hiç görmedim, üstelik neredeyse her gün buraya geliyorum!”
“Ben de! Son 2 yıldır her gün burada antrenman yapıyorum, tek bir gün bile aksatmadan ve onu da tanımıyorum!” Fenrir Scans
Orada hiç kimse Yuan'ın kimliğini tanımadığından, hepsi dönüp sorgulayan bakışlarla Peri Min'e baktılar.
Bir anlık sessizlikten sonra, içlerinden biri ona sormaya karar verdi, “Peri Min, acaba o Dış Saray müridinin kim olduğunu biliyor musun?”
“Onu tanımıyorum!” diye sinirli bir sesle cevap verdi Min Li, ayağa kalkıp kıyafetlerine ve dizlerine vurarak.
Görünüşünü düzelttikten sonra Min Li, ağlama isteğine direnerek uzaklaştı, çünkü istemeden birçok öğrencinin önünde Yuan tarafından aşağılayıcı bir yenilgiye uğramıştı ve bu kesinlikle itibarını ve muhtemelen ailesinin itibarını etkileyecekti.
Bir süre sonra, Min Li sahneden ayrıldığında, uygulama alanındaki öğrenciler birbirlerine baktılar ve “Peri Min'in az önce ne kadar üzgün göründüğünü gördün mü? Sanırım bu konuda konuşmasak daha iyi olur…” dediler.
“Evet, ben de öyle düşünüyorum. Sonuçta, Peri Min hakkında kötü konuşmak Min Ailesi'nin suratına tokat atmak gibi bir şey ve Yedi Miras Ailesi'nden birini gücendirme riskini almak istemiyorum.”
“Ben de! Bugün burada hiçbir şey görmedim!” Fenrir Scans
“İyi! O zaman bugün burada hiçbir şey olmamış gibi davranalım!”
Ancak orada bulunan müritlerin büyük çoğunluğu bugün yaşananları gizli tutmayı kabul etseler bile, ağızlarını kapalı tutamayan ve pratik alanındaki olayı başkalarına anlatan birkaç kişi mutlaka olacaktı ve bu durum kısa sürede bir söylenti olarak tarikata yayıldı.
Neyse ki Peri Min için, ilk başta sadece birkaç kişi bundan bahsettiğinden, diğer öğrenciler duyduklarında bu söylentiye şüpheyle yaklaştılar, çünkü bu inanılmaz bir şeydi.
“Ne? Peri Min, bir meydan okumada bilinmeyen bir Dış Saray öğrencisine mi yenildi? Bu çok saçma!”
“Bilinmeyen bir Dış Saray müridi, sıradan bir hançer ve Ölümlü rütbeli bir teknikle bir Eğitim Kuklasını yok etmeyi başardı – Uçan Hançerler tekniği, daha az değil mi? Bu nasıl mümkün olabilir? Rüya görmüş olmalısın!”
“Peri Min'in hiç kimseye yenilmesi mümkün değil! Saçmalamayı bırak!”
“Sana gerçeği söylüyorum! Şimdi uygulama alanına gidersen, çok sayıda çatlamış Eğitim Kuklası göreceksin! Bu hasarlar o Dış Mahkeme müridi tarafından yapılmıştı!” dedi söylentileri yayan mürit, kimsenin ona inanmamasından biraz rahatsız olarak.
“Beni aptal mı sanıyorsun? Elbette, pratik alanında çatlak Eğitim Kuklaları olurdu! Her gün orada kaç öğrencinin pratik yaptığını biliyor musun? Ben şahsen tek bir günde 1.000'den fazla kez vurarak bir tanesini kendim çatlatmıştım!”
“Demek istediğim bu değil!”
“Hıh! Kim olduğunu bilmiyorum ama Peri Min hakkında olumsuz bir şekilde dedikodu yapmaya devam edersen, kafatasını bizzat çatlatırım! Defol git!”
“…”
O öğrenci konuşamıyordu. Bir dakika düşündükten sonra, olayın inanılmaz derecede inanılmaz olması nedeniyle kimsenin ona inanmamasının mantıklı olduğunu fark etti! Eğer kendisi tanık olmasaydı, kesinlikle bu öğrencilerle aynı tepkiyi verirdi.
Bu arada Min Li odasına döndükten sonra başını yastığın içine gömüp yatağa yığıldı ve gözlerinden yaşlar boşalarak ağlamaya başladı, bugünkü yenilginin verdiği tüm hayal kırıklığını tek başına dışarı vuruyordu.
“Bir dahaki sefere sana kaybetmeyeceğime yemin ederim, Öğrenci Yuan!” diye bağırdı Min Li bir süre sonra.
Yuan'a gelince, odasındaki rahat yatağında rahatça uzanmış, havada süzülen Yıldızlı Uçurum'a bakıyordu. Bu teknik için ustalık seviyesi 2'ye ulaşmış olmasına rağmen, uçan kılıcı hatırlattığı için bir türlü doyamıyordu.
“Umarım yakında uçan bir kılıcı kontrol edebileceğim,” diye mırıldandı alçak bir sesle.
Yarın nereye gitmek istediğine karar vermek için rehberi biraz daha okuduktan sonra Yuan, Yu Rou okuldan gelip ona akşam yemeğini yedirene kadar gerçek dünyada kendini geliştirmek için oyundan çıktı.
'Bir haftadır uyumamış olsam da, kendimi yorgun hissetmiyorum, hatta enerjiyle doluyum. Acaba bu benim için gerçekten sağlıklı mı…' Yuan, zihnini sakinleştirip bir başka gecelik uygulamaya hazırlanırken kendi kendine düşündü.
Ancak Yuan, geçmiş birkaç günden farklı olarak bütün gece boyunca çalışmadı ve sadece uyumadan önce birkaç saat çalışmaya karar verdi.
Ertesi sabah, Yu Rou ona şöyle dedi: “Kardeşim, Doktor Wang bu sabah daha geç gelecek. Oyunu oynamadan önce onun bitirmesini bekleyebileceğini düşünüyor musun? Okulum var bu yüzden katılamayacağım, ama bir şeye ihtiyacın olursa Meixiu burada olacak.”
“Tamam,” dedi Yuan.
Yu Rou okula gitmek için evden ayrıldığında, Yuan odasını çalan birine kadar çalışmaya başladı.
“Genç Efendim, Doktor Wang sizi görmeye geldi,” dedi Meixiu kapısını çalarak.
“Onu içeri alın,” diye cevap verdi Yuan.
Bir süre sonra Doktor Wang, Meixiu ile birlikte odaya girdi.
“Son zamanlarda nasıl hissediyorsun, Genç Efendi? vücudunun herhangi bir yerinde ağrı var mı? Her zamankinden farklı hissediyor musun?” diye sordu Doktor Wang ona.
“Hayır, her zamanki gibi kendimi harika hissediyorum” diye hemen yanıtladı Yuan.
'Her zamanki gibi harika…?' Doktor Wang şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Normalde, Yuan'ın durumunda olsalardı, kendilerini 'harika' hissettiklerini iddia edemezlerdi.
“B-Bunu duymak harika. Neyse, bugün vücudunu taramak için yanımda biraz ekipman getirdim, ama bu taşınabilir bir ekipman olduğu için hastanedekilerden daha zayıf, bu yüzden kıyafetlerini çıkarmam gerekecek.” Doktor Wang, Meixiu'ya bakmak için dönmeden önce, “Ekipmanı hazırlarken Genç Efendi'nin soyunmasına yardım eder misin? Teşekkür ederim.” dedi.
“Uhhhh…” Meixiu'nun yüzünde suskun ve şaşkın bir ifade belirdi, ama yine de başını salladı ve bir an sonra yataktaki Yuan'a yaklaştı.
Yorum