Büyük Dük Sahte Kötü Kadına Takıntılı Novel
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Kie)
(Düzeltici – Starfall )
Güncellemeler için Discord'umuza katılın!
–
——————
Bölüm 37: Bir Kocanın Ziyareti
Arsene County malikanesindeki muhafızlardan kaçmak Janus için hiç de zor değildi. Deneyimli bir savaşçı olarak, savaş alanındaki en dikkatli askerler arasında bile fark edilmeden hareket edebiliyordu.
Gizlice Selina'nın Merkez Kanat'taki balkonuna ulaştı ve camı hafifçe tıklattı.
İlk başta Selina bunu hayal gücü olarak görmezden geldi. Ancak kapı çalmaya devam edince, geceliğini giydiğini unuttu ve kim olduğunu görmek için karartma perdelerini açtı.
“Majesteleri.”
“Janus bu.”
“Ja… Janus. İnsanlar bizi görebilir, çabuk içeri gir.”
Selina, Janus'un içeri girmesine izin vermek için aceleyle pencereyi açtı.
Pencere açıldığında Selina'nın kokusu havayı doldurdu. Janus içeri girdi ve onu kollarının arasına aldı.
İmparatoru kışkırtmamak için başkente döndüklerinden beri birbirlerinden uzak duruyorlardı.
Artık Selina İmparator'la yüzleştiğinden beri gözetim gevşemişti ama meraklı gözlerden tamamen kurtulmuş değillerdi.
“Kapıyı biraz fazla kolay açmıyor musun?”
“Bağışlamak?”
Selina, ani kucaklaşma karşısında irkilerek karşılık verdi.
“Ya ben değil de başkası olsaydı? Onlara kapıyı açar mıydın?”
Janus onu kucağından kurtarırken homurdandı. Selina onun hoşnutsuz ifadesine gülmeden edemedi.
“Bu saatte, pencereme vurmaya cesaret edecek çok fazla kişi yok. Özellikle de muhafızlarımızı kolayca geçebilecek çok fazla kişi yok.”
“Yine de çok tehlikeli. Seni koruyacak kimsen yok ve yine de pencereyi böyle açıyorsun…”
Janus, Selina'yı geceliğiyle görünce devam edemeyerek sustu. Başını çevirdi, kulakları kızardı.
Janus'un telaşlı halini gören Selina, ortamı yumuşatmaya çalıştı.
“Kapalıyken ne yaptığımı biliyor musun? Cathy'den ejderhalar hakkında kitaplar toplamasını ve onları özenle okumasını istedim. Hatta düşündüğüm bazı teorilerim bile var. Bunları duymak ister misin?”
Selina, Janus'u nazikçe kanepeye doğru yönlendirdi ve devam etti.
“Gücünün kaynağı nihayetinde bir ejderha, değil mi? Bir bağlantı olmalı. Bu yüzden ejderhalar hakkında bilgi topladım ve birkaç hipotez oluşturdum. İlk olarak, ejderhaların eşleri vardır. Görünüşe göre eşleri, ejderha yaşadığı sürece onlara bağlı bir hayat yaşıyor. Bu da bizim de…”
Selina suskunlaşarak Janus'a yaklaştı ve elini tuttu.
“Birbirimize bağlı olabiliriz.”
Janus ona bakmaya dayanamıyordu, yakınlığı ve kokusu onu cezbediyordu.
“Selina, kolyeyi sen takıyorsun.”
Geceliğinin deri kordon kolyesi dikkat çekiyordu.
“İçindekileri unutmadın değil mi?”
Selina geceliğinin altından kolyeyi çıkardı.
Küçük deri kesenin içinde, Janus'un ona verdiği çakıl taşına benzeyen evlilik nişanı ve alyans vardı.
“Henüz ne anlama geldiğini bilmiyorum ama onu yakınımda tutuyorum. Eğer gücü varsa, tehlikedeyken beni koruyabilir.”
“İyi düşünce.”
Janus, Selina'nın iki elini tutup nazikçe öptü.
“Selin.”
Selina ona baktı, neden adını seslendiğini merak ediyordu.
“Bana iletmek istediğiniz mesajı aldım. Ayrıca Majestelerinin ilişkimizi kamuoyuna duyurmasını sağlama planınızın bir parçası olduğunu da anlıyorum, bundan hoşlanmasa bile.”
Janus'un ifadesinde, sözlerine rağmen ilişkilerini gizli tutmak zorunda kalmaktan duyduğu memnuniyetsizlik okunuyordu.
'Daha önce olsaydı, o ifade beni korkuturdu. Ama şimdi, çok sevimli.'
Selina kollarını Janus'un boynuna doladı.
“Planımızı anladığınıza sevindim. İşbirliği yapacaksınız, değil mi?”
Janus, yüzü hafifçe kızarsa da gözlerini Selina'dan ayırmadı ve hafifçe yanağını okşadı.
“Selina, bu kolayca bir kenara atılacak bir şey değil. Şu anda tüm imparatorluğa senin benim karım olduğunu duyurmak istiyorum.”
Selina ona hafifçe gülümsedi, sonra kollarını çözdü ve onun ellerini avuçlarının içine aldı.
“Ben de aynı şeyi hissediyorum.”
“Ama Selina, bana eş aradığıma dair söylentiyi yaymamı söyledin.”
“Sarayın bizim isteklerimize göre hareket etmesini sağlamanın tek yolu bu. Kaçınılmaz.”
“Peki ya saray bu söylentiyi duyarsa ve seni katılımcı olarak göstermezse?”
Janus endişeyle söyledi.
“Aslında yapılacak en akıllıca şey bu olurdu. Açgözlü olmayan mantıklı bir insan doğal olarak aday olma yolumu engellemeye çalışırdı. Ama sen de benim kadar biliyorsun ki, Janus. O açgözlü.”
'Güç ve taht hırsı yüzünden tüm kardeşlerini öldürecek kadar açgözlü.'
Selina bunları söyledikten sonra Janus'un yanındaki yerinden kalkıp onun karşısına geçti ve o gün sarayda İmparator'la yaptığı konuşmayı anlattı, hatta canlandırmaya bile başladı.
* * *
“Kız kardeşimin kaldırdığı olayı yeniden canlandırmak istiyorsun. Bunun kulağa geldiği kadar kolay olduğunu mu düşünüyorsun?”
“Bugüne kadar devam eden geleneksel bir etkinlik. Talihsiz bir olay nedeniyle sürekliliği kısa bir süre kesintiye uğradı, ancak meşruiyetini kaybetmedi. Sembolizmini de kaybetmedi. Savaştan yorgun düşen imparatorluk vatandaşlarını teselli edecek bir etkinlik olabilir. Arsene County mali destek sağlamak için hiçbir masraftan kaçınmayacaktır.”
Onların da para yardımı yapacaklarını duyunca, İmparator'un ifadesi gözle görülür biçimde yumuşadı.
Arsene County'nin desteklediği etkinlik ise farklıydı.
İster mal, ister para olsun, hiçbir masraftan kaçınmadıkları için Arsene County'nin desteklediği etkinlikler her zaman ilgi görüyordu.
Son dönemde Selina'nın ünü nedeniyle popülerlikleri biraz azalmış olsa da şöhretleri devam etti.
“Tamam, bu iyi. Etkinliği hemen şimdi yeniden başlatmak zor değil. Ama meşruiyet taşıyan Kırmızı Mücevher yakutumuz yok.”
“Yakut, Sephia'yı simgeleyen mücevherdir. Peki Kırmızı Mücevher kazananına verilen yakut, o özel yakut olmak zorunda mıdır? İmparatorluk ailesi, Christa'nın elden çıkardığından daha büyük bir tarihe sahip yakutlara sahip değil midir? ve yakutların dışında birçok anlamlı mücevher daha vardır.”
Bunu duyan İmparator dizine bir şaplak attı.
“Doğru, daha büyük bir tarihe sahip bir mücevher kullanabiliriz. Gerekirse, onu mistik güç içeren bir mücevherle bile değiştirebiliriz.”
“Majesteleri kazanan kişiye anlamlı bir mücevher bahşederse, imparatorluk ailesinin bu olaya ne kadar önem verdiğini herkes anlayacaktır.”
İmparator, Selina'nın sözleri karşısında büyük bir memnuniyetle başını salladı.
“Ne iyi olurdu?”
“Gençliğimde, veliaht Prens Eric bana bir şeyle övünürdü. O kadar kıskanıyordum ki, şimdi bile o hazineyi görme konusunda güçlü bir arzu duyuyorum.”
“Hangi hazineden bahsediyorsun? İmparatorluk ailesinde sayısız ünlü ve değerli hazineler var.”
“İşlenmiş sihirli taşlardan yapılmış bir broş olduğunu duydum. Eksik yakut broşun yerine koymak için mükemmel bir imparatorluk hazinesi olmaz mıydı? Mistik bir güce sahip olduğunu ve kimin tuttuğuna ve nerede tuttuğuna bağlı olarak farklı illüzyonlar gösterdiğini duydum.”
“Önceki imparatorun kudretiyle bahşettiği hazineden mi bahsediyorsun?”
“Evet, lakabının 'Memoria' olduğunu duydum.”
Üçüncü halef ve şu anki imparatorun babası, illüzyon büyüsünün ustasıydı.
Sonunda eşini bulamadı ve talihsiz bir sonla karşılaştı, ancak güç tarafından tüketilmeden önce gücünü sihirli taşlarda böldü ve sakladı. İmparatorluk ailesi bu sihirli taşları işledi ve hazine olarak belirledi.
Bu tür hazineler imparatorluk malı olduğundan soylu ailelere kolayca devredilmiyordu.
'İmparatorluk ailesine evlenip ona sahip olacağını mı ima ediyor? Doğru. Selina o kadar aptal değil. Ruth'un söylediklerini olduğu gibi kabul ettiğim için aptaldım. Bunu doğrudan ondan duyduğumda öğrendiğim şey bu.'
İmparator cömertçe gülümsedi ve şöyle dedi: “Tamam. Çok görmek istediğin hazine broşu, bu yarışmanın galibine verilecek olan Kırmızı Mücevher'in yeni sembolü olacak.”
* * *
“Yani Kırmızı Mücevher'in yeni simgesi, önceki İmparator'un yaptırdığı hazine broşu olacak.”
“Bu doğru.”
“Bu nasıl bir hazine ki, onu bu kadar çok görmek istiyorsun? Bana söyleseydin, onu bulur ve hemen sana getirirdim.”
Tatlı sözleri duyan Selina'nın yüzü yumuşadı.
“Tamam, zaten yarışmaya katılınca göreceğim.”
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Kie)
(Düzeltici – Starfall )
Güncellemeler için Discord'umuza katılın!
–
——————
Yorum