Büyü İmparatoru Novel Oku
Bölüm 853: Uyanış
Düzeltmen: Papatonks
Karanlık bir odada, on metre boyunda bronz bir kazan, yoğun dumanlar saçan şiddetli bir ateşin üzerinde duruyordu.
Işık bir adamın üzerine vurarak siyah bir gölge oluşturdu ve yüzünü ortaya çıkardı.
Kazanın önünde oturmuş, gözlerini kapatmış, ellerini işaret eder gibi kavuşturmuştu.
Hımm~
Kazan o zaman sallanmaya başladı, kapağı bir gürültüyle patladı. Altın bir parıltıya sahip yuvarlak ve parlak bir hap ortaya çıktı. Havada süzüldü ve hızla uzaklaştı.
Zhuo Fan gözlerini açtı ve hapın yanından geçtiğini gördü. Bir işaret yaptı ve işaret etti, “Bekle!”
Hap havada dondu, kıpırdamadı.
Zhuo Fan sırıtarak bir şişe aldı ve içine yerleştirdi. Hap, cam duvarda donuk bir şekilde yığılırken bir kurban gibi görünüyordu.
Zhuo Fan şişeyi gülümseyerek kapattı. Dışarı çıktı, daha temiz havayı derin bir nefesle içine çekti.
“Üç günlük arınma süreci sanki asırlar gibi geliyor.”
Yukarıdaki parlak güneş ve derin nefesler, misafirhaneye doğru büyük adımlar atarken ruh halini hafifletmeye yardımcı oluyordu.
Gıcırtı~
İçeride Gu Santong'u buldu, canı sıkılmıştı, bir masada oturmuş, yatağa ölü bir bakışla bakıyordu. Güzel kız uyuyan bir güzel gibiydi.
Zhuo Fan gülümsedi, “Genç hanım, son günlerde nasıldı?”
“Baba, sonunda dışarı çıktın! Daha uzun kalsaydın burada delirirdim!”
Gu Santong şikâyet etti.
Zhuo Fan, “Başkaları böyle bir çiçeğin yanında üç gün geçirmenin heyecanından uyuyamazdı ama bunu bir angarya olarak gören tek kişi sen olurdun.” diye takıldı.
“Hıh, dediğin gibi, önce donanımlı olmam gerek!” Gu Santong onun küçük yapısına baktı ve içini çekti.
Zhuo Fan'ın yüzü seğirdi, gözlerini devirdi, “Lanet olsun velet, bir gün yapacaksın. Kutsal canavarların güçleri arttığında olgunlaştığını duydum. Bu yüzden iyi büyü!”
Zhuo Fan başını okşayarak kıkırdadı ve hastaya döndü. Gu Santong çenesini tuttu, sonra başını salladı.
Zhuo Fan bileğine dokundu, “Hala umut var, durumu kötüleşmedi.”
Zhuo Fan şişeyi çıkarıp hâlâ sıcak olan hapı yumuşak dudaklarının arasına yerleştirdi.
Hap vücuduna aktı ve çılgınca titredi, bembeyaz yüzü asık bir ifadeye büründü.
Değişim kısa sürdü, kız rahat bir nefes alıp tekrar sakinleşti.
“Baba, neden uyanmıyor? Hapın işe yaramadı mı?” Gu Santong kızın her zamanki gibi yattığını gördü ve şikayet etti.
Durumunu hisseden Zhuo Fan başını salladı ve gülümsedi, “Brat, o 11. sınıf ruh hapıydı, Kutsal Ruh Hapı. Bir fiyasko mu? Hayır, iyileşmesi için daha fazla zamana ihtiyacı olan ağır yaraları. Birkaç gün içinde iyileşecek. Ona göz kulak ol ve kaçmasına ve her şeyi anlamsız kılmasına izin verme.”
Zhuo Fan dışarı çıktı.
“Devam etmek!”
Gu Santong şikayet etti, “Baba, neden ben bebek bakıcılığı yapıyorum? Sen yap!”
“Şey, ben… onun için birkaç tonik hapı yapacağım, ha-ha-ha.” Zhuo Fan gülümsedi, adımları hızlandı. Kendini haklı çıkardı, “Rafine etmek çok yorucu. Uyanmasını istemeseydim bunu yapmazdım…”
vuuuş~
Tam kapıya ulaştığında, kırmızı bir ışık onu engelledi. Gu Santong surat astı ve çıkıştı, “Baba, kafam seninki kadar hızlı olmayabilir ama aptal değilim. Ona hiçbir sıradan hapın yardım edemeyeceğini söyledin, bu yüzden rafine ederken onu izlememi istedin. ve bol miktarda tonik hapımız yok mu? Beni üç yaşında bir çocuk olarak mı düşünüyorsun?”
(Şey...)
Zhuo Fan donup kaldı, bir çözüm bulmak için gözlerini etrafta gezdirdi.
Gu Santong bir tane bulamadan önce bağırdı, “Bebek bakma sırası sende. Ben oynamaya çıktım!”
Gu Santong gitmişti.
“Hey, bekle!”
Çok az, çok geç. Çocuk çoktan gitmişti.
Uyuyan güzelden uzaktaki oğluna dönerek Zhuo Fan iç çekti, “Bu çocuk benim yükümün birazını paylaşamaz mı? Komada olan birini izlemek cehennem kadar sıkıcı. Flying Cloud City'nin durumu hakkında daha fazla şey bulmam gerek…”
Evet, Zhuo Fan da bu konuda Gu Santong gibiydi, burada sıkışıp kalmak istemiyordu.
Baba oğul gibi. Burada zamanın yavaş akışını beklemek onları öldürmekten daha kötüydü.
Fakat oğul kaçıp gittiğinden, bu çirkin işi ihtiyar yapmak zorundaydı.
Son derece çaresiz bir halde, Zhuo Fan Gu Santong'un ölü ifadesiyle sandalyeye yığıldı. Esneyerek yatağa baktı, sonra arada sırada onun durumunu kontrol etti.
Kısa süre sonra onun durumunun düzeldiğini fark etti, ama kıpırdama belirtisi göstermiyordu.
Kaşlarını çatarak, Zhuo Fan ona birkaç hap daha verdi, ama sonuç alamadı. Üç gün acı verici derecede yavaş geçti ve lanet kız hala uyuyordu!
Zhuo Fan, Gu Santong'dan çok daha sabırsızdı, odanın içinde volta atıyordu. Cıvıldayan kuşların olduğu aydınlık dış mekanlara nadiren bakış atmak onu sadece kızdırmaya yarıyordu. Bu noktada herkes çıldırırdı, “Aman Tanrım! Nereye kaçtı? Babasından uzaklaşmak için sabırsızlanıyordu? Her zaman benimle kalmak, birbirimize güvenmek, birbirimizin desteği olmak istemiyor muydu? Şimdi ona bakın, daha bir hafta bile olmadı ve çoktan kaçtı! Hangi oğul babasını üç günlüğüne terk eder?”
Kaşlarını çatarak, Zhuo Fan biraz daha yürüdü ve yatağa daha da fazla baktı, şimdi sinirini ona yöneltti, “ve sen, velet, seni çoktan iyileştirdim, o halde neden hala uyanmadın? Uyumaya devam edersen seni pataklayacağım!”
Sessizlik onu karşıladı.
Karnında öfkeli bir ateş kükredi, dışarı atacak yer yoktu. Bu üç gün hiçbir şey yapmadan geçti. Kızın uyanıp konsantrasyonunu bozmasından korktuğu için kendini bile geliştiremedi.
Bu uzun, meşakkatli, ama çoğunlukla durgun geçen üç gün onu yormaya başlamıştı.
O da bir aziz değildi, bir kadına vurmaktan kaçınmıyordu. Ama koruması gereken bir imajı vardı, bir baba imajı.
(Savunmasız bir kıza vurmak onun benim hakkımdaki imajını mahvedecektir.)
Bir baba olarak, yalnızca oğlunun yanında kötü eğilimlerini dizginledi.
Bu yüzden sinsi gözleri bir köşeden diğerine doğru fırladı, genç Sanzi'nin ortalıkta olmadığından iki kat emin oldu. Yatağa yaklaşırken iğrenç bir gülümseme gösterdi, ellerini ovuşturdu, “Missie, bu senin iyiliğin için. Birkaç tokat seni uyandırmalı. Uyandırmazsa, beni de daha iyi hissettirir. Bak, kazan-kazan, değil mi? He-he-he…”
Zhuo Fan ellerine tükürdü, ellerini yukarı kaldırdı ve kızın narin yüzüne düşürdü.
Elbette bunda gerçek bir güç yoktu, sadece buharını atmak için yapıyordu. Daha fazlası olursa kafası uçardı.
Ama arkasından esen rüzgar siyah saçlarını uçuşturuyordu.
Tokatlar zararlı değildi ama kalıcı izler bırakıyordu.
Ama sonra gözleri açıldı ve öfkeyle Zhuo Fan'a baktı.
Şaşkınlık içindeki Zhuo Fan'ın elleri havada titredi.
Baba!
Duraklama kıza elini tutup yatağa fırlatması için zaman verdi. Bir sonraki saniye onun üzerine atladı, sevgi dolu bir sesle konuşurken boğazını sıktı, “Kime vurmaya çalışıyordun?”
Yorum