Büyü İmparatoru Novel Oku
Bölüm 721: Üstat ve Öğrenci Kavgası
Düzeltmen: Papatonks
Danqing Shen'in güç dalgası, altında sallanırken tüm alemi kapladı. Isıran rüzgarlar Yüce Çift Ejderhaların yanından geçerek, bu güçle yüzleştiklerinde onları ciddi olmaya zorladı.
Yüzlerce yıl geçmişti ve Danqing Shen elbette güçlenmişti, öyle ki artık onunla birlikte savaşmaktan şüphe ediyorlardı.
Ekranda, ancak tam bir yıkımın habercisi olarak tanımlanabilecek bir sahnenin gösterildiğini gören insanlar gergin, hatta biraz heyecanlı görünüyorlardı.
Üç Genesis Stage uzmanı dövüşmek üzereydi. Bu, nadir görülen bir dövüştü!
“Sheng, dövüşmeden önce sana bir şey sormak istiyorum.” Yüce Bai Mei söze başladı.
Danqing Shen sonunda “Söyle.” demeden önce bir şeyler mırıldandı.
“Bunca yıldan sonra, neden şimdi kılıç için geldin? Güçlü biriyle mi karşılaştın yoksa sadece bir yeri mi yönetmek istiyorsun? Bana bir sebep söyle!”
Yüce Hei Ran da ona doğru baktı, bir cevap bekliyordu.
Danqing Shen gözlerini kıstı ve “Bunu söylemeli miyim?” dedi.
“Her iki şekilde de sorun yok, çünkü artık bizim öğrencimiz değilsin. Kendini bize açıklamak için hiçbir nedenin yok.” Yüce Bai Mei soğuk bir şekilde konuştu.
Yüce Hei Ran, Danqing Shen'e sertçe baktı, “Sana ne yaparsan yap, yanlış olsa bile, her zaman yapmak için bir nedenin olması gerektiğini öğretmiş olmalıyız. Bu şekilde, en azından kaybolmuş hissetmeyeceksin.”
Yüce kişi konuşurken Danqing Shen, özel bir ruh halinde olduğunu hissetti.
Danqing Shen'e onları hala özünde usta olarak görüp görmediğini açıkça soruyorlardı. Kılıcı alma niyetini ve onu miras almaya layık olup olmadığını test ediyorlardı.
Danqing Shen derin bir nefes aldı ve düşündü, “Dürüst olmak gerekirse, üç yıl sonra, merkez bölgedeki yaşlı ucubeyle ölüm kalım savaşı vereceğim. Batı topraklarının hazinesi Atlas Kılıcı'nın yardımı olursa kazanacağımdan eminim!”
“Merkez Bölgesi Kılıç Yıldız İmparatorluğu'nun Yenilmez Kılıcı mı?”
Yüce Bai Mei şaşkınlıkla soluk soluğa kaldı, “Onunla nasıl uğraştın? Hatta bir ölüm kalım savaşı mı veriyorsun? Sen deli misin?”
Yüce Hei Ran tüm vücudu titredi, yumrukları sıkıca sıkılmış bir şekilde küfür etti, “Çürük velet, batı topraklarının en iyisi olarak anılmanın dünyanın kralı olduğun anlamına geldiğini düşünmek için çok küstah olmalısın! O ucubenin oynayabileceğin biri olduğunu mu düşünüyorsun? Neden dört bölgenin merkez bölgeye direnmek için el ele verdiğini ve yine de dezavantajlı olduğunu düşünüyorsun?”
Danqing Shen sadece derin bir nefes aldı ve kararını verdi.
Yüce Bai Mei onun kararlılığını gördü ve sordu, “Sheng, sen dürtüsel değilsin ve ne zaman geri adım atacağını bilmelisin. Neden…”
“Bir adam, bir adamın yapması gerekeni yapmalı!”
Danqing Shen başını dik tutarak iç çekti, “Batı topraklarından ayrılmadan önce Exalted'a ne söylemiştim? Sonunda yolumu bulduğumu.”
İkisi de başlarını salladılar, “Dünyaya barış.”
“Evet, bu benim yolum, bu onun yolu!”
Danqing Shen'in gözleri parladı, “İkimizin de umudu daha iyi bir dünya yaratmaktı. O öldüğünden beri delirdim ve umutsuzluğa düştüm. Ama sonra kendi kendime düşündüm, acıdan ve nefretten delirmektense, onun görmek istediği bu rüyayı gerçekleştirmek daha iyi olurdu. Bu yüzden, son yüzyıllardır, böyle bir yer, bölgeler arasında bir cennet yarattım!
“Ne yazık ki, iyi olan hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. Gücüm tüm o küçük hırsızları uzak tutar ama merkezi bölgedeki Sword Star İmparatorluğunun genişlemesiyle sürekli çatışma halindeyim, her zaman savaş açmak istiyorum. Eskiden ne kadar güçlü olursa olsun, cennetimin parçasının önemsiz olduğunu, Genesis Sahnesi uzmanı olduğum için en azından benimle konuşacaklarını düşünürdüm. Yine de o yaşlı ucubenin doğrudan bana gelip bir bahis oynamasını beklemiyordum. Kaybedersem, toprağım yerle bir edilecek. Yüzlerce yıl, gitti...”
Yüce kişi onun sorununu ele aldı ve şöyle dedi: “ve o eski canavar hâlâ senin peşine mi düşüyor?”
“Ha-ha-ha, doğru. Ustalar en bilge olanlardır.”
Danqing Shen iç çekti, “Benim yerim sadece küçük bir imparatorluk büyüklüğünde. Zenginliği yok ve kimseye karşı kin beslemiyor. Mutlu, normal insanlar başkalarının öfkesini nasıl kışkırtabilir? Büyük Kılıç Yıldız İmparatorluğu'nun peşlerine düşmesini nasıl sağlayabilirler? O eski kemik torbası hariç…”
Danqing Shen'in sesi giderek azaldı ve bunun yerine sözcükler göndermeye başladı.
Yüceler şaşkın bir ifadeyle baktılar.
Danqing Shen iç çekti, “Yaşlı adam yüzlerce yıldır inzivadaydı ve şimdi dışarı çıktı ve çok daha güçlü, büyük oynamak istiyor. Dört toprak tehlikede ve umarım efendiler hazır olur. Şansımla, bu seferki Çift Ejderha Toplantısı'nın batı topraklarına biraz umut verebilecek bazı iyi tohumları olduğunu gördüm.”
Yüce kişi başını salladı ve iç çekti.
Ama sonra Yüce Hei Ran bir kaşını kaldırdı, “Sana kılıcı verip vermemem gerektiğini artık bilmiyorum.”
“Ha-ha-ha, evet, bu oldukça büyük bir bilmece. Kılıç olmadan, kesinlikle kaybederim. Ama eğer bana verirsen, belki de batı topraklarının kanla akacağı silah olur. Eğer ben efendi olsaydım, bu konuda aynı derecede çelişki yaşardım.”
Danqing Shen kıkırdadı, sonra gücü bir kez daha patladı, “Öyleyse durum bu, tıpkı eski anlaşmada olduğu gibi, güç galibi belirleyecek!”
Yüce kişi başını salladı ve “Kuvvettir!” dedi.
İki yüce güç de güçlerini sergiliyordu, ejderha güçleri Danqing Shen'in şiddetli kılıç dalgalarıyla çarpışırken toprakları ve gökleri izliyordu.
Çarpmanın etkisiyle uzay büyük bir gürültüyle sarsılmaya başladı, neredeyse çatlayacaktı.
Seyirciler şaşkınlıkla izlediler.
(Bunlar dünyanın en güçlü uzmanları mı? Bu harika! Eğer dövüşürlerse dünya mahvolabilir!)
Herkes böyle düşünüyordu. Abartılı da olsa bir söz biliyorlardı.
(Fanlıların en üst tabakası tanrılar gibidir!)
Sadece Zhuo Fan rahat bir nefes aldı.
(Kavga edin, konuşmayın. ve kutsal silahın bilmecesini çözmeye çalışmayın.)
Kutlamak için henüz çok erken olsa da. Her şey nasıl savaştıklarına ve bunun yerine bu sorunu çözüp çözmeyeceklerine bağlıydı.
Böylece Zhuo Fan'ın gözleri dövüşe dikilmişti…
“Çift Ejderha Sanatı, Çift Ejderhanın Ortaya Çıkışı!”
Yüce Çift Ejderhalar avuçlarını birleştirdi ve bağırdı. Birbirlerine dönerken siyah ve beyaz güçler ortaya çıktı, tıpkı bir yin-yang sembolü gibi.
Dünya, etraflarında siyah beyaz kükreyen bir ejderha biçiminde toplanan görkemli bir güçle doldu.
Daha sonra avuçlarını dışarı doğru ittiler ve ejderhayı Danqing Shen'in üzerine saldılar. Güçlü güç onu geri itmeye devam etti.
Danqing Shen parmağını gökyüzüne doğrulttu ve ejderhavari bir kükreme duyuldu. Parmağının etrafında, sanki göklere tırmanıyormuş gibi yükseklerde bir ejderha dönüyordu.
Muazzam kılıç enerjisi zirveye ulaşmış ve parmağında toplanarak hayali bir Atlas Kılıcı oluşturmuştu.
Bu kılıcın üzerinde kocaman bir ejderha dolaşıyordu ve kükremeye devam ediyordu.
Bütün bu muazzam gücün altında gökler, yer, her şey sürekli sallanıyordu...
“Ejderha Yarma Sanatı!”
Danqing Shen bağırdı ve kılıcını siyah beyaz ejderhaya indirdi.
Çarpmanın etkisiyle oluşan patlama muazzamdı. Gökyüzü karardı, kutsal maden etrafındaki topraklar ise düz ve çoraktı.
Yüzlerce mil boyunca devam etti ve ardında bir kıyamet bıraktı.
Kalabalık bunalmıştı. Genesis Sahnesi uzmanından gelen tek bir darbe böylesine ölümcül bir gücü serbest bıraktı. Zhuo Fan ve Ye Lin'in dövüşü kendi başına şaşırtıcıydı, ancak bu kadar korkutucu değildi. Dünyayı küle çevirmeden önce daha gidecekleri bir yol vardı.
İlk defa böyle bir kudreti gören herkesin yüzü bembeyaz oldu.
(Danqing Shen'in batı topraklarının on tarikatına istediği gibi girip çıkabilmesine şaşmamak gerek. Bir parmak şıklatmasıyla bir mezhebi yok edebilir…)
Yorum