Büyü İmparatoru Novel
Bölüm 375, Kötü Haberler
Çevirmen: StarReader
Yüz metrekarelik taş bir odada, Zhuo Fan etrafına baktıktan sonra başını salladı.
İkinci prensin kompleksi kadar büyük olmasa da, Refah Naibi'nin Kompleksi her şeye sahipti. (Fena bir yetiştirme odası değildi.) Yere bir vücut arıtma dizisi kurdu ve Uçurum Hayalet Kelebeği'nin kanatlarını çıkardı.
Uçan şeytani bir hazineye dönüştürmek yerine, Zhuo Fan kanatlara o kadar alışmıştı ki, onları sırtına takmanın daha iyi bir seçim olduğunu düşündü.
Zhuo Fan, elini yirmi metre uzunluğundaki mavi kanatların üzerinde gezdirerek iç çekti ve sırıttı. veliaht Prens bu hediyeyi getirdiğinde çok memnun oldu.
Aşağıdan göz kamaştırıcı ışık gösterisini izleyen ve dizinin serinliğini hisseden Zhuo Fan'ın eli hareketler arasında hareket etti.
Bir şimşek çakmasıyla birlikte kanatlar yavaşça diziye karıştı. Zhuo Fan titredi.
O zamandan beri Qilin bacağı rafine edildiğinden, aynısını sadece 7. seviye bir ruhsal canavarın kanatlarıyla yapmak çocuk oyuncağıydı. Kemiklerinin kırılması bile ondan hiçbir tepki almadı.
Zhuo Fan üç gün boyunca gözlerini kapatarak ve dışarıdaki meseleleri umursamadan dizide oturdu. Tüm bu süre boyunca dizi, vücudunu her yönden yeniden inşa etmek için sihrini kullandı, ancak sonunda her zaman orijinal formuna geri döndü.
Zhuo Fan gözlerini açtı ve ayağa kalktı. Sırtı kıvrandı ve hayalet kanatları açıldı, büyüleyici ve baş döndürücü bir aura yaydı.
Bir kanat çırpışıyla, bir fırtına odayı fırtına gibi aldı. O zaman mavi tonları her yerde parladı ve Zhuo Fan'ın etrafını sardı.
Sanki mavi güneş ışığının ortasında yürüyordu.
Zhuo Fan vücudunu en iyi bilen kişiydi. Eğer yanında bir uzman olsaydı, parıltı onu rüyalar alemine gönderirdi.
(Bu tamamen kişinin ruhsal gücüne bağlı, ama en azından bana bir an kazandırabilir.)
Böylece, yeni 7. seviye ruhsal canavar kanatlarına sahip bu 3. katman Derin Cennet Aşaması yetiştiricisi, sadece hızını artırmakla kalmadı, aynı zamanda etrafındaki o mavi parıltı doğal bir savunma oluşturdu. Bu, eylemlerinden bağımsız olarak saldırı ve savunmada iyi olan temiz bir numaraydı.
Zhuo Fan gururla güldü. Kaşlarını bir kez oynatarak kanatlar çekildi ve dışarı çıktı.
Ancak sağ gözü acıdığında ruh hali bozuldu. Bir uğultu ile gözünden mavi bir parıltı çıktı ve içinde üç altın hale parladı.
Boşluğun İlahi Gözü, 3. aşama!
Zhuo Fan önce şaşırdı, sonra tekrar güldü.
Şans eseri, onun rafine edilmesi İlahi Boşluğun Gözü'nü geliştirdi!
3. aşamanın becerisini düşündüğünde nedenini biliyordu. Bunun nedeni rezonanstı, aynı hedefe doğru farklı bir yol izlemekti.
Aksi takdirde çok daha uzun zaman alacaktı.
Ama zaten aldığı için, hediye atın ağzına bakmayacaktı. Daha da güçlendi, değil mi? Sonunda bir Ethereal Stage uzmanına karşı mücadele edebilirdi.
Kanını kaynattı, dışarıda hızla yürüdü. 3. aşamayı test etmek için iyi bir dövüş partneri arıyordu.
Guruldama!
Taş kapıyı gıcırdatarak açtı ve içeriye giren parlak güneş ışınları, temiz havayla birlikte ruh halini iyileştirdi.
“Şimdi, benimle kim dövüşecek?” diye kükredi Zhuo Fan.
Li Jingtian ve diğer büyükleriyle saklambaç oynamadan önce, zarif kıvrımlar yaklaşarak onu sessiz olmaya dürttü, “Kâhya Zhuo, tüm kötülükler şiddetle başlar. Lütfen ölçülü ol.”
Zhuo Fan şaşkına döndü. Yun Shuang'ı orada görmek için arkasını döndü.
“Şey, bildiğim tek şey aşırılık. ve inzivadan çıktığımı nasıl bildin?” Zhuo Fan kaşlarını çattı, “Gözlerin sana bunu gösterdi mi?”
“Öyle olsa bile, seni göremezler. Ben bunca zamandır senin dışarı çıkmanı bekliyordum.” Yun Shuang gülümseyerek ona bir havlu uzatırken bir perinin görüntüsüne büründü, “Al, zahmetinden sonra tazelen ve gününü aydınlatsın!”
“Şey, teşekkür ederim… Bekle, ne yapıyorsun?” Zhuo Fan silmenin ortasında geldi.
Yun Shuang'ın tatlı gülümsemesi, onun cana yakın tonuyla birleşti, “Ben senin hizmetkarınım. Bu benim iş tanımım. ve seni iyiye yönlendirmem gerekiyor. Bunu yapmak için seni her gün, bütün gün mutlu etmem gerekecek. Yoksa duyguların kontrolden çıkar ve tekrar kötüye dönersin. Ayrıca sana bunu da getirdim…”
Yun Shuang bir kitapçık çıkardı. Zhuo Fan başlığı okudu, Üç Karakter Klasik! (StarReader: Çocukların dili öğrenmesine yardımcı olmak için 13. yüzyılda yazılmış bir metin. Üç karakterli dizelerden oluşuyor, okunması ve öğrenilmesi kolay, yani çocuklara yönelik.)
“Çocuklar için…” Zhuo Fan şaşkınlıkla Yun Shuang'a göz kırptı.
Yun Shuang gülümseyerek başını salladı, “İnsanlar doğuştan iyidir. Ruhuna iyi gelecektir. Deneyin!”
“Lanet olası bir kelime bile okumayacağım! Bint öğretilerine ihtiyacım olmayacak kadar uzun yıllardır dünyayı dolaştım!”
Zhuo Fan kitabı kaldırıma çarptı ve parmağını onun yüzüne doğrulttu, “Bayan Shuang'er, sizden bir hizmetçi olmanızı ya da yanlış yollarımı düzeltmem için bir öğretmen olmanızı istemedim. Sadece gökleri okumanızı ve bana geleceği söylemenizi istiyorum. Tek yapmanız gereken diğer oyuncuların ne yaptığını bana söylemeniz ve ben de planlarını çözmek için oradan devam edebilirim. Sizin gözleriniz ve benim zekamla her şeyin kontrolünü ele geçireceğiz. Bu sizin rolünüz!”
Yun Shuang ona uzun uzun baktı. Gülümsemesi söndü ve kitabı üzüntüyle aldı.
Zhuo Fan omuz silkti ve sanki hiçbir şey olmamış gibi sordu, “Peki, bu gruplar bu günlerde neler yapıyor?”
“Bakmadım!”
Yun Shuang surat astı, sonra sertçe uzaklaştı, “İnsanları kurtarmak için, doğru bir kalbe sahip olmalısın. Yeniden eğitilene kadar, sana göz bile atmayacağım!”
“Sen...”
Zhuo Fan dişlerini gıcırdattı ve tükürdü, “O zaman hala bakmıyorsan burada ne yapıyorsun? Seni geri götürüyorum. Yun Xuanji'ye gidiyoruz ve ona baktırıyoruz!”
Zhuo Fan onu dışarı çekti. Yun Shuang çok sıkıntılıydı, gözlerinde yaşlar birikti. Sürüklendi, ayakları yerde derin izler bıraktı.
Luo Yunchang ve prenses neşeyle sohbet ederken, onların hızla geçip gittiklerini ve sıkıntıya düştüklerini gördüler.
“Neler oluyor?”
Luo Yunchang'ın Shuang'er'i gözyaşları içinde görmesi yeterliydi. Zhuo Fan yine kötü tarafını göstermiş olmalıydı.
Zhuo Fan da aynı şeyi o zamanlar, Blackwind Dağı'nın eteğinde yapmıştı. Ancak bu kaba ve sert çıkışlar, klan üyeleriyle geçirdiği yıllar boyunca azalmaya başlamıştı.
Dışarıdakilere karşı ise hiçbir sınırlaması olmayan, en aşağılık adamdı.
Yun Shuang, bu tarafını görebilecek kadar uzun süredir onun etrafında değildi. Öfke nöbetlerinden birine tanık olan herkes aynı derecede korkmuş olurdu.
Shuang'er'i koruyan Luo Yunchang, Zhuo Fan'a dik dik baktı, “Kâhya Zhuo, Shuang'er onu böyle korkutmak için sana ne yaptı?”
“Evet, Shuang'er çok nazik, ondan istediğin her şeyi yapıyor. Shuang'er'imizi seçtiğin için burada hata yapmış olmalısın.” Prenses Yongning göğsünü şişirdi, Yun Shuang'a sıkıca sarıldı, “Hemen özür dile, yoksa imparator babaya söylerim!”
Zhuo Fan üçüne baktı ve iç çekti.
(Çok uzun zaman olmadı da bu kızlar bir klik mi oldu?)
Zhuo Fan başını sallayarak, sakinleşmek için derin bir nefes aldı, “Prenses Yongning, beni cezalandırmak için Majestelerine mi gidiyorsunuz? O zaman söyleyin bana, ikinci prensin meselesi çözüldü mü?”
“Elbette. Ama bunların hepsi üçüncü kardeşin senden bunu ikinci kardeşin hatası olarak kabul etmeni istemesi yüzünden. İmparatorluk babası seninle lafını boşa harcamazdı ve seni alırdı!” Prenses çok memnun görünüyordu.
Zhuo Fan içinden kıkırdadı.
(Şişko'nun tek isteği imparatorun postunu kurtarmaktı.)
Mevcut durumda, tüm gruplar çıkmaza girmişken, imparatorluk ailesi Luo klanına karşı bir hamle yaparsa, Regent Malikanesi kutlama yapacaktı.
Luo klanı ve imparatorluk ailesinin savaşmasını bekliyordu, böylece ikisiyle de tek seferde başa çıkabilecekti. İmparatorluk ailesi, sonunda acı çekmek için sadece ikinci bir prens için tüm bahaneleri mahvetmeyecekti.
Zhuo Fan bundan emindi. Sadece bu cahil prenses hala hayal görüyordu, imparatorun dünyanın bir numarası olduğunu düşünüyordu.
Zhuo Fan, daha önceki öfkesini boşalttıktan sonra Yun Shuang'a döndü, ciddileşti, “Bayan Shuang'er, büyükbabanız sizi benim bakımıma verdiğinde birçok şey söyledi. Ama vurguladığı bir şey vardı, siz faydalısınız. Bana yardım edemiyorsanız, sizi tutmak için ne sebebim var? Klanımızın iki kavgacı matrona ihtiyacı yok.”
Luo Yunchang'ın gözleri kızardı ve ona dik dik baktı, ama içten içe kesinlikle başı dönüyordu.
Az önce bahsettiği çekişen ev hanımı o olmalıydı.
İster konuşmacının istememiş olması, ister dinleyicinin yanılgıları olsun, hizmetkar olan Zhuo Fan'ın matron demesi, sanki bundan daha fazlasıymış gibi algıladı. (StarReader: Bu bir kelime oyunu. 管家 hizmetkar demektir ve 管家婆 kelimesi tam anlamıyla hizmetkarın karısı anlamına gelir, ancak aynı zamanda meraklı, ev hanımı anlamına da gelir.)
Luo Yunchang, Zhuo Fan'a baktığında bakışları kaydı ve kalbi çırpındı.
Zhuo Fan ise sadece Yun Shuang'a bakıyordu ve bir cevap bekliyordu.
Yun Shuang, prensesin ve Luo Yunchang'ın sarılmasından kurtuldu ve ardından kapıdan dışarı fırladı. Zhuo Fan iç çekti.
(Bu da aynı şekilde işe yarıyor). Yun klanı tarafsız olduğundan, Kutsal Bakire'nin başka bir fraksiyonda yer almasından korkmuyordu…
Yun Shuang kapıyı açtı ve sekiz yaşında bir çocuğa çarparak onu yere fırlattı.
Yun Shuang haykırdı: “Xiao Dongzi, burada ne yapıyorsun?”
“Rahibe Shuang'er!” diye hıçkırdı Xiao Dongzi, “Büyükbaba… öldü…”
(Ne?!)
Yun Shuang sarsıldı ve soldu. Sakin Zhuo Fan da dondu ve sonra yüzünde inanmaz bir ifade belirdi.
(Birisi Dört Sütun'un Baş Rahibi, Yarı Tanrı Yun Xuanji'yi mi öldürdü?)
(İmparatorluğun kalbinde böylesine büyük bir suçu işlemeye kim cesaret edebilir...)
Yorum