Büyü İmparatoru Novel
Bölüm 372, Prensin Evini Yerle Bir Etmek
Çevirmen: StarReader
Çınlama!
İkinci prensin kıymetli beşinci sınıf ruhsal kılıcı, o ejderha pençesinin kavrayışında keskin ve hafif bir sesle ikiye bölündü, herkesin dehşeti içinde.
Zhuo Fan, Yun Shuang'ın önünde gururlu ve dik bir şekilde durdu, soğuk bakışlarını gardiyanların üzerinde gezdirdi ve ikinci prensin üzerinde kıkırdayarak durdu, “He-he-he, sadece reddedilen bir davet yüzünden beni kaçırmaya mı karar verdin? Sana hak vermeliyim, bu cesaret ister!”
“ZZZ-Zhuo Fan!” İkinci prens gevezelik etti, korkudan sendeleyerek geriye doğru gitti. Yun Shuang, yüce ve kudretli figüre sevinçle bağırdı, “Kâhya Zhuo, iyi misin?”
“Ha-ha-ha, hiç bu kadar iyi olmamıştım. Dediğim gibi, benimle kalırsan bir yerlere varacaksın! Başkalarını sadece ben itebilirim. Başkaları asla şans bulamayacak. Benimle kalırsan kimse sana dokunamayacak!”
Zhuo Fan başparmağını kaldırdı ve sırıttı, havasını göstermeye geri döndü. Yun Shuang kıkırdadı ve kızardı. Onun 'şakaları' onun endişelerini hafifletmede harikalar yarattı.
Ata Huang Mei inanamayarak haykırdı, “Nasıl?! Sadece ben seni Bin Yıllık Rüyamdan uyandırabilirim!”
“Umursamadığım bir şey varsa o da zehirdir. Narkotik veya nekrotik olsun, bana karşı hiçbir şeyleri yok. Şu an olduğum yerde olmamın sebebi, ne Regent Estate ne de o yedi ev, Pill King Hall dahil, benimle başa çıkabilmeleriydi. Peki senin gibi bir çaylak ne yapabilirdi? Sadece uyuyormuş gibi yaptım, böyle bir şeyi yapmaya cesaret edenin kim olduğunu merak ettim.”
Gözlerini kısarak, Zhuo Fan alay etmeye devam etti, ikinci prense dönerken eli siyah enerjiyle dönüyordu, “İşte bakın, bu aptaldı! Ama hala bir şey beni rahatsız ediyor, Tanrı aşkına, bilge ve kurnaz Majesteleri bu çılgın ve hevesli oğulla nasıl oldu da bir araya geldi? Bayan Shuang'er'in okuması bile senin bir hükümdardan çok uzak olduğunu kanıtlıyor. Bu seni… prens değil mi yapıyor?!”
Üfff!
Yun Shuang kıkırdadı ve sevimli yumruğunu Zhuo Fan'ın göğsüne vurdu, sonra gözlerini devirdi. İkinci prensin şoku şimdi tam teşekküllü bir öfkeye dönüşmüştü, Zhuo Fan'a dik dik bakarken nefesi düzensizdi.
Zhuo Fan o piçi suratına tükürmüştü. ve çok önemli prensin buna karşı tek mantıklı tepkisi, bu çıplak aşağılanmaya ters tepki vermekti.
“Ata Huang Mei, neden etrafta dolaşıyorsun? O alçağı yakala!” İkinci prens kükredi ve Zhuo Fan'ı işaret etti.
Ata Huang Mei de artık dayanamayıp Zhuo Fan'a sarı duman attı, “Sen küçük yaramaz, herkesin senden aşağıda olduğunu mu sanıyorsun? Gücümün tadına bak, Bin Yıllık Rüya!”
Yun Shuang, siyah enerji onları kaplarken Zhuo Fan'ın arkasına saklandı. Zhuo Fan ise sadece küçümseyerek sırıttı.
Hu~
Sarı duman saniyeler içinde ikisinin etrafını sardı. Ata Huang Mei gururla başını ikinci prense doğru uzattı.
Ancak bir patlama övünme şansını kesti. Sarı duman bir dönüş yaptı ve bunu yaparken daha da incelerek merkezdeki siyah kütleyi ortaya çıkardı.
(Şeytan Dönüşüm Sanatı!)
Zhuo Fan içindeki karanlığı geri çağırdı, gözleri her geçen saniye daha da buz gibi görünüyordu.
“Bin Yıllık Rüyama ne oldu?” diye kekeledi Ata Huang Mei.
Zhuo Fan ona soğuk bir bakışla baktı, sesinden kötülük akıyordu. “Yedim.”
Ata Huang Mei ter içinde kalmıştı. Zhuo Fan söylentilerin tahmin ettiğinden daha büyük bir canavardı. Uyuşturucuyu sanki hiçbir şey değilmiş gibi omuz silkmişti.
Ata, Zhuo Fan'ın bir vücut yetiştiricisi olduğunu biliyordu, en büyük silahı kendi iki yumruğuydu. Şimdi narkotik bir büst olduğu için, onun gibi bir zehir kullanıcısı oturan bir ördekti, çılgın Zhuo Fan'ın önünde ölmeye mahkûmdu.
Durum böyle olunca, onun yapabileceği en iyi ve tek hareket cehennem gibi kaçmak olurdu. Ata Huang Mei ikinci prense hızlıca selam verdi ve en ufak bir tereddüt etmeden, “Majesteleri, kader tekrar görüşmemize izin versin, iyi şanslar. Ah, ve unutmayın, Majesteleri bana hala 12 hap borçlu~.” dedi.
Ata Huang Mei kolunu sıvazladı ve sarı rüzgar gibi koşmaya başladı.
İkinci prens öfkeyle ayaklarını yere vurdu. (Bu ihtiyar herif hiçbir şey yapamıyor ve hala benden bedel ödememi mi bekliyor?)
(En çok onun tipinden nefret ediyorum!)
Sarı rüzgar bahçeye sertçe çarptığında küfür edemedi.
Ata Huang Mei yere serilmiş, ağzından kan sızıyordu. Yanında Zhuo Fan'ın soğuk yüzü vardı, kırmızı parlayan sağ eli yaşlı adamın boynunu kavramıştı.
“Hımm, benimle uğraştın ve şimdi kaçmak mı istiyorsun? Bunu kolayca atlatabileceğini mi sanıyorsun?” Zhuo Fan'ın gözleri vahşilikle parladı.
Ata Huang Mei haykırdı, “Kâhya Zhuo, beni bağışla! İkinci prens beni...”
Baba!
Yaşlı adamın suratına atılan yankılanan bir tokat, sızlanmasını yarıda kesti. Zhuo Fan kıkırdadı, “İkimiz de aptal olmadığımı biliyoruz, o yüzden apaçık olanı söylemeyi bırak. O suçluyken sen onun uşağısın. Her iki durumda da, kimse burayı canlı terk etmeyecek!”
Sss~
Ata Huang Mei, Zhuo Fan'ın acımasızlığı karşısında şaşkına döndü ve kendisine haksızlık yapan herkesi öldürecek kadar ileri gitti.
Bilseydi 20 hap için bile olsa işi kabul etmezdi!
Zhuo Fan'dan siyah enerji sızarken ve gözlerindeki çıplak kana susamışlığı fark ettiğinde, Ata Huang Mei, kaşları da dahil olmak üzere kağıt kadar beyaza döndü ve yalvardı, “Bekle, vekil Zhuo, beni öldürme! Beni bırak ve her şeyi yapacağım. Luo klanın yeni terfi etmedi mi? Adamlarınız az olmalı. Ben 8. seviye Parıltılı Aşama uzmanıyım, senin yanında durabilirim, hayatımı sana adayabilirim!”
Zhuo Fan teklifi değerlendirirken siyah enerji bir saniyeliğine havada asılı kaldı. Ata Huang Mei'nin gözleri parladı ve saman çöpüne sarıldı.
Ama çok geçti, Zhuo Fan başını sallayıp kara enerji dışarı fırladığında, “Üzgünüm, zaten bir zehirleyicimiz var, Simya Evi'nin büyüğü, Kötü Hap Kralı. Sana ihtiyacımız yok.”
“O mu? O sadece bir Derin Cennet yetiştiricisi, ben ise Parıltılı Aşama'dayım!” diye haykırdı Ata Huang Mei.
Zhuo Fan başını iki yana salladı, “Ha-ha-ha, Luo klanının her büyüğünü kendim seçtim. Hiçbiri ölüm karşısında geri adım atmayacak. İşte burada eksik kalıyorsun.”
Zhuo Fan, siyah enerji örtüsünün Ata Huang Mei'yi bütünüyle yutmasıyla noktalandı. Ata Huang Mei'nin ona yaptığı şeyin aynısını yapması komikti.
Çok belirgin bir tezatlık ise siyah enerjinin çok daha ölümcül olmasıydı.
Herkes Ata Huang Mei'nin mucizevi diyetini ön sıradan izliyordu. Çıplak gözle zayıflıyordu. Siyah kütle tarafından yutuluyordu, yüzü her saniye buruşuyordu. Diyet ancak varlığı tamamen yok olduğunda sona erdi.
İkinci prens dehşet içinde yere yığıldı. Işıltılı Sahne'deki adamlarının hepsi de titriyordu. Yavaşça geriye doğru sürünürken efendilerini tutuyorlardı.
Zhuo Fan, Derin Cennet'in sadece üçüncü katmanındaydı ancak orada bulunan herkes için Tianyu'nun bir numaralı uzmanından başka bir şey değildi, bir ucube. Ata Huang Mei bile rüzgarda toz gibiyken, onlar nasıl daha iyi olabilirdi?
Yun Shuang dudaklarını büzdü, soğuk taş katiline korkuyla baktı.
Bir adamın böyle bir şekilde ölmesini izlemek onun için ilkti.
Büyükbabası ona bu dünyada yürümüş en aşağılık insan olduğunu söylemişti ve o da onu düzeltmek için oradaydı. Ama az önce sohbet ediyor ve gülüyorlardı. Hatta onun acil ihtiyacında onu savunmaya bile atladı. Kötü bir yavruya hiç benzemiyordu.
Ancak şimdi Zhuo Fan'ın zalim ve sinsi doğasıyla yüz yüze geliyordu.
Alkış~
Zhuo Fan önündeki boşluğu görünce kötü bir sırıtış sergiledi, sonra yakışıklı çocuğa ve çetesine döndü.
Yaprak gibi titreyen ikinci prens, yakalanmış ve cezasını beklerken muhafızlarının arasında toplanmış kötü bir çocuk gibi davranarak saf bir tavır takındı.
“SS-Kâhya Zhuo, hatamı biliyorum. Bir daha yapmayacağım, gerçekten. Lütfen beni bırak, sadece bu seferlik?” İkinci prensin sesi titredi.
Zhuo Fan onun önüne geçti ve kıkırdadı, “Bir dahaki sefere mi? Eğer bir dahaki sefere olacaksa, o ihtiyarın ölümü seninkine kıyasla eğlenceli bir yolculuk gibi kalacak! Anladın mı?”
“Yy-evet.” İkinci prens başını sallarken dişleri takırdadı. Muhafızlar, efendilerinin karşı karşıya olduğu açık aşağılanmaya rağmen sessiz kaldılar.
Başka ne yapabilirlerdi ki? Canavarla son nefeslerine kadar savaşabilirlerdi ama bunun bir faydası olur muydu?
(Yedi evin bile cesaret edemediği bu vahşiye bulaşacak kadar aptal kim olabilir?)
(Aa doğru ya, ikinci prens de bir tane...)
Hepsi içten içe ağlaşıyorlardı, ama hiçbiri efendilerini yüksek sesle eleştirmiyordu.
Zhuo Fan onun olduğu yerde donup kaldığını gördü ve yanağını uyararak okşadı, “Güzel çocuk yüzün için, bunu burada bırakacağım…”
İkinci prens rahat bir nefes aldı.
Ama Zhuo Fan konuşmaya devam etti, “Yine de sana karşı kolay davranmayacağım. Sana biraz ödev bırakmak karakterine iyi gelecektir.”
Zhuo Fan'ın sağ eli kıpkırmızı oldu ve yere sertçe vurdu.
vahşinin yumruğu prensin evini yerle bir etti...
Yorum