Büyü İmparatoru Novel
Bölüm 304, Çamurun Derinlerine
Çevirmen: StarReader
Lin Xuanfeng'in gözleri Zhuo Fan'ı takip etti ve o da uzaklaştı, “Bu serseriyi ilk defa bu kadar kendinde değilken görüyorum. Ne oldu yahu?”
“Ha-ha-ha, pek bir şey yok, sadece kendi arkadaşlarını erkenden mezara gönderiyor.” Huangpu Qingtian'ın belirsiz bir gülümsemesi vardı. Sonra dönüp Liu Yizhen'in omzunu sıvazladı, “Yaşlı Liu, aferin. Beklediğim gibi.”
“En büyük genç efendi, bunu hak etmiyorum. Başından beri ortaya çıktım, ıyy…”
Huangpu Qingtian ince bir gülümsemeyle boğazını sıkarken bitirmedi, “Hayır, Yaşlı Liu, mütevazı olmana gerek yok. Harika iş çıkardın…”
Huangpu Qingtian gülümsedi, ama eli daha da sıkı kavradı. Gülümseme bu noktada düpedüz uğursuz görünüyordu, şaşkın yaşlı adamda korku uyandırıyordu.
Nasıl hata yapmıştı? Huangpu Qingtian, Lin Xuanfeng'in onu öldürmesini neden engellemişti, ama şimdi bunu kendisi yapıyordu?
Gözleri dışarı fırlayan Liu Yizhen, sadece boğuk sesler çıkarabiliyordu. Liu Yizhen, kurban kadar şaşkındı, “En büyük genç efendi, ne…”
“Ha-ha-ha, seni sadece Zhuo Fan yakınlarda olduğu için durdurdum. Ona bir gösteri yapmak istemedim. Ama şimdi, bu yaşlı herif amacını aştı. Dugu Zhantian'ın eline düşse olmazdı. Onu burada öldürmek bana zahmetten kurtarır.” Huangpu Qingtian'ın gözleri parladı ve yüzündeki iğrenç sırıtma büyüdü. Kavrayışına biraz daha güç verdi ve vücudu bir an titredi, sonra Liu Yizhen'in uzuvları gevşedi.
Cesedi fırlatan Huangpu Qingtian alkışladı. Lin Xuanfeng nefesini tuttu, zihni bunalmıştı.
(Huangpu Qingtian artık kullanmadığı şeylerden kurtulmak için canavar gibi davranıyor. Vicdanının zerresi yok. Benim sonum da aynı mı olacak?)
Huangpu Qingtian bunun olacağını biliyordu, bu yüzden omzuna vurdu, titredi, “Endişelenme. Sakat bile olsan, Merry Woods'u yönetecek sıradaki kişi sensin. Çok daha değerlisin. Yanımda olduğun sürece sana zarar vermeyeceğim.”
Liu Xuanfeng'in yüzü seğirdi. Alnını silerken boş bir kahkaha attı. Liu Yizhen'in bedenine tekrar bakınca içten içe iç çekti.
(Değişmeyeceğini kim söyleyebilir?)
Ama sonra Liu Xuanfeng neşelendi, “En büyük genç efendi, Liu Yizhen'i getirebildiğinize göre, neden evlerimizin büyükleri için de aynısını yapmadınız? O zaman Zhuo Fan'ı bitirmek çok daha kolay olurdu.”
“Aptal, Dragon Cloud City'nin savunmasından sorumlu Dugu Zhantian'ı bir destek olarak mı alıyorsun?” Huangpu Qingtian homurdandı, “Onu ancak bir ruh hayvanı gibi davranıp depolama halkama yerleştirdikten sonra getirebildim. Fark edilmemesinin sebebi önemsizliğiydi. Bunun yerine yedi evden bir ihtiyar olsaydı, Dugu Zhantian'a alarm gönderir ve bizi gözlemletirdi. Sayıca az olanlarımız bunu gizli tutmasaydı, planımız suya düşerdi!”
Lin Xuanfeng, Huangpu Qingtian'ın poposunu bitmek bilmeyen iltifatlarla parlatmayı unutmadan, başını sallayarak dil azarına karşılık verdi.
Huangpu Qingtian onu el sallayarak uzaklaştırdı, “Hemen yeryüzü çıkışına doğru yola çıkıyoruz!”
“Şey, Zhuo Fan planımızı öğrendiğine göre oraya gitmenin bir anlamı var mı?” Lin Xuanfeng şaşkına dönmüştü.
Huangpu Qingtian'ın alaycı cevabı geldi, “Aptal, pusuya düşmesi için gidiyoruz! Tüm tuzaklar kurulmuş. Bunu bilmesine rağmen, onları engellemenin bir yolu yok. Bunu mümkün kılmada parmağı varken. O yürek parçalayıcı pişmanlık, kemiren suçluluk duygusu, oldukça büyük bir işkence olmalı, ha-ha-ha... ”
Huangpu Qingtian kötü bir şekilde kıkırdadı. Lin Xuanfeng hala anlamamıştı ama söyleneni yaptı.
Başka bir yerde, Xie Tianshang'ın ekibi üç gündür metal çıkışa doğru gidiyordu ki aniden bir ışık uçtu. Xie Tianshang, Zhuo Fan'ın “Şimdi yeşim şeridine bakabilirsin.” diyen yeşim gönderdiğini bilerek onu yakaladı.
Xie Tianshang oldukça şaşkındı.
(Bunu beş gün sonra yapmam gerekmiyor muydu? Neden bu kadar erken?)
Ama Zhuo Fan öyle dediği için, elbette itaat etti. Gözlerine beş basit kelime girdi, “Su çıkışına doğru git!”
Öf!
Xie Tianshang şaşkına dönmüştü. (Bu ne anlama geliyor? Anında rotayı mı değiştireceksin? Neden? Metal çıkış tehlikeli mi?)
Xie Tianshang gecikmeden bağırdı, “Bekleyin! Yön değiştiriyoruz. Beni takip edin!”
Xie Tianyang, Xue Ningxiang'ı şaşkın bakışlar arasında öne çekti, “Kardeşim, ne haber? Üç lanet gündür kaçıyoruz ve sen aniden rotayı değiştirmek mi istiyorsun? Bu bir düşman saldırısı mı?”
“Hayır.” Xie Tianshang başını iki yana salladı ve ona yeşim fişini verdi, “Bu, Zhuo Fan'ın ayrılmadan önce bana verdiği ve beş gün sonra incelememi söylediği yeşim fişi. Ama az önce ondan şimdi bakmam gerektiğini söyleyen bir mesaj aldım. Ve yazıyordu ki…”
Xie Tianyang yeşime baktı, “Su çıkışına mı gidiyoruz? Ne oluyor?”
“Ben de bilmiyorum. Ama Zhuo Fan öyle dediğine göre, kendince nedenleri olmalı.” Xie Tianshang'ın gözleri kararlıydı.
Xie Tianyang başını iki yana salladı, “Kardeşim, ne zamandan beri hayran oldun? Ya yanılıyorsa?”
“Geçtiğimiz günlerde bizimle birlikteyken kaç kez yanıldı? Biz de neredeyse hiç aksilik yaşamadık. Anlayamadığım bir durumdayken, onun kararını dinlemek mantıklı bir karar.” Xie Tianshang'ın aklı başındaydı.
Xue Ningxiang, Xie Tianyang konuşmadan önce konuştu: “Kardeş Tianyang, büyük kardeş Zhuo hiç yanıldı mı? Onu dinle.”
“Allbeast Dağ Sırasını hatırlamıyor musun? You Guiqi'nin oyunlarına defalarca düşmedi mi…”
“Ama etrafta You Guiqi yokken, büyük kardeş Zhuo en güçlü olan, değil mi?” Xue Ningxiang, Zhuo Fan'ın onurunu şevkle savunuyordu.
Xie Tianyang'ın ağzı seğirdi, kalbinin ağrıdığını hissetti. Ve Ning'er'e hiçbir şey yapamayacağı için, sadece uzlaşabilirdi.
Ve böylece, Xie Tianshang liderliğindeki Kılıç Markizi Meskeni ekibi su çıkışına doğru döndü. Chu Qingcheng ve Long Xingyun'un ekibi de Zhuo Fan'ın mesajını aldı ve aynı yöne doğru ilerliyorlardı.
Ancak hiç kimse, Yan Bangui ve You Yushan'ın komuta ettiği on bin kişilik ordunun orada kendilerini beklediğini bilmiyordu.
Görkemli bir dağın tepesinde, You Yushan uzaktan baktı ama kimseyi göremedi. Yeşim fişini çıkarıp iç çekti, “Yaşlı zehirleyici, en büyük genç efendinin eylemi hakkında ne düşünüyorsun? Bize bir gün sonra açmamız için bir yeşim fişi verdi, sadece rotamızı su çıkışına değiştirdi ve burada bir pusu kurdu. Neden en baştan söylemedi? Neden önce ateş ve metal çıkışlarına gitmek için bu kadar zaman harcamamızı sağladı?”
“Hmm, bilginin sızdırılmasından korkuyordu.” Yan Bangui'nin asık suratı korkudan titredi.
You Yushan kaşını kaldırdı, “Bu aramızda bir casus olduğu anlamına mı geliyor? Ha-ha-ha, beni güldürüyorsun. Herhangi bir casus onların tarafında olacaktır. Regent'i casus olarak gücendirmeye istekli daha düşük bir klan var mı? Regent Malikanesi'ne yaslanmaya istekli, kendi istekleriyle bize hareketlerini veren onlarca vasaldan bahsetmiyorum bile!”
“Öyle olsa bile, güvenli tarafta olmak asla zarar vermez. Özellikle planımızdaki böylesine kritik bir anda.” Yan Bangui mırıldandı, “Bu Sir Leng'in oyunu olduğu için, sadece onu takip etmemiz gerekiyor.”
You Yushan da başını salladı.
İkisi Leng Wuchang'ın aklının yanılmaz, planlarının mükemmel olduğunu gördüler. Tek yapmaları gereken onun dediklerini yapmaktı.
“Kıdemli kardeş, genç efendi You, aşağıdaki 3. sınıf dizilimi hazır!” Yan Fu ikisinin önünde saygıyla eğildi.
Başını sallayan Yan Bangui onu el sallayarak uzaklaştırdı, “Küçük kardeş, çok çalıştın. Çekil.”
“Teşekkür ederim!” Yan Fu eğildi ve gitti.
You Yushan geri çekilen figürle alay etti, “Çocuk son zamanlarda oldukça uysaldı. Yüzünde en ufak bir memnuniyetsizlik belirtisi bile yoktu. Eh, sonuçta Pill King Hall'un yetiştirdiği nadir bir dahi simyacı!”
“Ha-ha-ha, Zhuo Fan Vicious Pill King'i öldürdüğünden beri tüm desteğini kaybetti. Sonunda kaderini kabul etmiş olmalı ki bu kadar sessizleşti. O ikisi sadece yüksek atlarından diğerlerine baktılar!”
“Sen de mi?” You Yushan kaşını kaldırdı.
Önce bakıştılar, sonra alay ettiler.
Yukarıdan gelen alay Yan Fu'nun kulaklarına çarptı. Yumruklarını sıktı ve gözleri vahşilikle parladı. (Bir gün hak ettiğini alacaksın ve ben orada olup ölmeni izleyeceğim!)
Bu arada Zhuo Fan su çıkışına doğru koşuyordu. Ekiplere haber verecek vakti olmadığından, onları kurtarmak için zamanında yetişebileceğini umuyordu.
Aklı sürekli en kötü senaryolara kayıyor, çenesini sıkıyor ve onu endişelendiriyordu.
Onlara su çıkışına gitmelerini söyledi ve onu takip edeceklerinden emindi. Bu, durumu daha da kötüleştiren şeydi, suçluluk duygusuyla doluydu ve yine de tüm bunların arkasındaki beyine karşı tam bir hayranlık duyuyordu.
Müttefiklerini bile bu tuzağa bulaştıracak kadar yakından görülmesi, kendisini bir kedinin fareye yaptığı gibi oyuncak gibi hissetmesine neden oldu.
Bu işin beyni, büyük Zhuo Fan'ı bile planlarına düşürecek kadar sıradan bir adam değildi. Bu adamın planları You Guiqi'nin planlarından çok daha farklıydı.
(Alışılmadık Düzenbaz, Leng Wuchang!)
Zhuo Fan öfkeyle dişlerini gıcırdattı.
Tüm bu çerçevenin ardındaki gerçek mimarı çoktan tahmin etmişti. O kibirli herif Huangpu Qingtian değildi, Regent Estate'in hizmetkarı, Tianyu İmparatorluğu'nun ikinci en büyük aklı Leng Wuchang'dı!
İntikam şimdilik onun görüş alanında değildi. Yapabileceği tek şey bu çaresiz durumdan kurtulmak için her şeyi denemekti.
Sonra, Zhuo Fan geçerken kemikleri donduran bir hava hissetti. Aşağı baktığında, merkezinden soğuk hava salan berrak bir gölet buldu. Bin yıllık bir Soğuk Gölet!
Gözlerini kısarak Zhuo Fan daldı...
Yorum