Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 80: Neden O?

Kara Büyücünün Dönüşü Novel

Çevirmen: Rin Fenrir

İlk adımda, sınav görevlilerinden biri olan ve orta aşamada bir savaşçı olan Gunther’in büyük bir keşif yaptığı anlaşıldığından, şimdi dev bir engel varmış gibi görünüyordu.

Kron yetenekli bir Pagna savaşçısıydı, daha küçük bir klanda da olsa bir Klan lideri pozisyonunu elinde tutacak kadar yetenekliydi. Ancak, Raze’in içindeki sihirli çekirdeği hissedemiyordu. Bunu yapabilmesi için birçok şansı olmuştu. Hatta onlara Qi öğretirken bile çekirdeği çoktan oluşmuştu. Tüm bunlar Raze’e yanlış bir güven duygusu vermişti.

“Eğer bu eğitmen benim sihirli bir çekirdeğe sahip olduğumu keşfettiyse, bu onların da benim gibi olduğu anlamına gelmez mi?” diye düşündü Raze. “Alterian’dan başka bir büyücü mü?

Birinin içindeki sihirli çekirdeği hissetmek bile her Alterianlının yapabileceği bir şey değildi, sadece büyücüler yapabilirdi. Eğer bu kişi Raze gibiyse, büyüsünü koruyarak yüksek bir mevkiye ulaşmayı ve yetenekli bir savaşçı olmayı başarmıştı, aslında kendisinin de başarmaya çalıştığı şey buydu.

Bu noktada ve zamanda, Raze bunun normal bir Öteki dünyalı için imkansıza yakın bir şey olduğunun farkında değildi.

“Görünüşe göre soruma cevap vermek istemiyorsun,” dedi Gunther geri çekilerek. “Burada kal ve kımıldama. Ben devam edip bu değerlendirmeyi bitireceğim ve sonra geri döndüğümde biraz konuşabiliriz.”

Gunther bir sonraki kişiye doğru yürüdü ve Raze’e dönüp bakmadı. Yürürken nefesinin altında bir şeyler mırıldandı ve Raze’in duymasını zorlaştırdı. “Bu kadar genç çocukları bu işte kullandıklarına inanamıyorum.”

Değerlendirme Gunther’in tüm öğrencilere aynı şeyi yapıp “geçti” ya da “kaldı” diye bağırmasıyla devam etti. Sonuçlar daha önce olduğu gibi aynı oranda geldi. Ancak, bir öğrencinin hiçbir sonuç alamadığı belliydi ve birçok göz neler olduğunu anlamak için ona döndü.

“Bu durum o kadar da kötü olmayabilir,” diye düşündü Raze. ‘Eğer o bir Öteki Dünyalı ise, Alter ona çoktan ulaşmış ve yüksek bir mevki vermiş olmalı. Eğer durum buysa, ona aynı gruptan olduğumu söylediğim sürece işler yolunda gidecektir. Hatta burada geçirdiğim süre boyunca bana yardımcı bile olabilir.

Bu düşünceye rağmen, bir endişe vardı. Gunther neden böyle bir şey yapmamıştı? Bunun yerine, sadece “pas” diye bağırabilir ve durumla daha sonra ilgilenebilirdi.

Avluda bulunan tüm öğrencileri değerlendirdikten sonra Gunther ana binanın önüne doğru yürüdü ve ellerini iki yana açarak orada durdu. Tırnaklarıyla oynarken yüz ifadesi hala sıkılmış gibi görünüyordu ve öğrencilerin gözlerine bakma zahmetine bile girmedi.

“Başarısız olanlar artık Pagna Akademisi’nden ayrılabilirler. Gelecek yıl tekrar deneyebilirsiniz ama ben sizin yerinizde olsam hiç zahmet etmezdim. Bunca zaman boyunca, klanlarınızın ve paranızın yardımıyla bile birinci aşamaya tam olarak geçemediyseniz, bu sadece bir Pagna savaşçısının hayatının size göre olmadığı anlamına gelir.

“Sana şimdi söylüyorum; bu senin kurtulma şansın. Eğer beceri seviyenle devam edersen, geri dönüşü yok ve gelecekte seni ölümden başka bir şey beklemiyor olacak.”

Simyon başını sallayarak Gunther’in sözlerinin oldukça iyi düşünülmüş olduğunu düşündü. Umursamıyor gibi görünen bir öğretmen için, şimdi bazı şefkatli sözler söylüyordu. Elbette öğrenciler bunu bu şekilde algılamadı.

“Bu saçmalık da ne!” diye bağırdı bir öğrenci. “Pagna savaşçısı olmak Qi tabanından çok daha fazlasıdır. Yeteneklerimi, neler yapabileceğimi ya da potansiyelimi gösteremedim bile.”

“Evet, o ve ben aynı klandanız!” Başka bir öğrenci işaret etti. “Onu antrenmanlarda her seferinde yendim ama sırf bu aptal test yüzünden onun geçmesine izin verilirken benim geçmeme izin verilmedi!”

Sabrını kaybetmeye başlayan Gunther’in kafasında bir damar belirdi. ‘Bu çocuklara, Karanlık Fraksiyon’a ne oldu! Hepsi benim kim olduğumu bilmeliydi ve dışarıda yürürken önümde eğilmeliydiler. Ama burada, sırf bu şımarık veletler istedikleri kararı alamadılar diye benim kararımı mı sorguluyorlar?

“Eğer şikayet etmek istiyorsanız, bunu Pincer’a söyleyin; ben üzerime düşeni yaptım.”

Gunther Raze’e doğru ilerlerken, hoşnutsuz öğrencilerden oluşan bir kalabalık hemen Pincer’in etrafında toplandı.

“Geri kalanınız, kendinizi değerlendirmenin bir sonraki bölümüne hazırlayın; unutmayın, üç aşama var ve bu sadece bu ilk bölümün dışında.”

Öğrenciler birbirleriyle konuşmaya, geçmiş sınav olaylarını tartışmaya ve şanslarını artırmak için bilgi paylaşmaya başladılar. Beş öğrenci diğerlerinden ayrı duruyordu, her biri üzerinde 1’den 5’e kadar siyah bir sayı bulunan beyaz bir rozet takıyordu. Üçü erkek, ikisi kadındı. Bunlar Karanlık Fraksiyon’un beş büyük klanının en iyi öğrencileriydi.

Öğrencilerden birinin adı Mada’ydı ve kısa, koyu, dikenli mavi saçları vardı. Raze adlı öğrenciye yaklaşırken gözlerini Gunther’den ayırmıyordu.

“Bu rozet, kesinlikle isimsiz biri,” diye düşündü Mada. “Kardeşim bana bir kez bile bakmamışken neden isimsiz biriyle uğraşsın ki?

“Hey, kardeşinin nesi var?” Beş öğrenciden bir diğeri olan Ricktor sordu. Öğrenciler arasında en uzun boylu olan oydu, diğerlerinden bir baş daha uzundu ve en olgun görünen oydu. Dik ve uzun duruyor, erkeksi olmaktan çok kadınsı görünmesini sağlayan zarif bir aura yayıyordu. “O isimsiz adamı tanıyor musun, tanımıyor musun? Onlardan birkaçını burada gördüğüme bile şaşırdım.”

Mada emin değildi. Bir sonraki planlı başkan olan kardeşinin kendi bildiği gibi davranmasına izin veriliyordu. İkisi arasında mesafeli bir ilişki vardı ama çoğu kişi ona saygıyla yaklaşıyordu. Diğer öğrenciler bile ağabeyinin öğretmenlerden biri olduğunu ve akademiye üst düzey bir yetkili olarak katıldığını bildikleri için onunla ters düşmek istemiyordu.

“Ailelerimizde sadece hizmetçilerimiz ya da kölelerimiz var. Muhtemelen bir şey fark etmiştir, hepsi bu.”

Gunther yaklaşmadan önce, Simyon ve Safa çoktan geçtikleri için Raze onlara Gunther’den uzak durmaları için işaret vermişti, çünkü işler biraz tehlikeli bir hal alabilirdi.

“Şimdi bana burada ne aradığını söyleyecek misin, yoksa bunu senden zorla mı öğreneceğim?” Gunther kolunu uzatarak sordu.

Raze dokunulmak istemediği için içgüdüsel olarak bir adım geri çekildi ama bunun muhtemelen kötü bir hareket olduğunu biliyordu.

“Özür dilerim, ne demek istediğinizi anlamadım. Akademiye girdim çünkü bir Pagna savaşçısı olmak ve burada sahip olduğunuz kaynaklardan yararlanmak istiyorum,” diye cevap verdi Raze. Bu dürüst bir gerçekti ve eğer Gunther Pagna için çalışıyorsa, belki bu onu tatmin edebilirdi.

Yine de Gunther başının yan tarafını şiddetle kaşımaya başladı. “Şu anda cidden aptalı mı oynuyorsun?” diye sordu Gunther. “Cidden bilmiyor musun? Sen isimsiz birisin… değil mi? Bekle, o zaman bu mümkün olabilir. Sana xiulian uygulamayı kim öğretti? Eğer Dantian’ını oluşturduysan, birisi öğretmiş olmalı.”

Raze şaşırdı. Soru sihirli çekirdeği ile ilgili değildi; onun yerine Dantian’ı ile ilgiliydi. Eğer durum buysa, bunda bu kadar garip olan neydi?

“Bekle, ben çekirdeğimi Safa ve Simyon gibi Karanlık Öz Yetiştirme Tekniği ile geliştirmedim. Bu mümkün olabilir mi? İçimdeki enerjiyi ayırt edebilir mi?”

Raze kendini belirsizlik içinde buldu. İçindeki enerjinin doğasını bile bilmiyordu ve zihninden endişe verici düşünceler geçiyordu. Xiulian uygulama tekniğini denerken, bunun hangi fraksiyona ait olduğunu bilmiyordu.

Ya Işık hizbinden kaynaklanıyorsa? Onun bir casus olduğundan şüphelenirler miydi? Gunther’in davranışları bu yüzden mi bu kadar şüpheli bir hal almıştı? Bulmacanın parçaları yerine oturmaya başlamıştı. Ancak Raze, Gunther’in izini kaybettirmenin bir yolu olduğunu fark etti.

Meçhul statüsü göz önüne alındığında, makul bir mazereti vardı.

“Eski bir kitaba rastladım,” dedi Raze temkinli bir şekilde. “Bir tapınağa bağlıyım, bir yetimhane grubunun parçasıyım. Bir keşif sırasında bu kitaba rastladım ve içerdiği teknikleri denemeye başladım. Kullandığım xiulian uygulamasında bir sorun mu var?”

Gunther düşüncelere dalmış bir halde üst dudağına dokunmaya başladı. Başlangıçta, Raze’in bir casus olduğundan şüphelenmişti, ancak casuslar bundan çok daha dikkatli çalışırlardı. Akademiden birinin kullanılan enerjiyi fark edebileceğinin farkında olmalıydılar. Casuslar yeteneklerini kullanırken gerçek hizip bağlılıklarını gizlemek ve Karanlık Hizip enerjisini kullanmak üzere kapsamlı bir şekilde eğitilirlerdi.

Bu durum bir casus profiline uymuyordu. Raze test sırasında enerji okumasını algılayabilir ve herhangi bir noktada ayrılabilirdi ama yapmadı.

“Evlat,” diye yavaşça başladı Gunther, “Hiçbir fikrin yok, değil mi? Yüzündeki şaşkınlık her şeyi anlatıyor. İçindeki enerji ve uyguladığın xiulian tekniği Şeytani fraksiyondan geliyor.”