Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 70: Aileye Hoş Geldiniz

Kara Büyücünün Dönüşü Novel

Çevirmen: Rin Fenrir

Dün yaşanan önemli olaylardan sonra Raze, özellikle de Gren’in başına gelenleri gördükten sonra, başka boyutlara seyahat etmemenin kendisi için en iyisi olduğunu düşündü. Manasını da tamamen tüketmiş ve tek iksirini de vermiş olduğu için, şu anda zaten iyileşmeye ihtiyacı vardı.

Ancak Raze yine de durgun ve hiçbir şey yapmıyor değildi. Ayrılmadan önce kristalleri Himmy’ye satarak biraz para kazanmıştı ve şimdi Kızıl Tugay Klanı ile bağlantıları olduğundan, onları Yaşlı Yon’a satarsa yine de para kazanabileceğini biliyordu. Alter grubuyla bağlantıları olduğunu bildiklerinden, artık diğerleri soru sormadan daha önce yapamadığı şeyleri yapabiliyordu.

Önceden Raze’in yapabileceği neredeyse hiçbir şey yoktu ve şimdi seçeneklerinde nispeten özgür hissediyordu ama öncesinde yapması gereken birkaç şey vardı.

Şu anda Raze, Safa ve Simyon tapınağın mutfağındaydı. Hâlâ orada duruyorlardı ve diğerlerinin kulaklarından uzakta sohbet etmek istiyorlardı.

“Burası harika bir yer, değil mi?” Simyon söyledi. “Düşünsenize, burası ikinizle tatlı arkadaşlığımın başladığı yer.”

Raze yorum yapmamaya karar verdi ve bunun yerine elini uzattı.

Küpeyi çıkaran Simyon kenarını ovuşturdu ve küpe açıldı. Sonra da bakması için Raze’e uzattı. Önceden, küpe mühürlendiğinde, ne yaparsa yapsın bu şekilde çıkarmak imkansızdı. Sadece Von gibi zorla çıkarılabilirdi ama şimdi mühür açıldığına göre takıp çıkarılabiliyordu ama yakında öğrenecekleri gibi, etkilerini kullanabilecek tek kişi Simyon’du.

“Bana bu eşya hakkında bilgi ver,” diye fısıldadı Raze, ağzından kara büyüler çıkıyordu.

Simyon ve Safa için görülmeye değer bir manzaraydı. Onun bu dünyanın dışında şeyler yaptığını görmelerinin üzerinden çok zaman geçmemişti. Tüm bunların nasıl işlediğine dair hâlâ bir açıklama almamışlardı ama Alter’den dinlediklerinden sonra belki de sormamaları gereken bir şeydi. Onlara daha fazlasını anlatmak isteyip istemediği Raze’e kalmıştı ve bu sayede daha fazlasını öğreneceğini umuyordu.

Bilgi metni Raze’in tam önünde belirdi ve eşyanın derecesi, efsanevi bir eşya olduğu gerçeği de dahil olmak üzere tüm etkileri gördükten sonra gülümsemesini engelleyemedi.

‘Hahaha, Alter az önce ellerime ne bıraktıkları hakkında hiçbir fikri yok. Gerçi bu küpe artık sadece Simyon ile çalışabiliyor. Eminim yeteneklerini öğrenselerdi onu elimden alırlardı. Alter’de hala mühürlü eşyalar olup olmadığını merak ediyorum.

“Peki iyi mi, bu küpe ne yapabilir? Yani bir kılıç kadar güçlü ve bir kaya kadar ağır bir bedene sahip olduğum gerçeği zaten iyi, ama başka bir şey var mı?” Simyon sordu.

“Küpen kesinlikle özel bir şey ve onun güçlerini ya da nasıl elde ettiğini kimsenin bilmesine izin vermesen iyi edersin. Aksi takdirde, peşinde olanlar olacaktır,” diye açıkladı Raze.

“Küpenin sahibine gelince, size çelik bir beden verebileceğini belirtiyor. Şu anda, bedeniniz ortak aşama denilen bir aşamada, ancak bu gelişebilecek bir şey. Nasıl evrimleşeceğine gelince, aklıma birkaç şey geliyor.

“Ya metal özelliğini içeren kristallere ihtiyaç duyacaksın ya da belki de doğal enerji kazanmana yardımcı olabilecek bir xiulian tekniği olabilir.”

Raze bunları büyülü nesneler ve kara büyü geliştirmenin özündeki gücü nasıl artırdığı hakkında sahip olduğu bilgilere dayandırıyordu, bu yüzden aynı şeyi yapabileceğini varsaydı. Pagna dünyası xiulian teknikleriyle doluydu, bu yüzden metal özelliğiyle ilgili bir tane olacağına bahse girdi.

Simyon, “Vay canına, demek gerçekten de çelik vücut geliştirme tekniği gibi bir şey,” dedi. “Yine de, xiulian uygulamadım veya onların geçtiği herhangi bir özel eğitimden geçmek zorunda kalmadım ve gücünü arttırmanın kolay yolları olabilir. Bütün bunlar bana biraz hile gibi geliyor.”

“Bundan biraz daha fazlası da var,” diye devam etti Raze. “Küpe ile indüklenen farklı büyü özelliklerine bağlı olarak, başka şeyler yapabilme ve başka etkilere sahip olma şansınız da var.”

“Büyü mü?” Simyon cevap verdi.

Büyü Pagna dünyasında bilinen bir şeydi ama aynı şekilde değildi. Bir insanın bir başkasını kandırmak için kullandığı hileleri ifade ediyordu ama Raze’in bundan bahsetmediği oldukça açıktı.

“Benim ve o genç kızın daha önce neler yapabildiğimizi gördün, işte büyü budur. İnsanlar farklı niteliklere sahip bir dizi farklı güç kullanabilir, tıpkı küpenin sana çelik gücü vermesi gibi. Yine de şimdilik bu konuda daha fazla bilgi edinmemeniz en iyisi. Sadece küpeyi bir lütuf olarak kabul et.”

Raze açıklamasını bitirdikten sonra küpeyi geri verdi. Küpe onun elinde işe yaramazdı, her ne kadar muhtemelen küpeyi ortaya çıkarmanın ve yeni sahibi olmaya çalışmanın bir yolunu bulabilecek olsa da, her şey buna değmez gibi görünüyordu ve Simyon’un küpeyi elde etmek için neler yaşadığını bir şekilde hayal etmişti.

Simyon ona hiçbir kötülük yapmamıştı ve yaşadığı onca şeye rağmen küpeyi kesinlikle hak etmişti.

Simyon küpeyi avucunun içinde sıkıca tuttu ve sonra tek dizinin üzerine çökerek Raze’e doğru baktı.

“Raze, hayatımı ne kadar değiştirdiğini anladığını sanmıyorum,” dedi Simyon. “Bir Pagna savaşçısı olacak güce sahip olacağımı hiç düşünmemiştim, onları yenmeyi aklımın ucundan bile geçirmemiştim ve şimdi tüm bunlar oldu.”

“Gerçekten de, bununla birlikte, hiçbir zaman dilediğimi düşünmediğim şeye dönüşebileceğimi düşünüyorum. Size gerçekten teşekkür ediyorum, bu yüzden tam burada ve şu anda hem size hem de Safa’ya sadakat yemini ediyorum. Tüm bu süre boyunca yanımda olan ikinize. Benden ne yapmamı isterseniz, bedeli ne olursa olsun, her zaman dediğinizi yapacağım.”

Simyon başını eğerek yere doğru baktı. Bu onun tüm bu durumdaki samimiyetini gösteriyordu ve Raze bu durum karşısında oldukça şaşırmıştı.

‘Alterian’da bulunduğum süre boyunca, birinin bana bu şekilde sadakat yemini ettiği bir an olmuş muydu? Belki de bir kişi vardı, bana hiç ihanet etmemiş biri. Belki de onun gibilerdir, ikisi de dürüst insanlara benziyor.

Doğal olarak, Simyon’u böyle bir pozisyonda gören Raze, avucunun tamamını Simyon’un başının üstüne koydu. İkisi de yakın yaşlarda olmalarına rağmen bu durum tuhaf ya da garip gelmemişti, Simyon’un daha önce gördüğü bir şey de değildi ama yine de kabul etti.

“Yaşadığım hayatla birlikte başkalarına güvenmek benim için oldukça zorlaştı ama sana küpeden bahsettiğimde bana güvenen tek kişi sendin. Ne yaptığımı bilmene rağmen, nedense sen de bazı şeyleri kendine saklamaya karar vermiştin.”

“Safa da benim olanı hayatı pahasına koruyarak sadakatini gösterdi. O zamanlar ona bir soyadını kabul etme seçeneği sunmuştum, şimdi de sana bu seçeneği sunuyorum.”

“Sen, Simyon, Cromwell soyadını kabul ediyor musun? Bu ismi kabul etmek, bu ismi taşıyanları koruyacağımız, birbirimizi kollayacağımız ve aile ismine asla ihanet etmeyeceğimiz anlamına gelir. Bu ismi kabul ettiğin sürece, ben de senin bana olan sadakatini kabul edeceğim.”

Simyon’un karnında daha önce hiç hissetmediği bir ateş yanıyordu, Raze’in sözlerinin neden bu kadar güçlü geldiğine dair hiçbir fikri yoktu. Kulağa zayıf ya da dünya hakkında hiçbir şey bilmeyen bir çocuğun ağzından dökülen rastgele sözler gibi gelmiyordu.

Belki de Simyon bu kişiyi takip ederse büyük işler başarmaya devam edecek, hatta şu ana kadar başardıklarından çok daha fazlasını başaracaktı.

“Kabul ediyorum!” Simyon başını kaldırarak, “Kabul ediyorum!” dedi.

“O halde ailemize hoş geldin Simyon Cromwell.” Raze gülümsedi.