Xander, sayıları onbinlerce olan ordusuna bakarken, “Nihayet zamanı geldi,” diye mırıldandı.
Tristan Klanı'nın Ana ve Yan Ailelerinden birkaç subay ve yüksek rütbeli üye, kardeşine karşı olan bu savaşta onu desteklemeye gelmişti. Bu insanlar kuşaktan kuşağa aktarılan geleneği yaşatmak isteyenlerdi.
Köle Ticareti çok karlı bir işti ve 9. Kat bu tür ticaretin serbestçe yapıldığı katlardan biriydi. Bir katın yöneticileri olarak, Babil'deki duruşmaya katlanmak zorunda kalmadan, herhangi birini doğrudan kendi katlarına getirmelerine izin veriliyordu.
Bu onlara verilen özel bir ayrıcalıktı, ancak bu yetenek yalnızca ana ailenin üyelerine verilmişti. Bu nedenle Xander, adamlarının Babil Kulesi yakınındaki yakın kasaba ve şehirleri gezerken yakaladığı köleleri almak için sık sık Babil Şehri'ne iniyordu.
Xavier bu uygulamadan nefret ediyordu, bu yüzden ayağa kalktı ve aileye isyan etti, bu da Ayrılıklar Katı'nda kavgaya yol açmıştı.
Tristan Klanının şu anki Patriği yatalaktı. Ancak oğulları arasında yaşanan çekişmenin farkındaydı. Bunu bilmesine rağmen buna karşı güçsüzdü.
Sonunda, oğullarından hangisi diğerine galip gelirse patriklik görevinin ona ait olacağına dair bir ferman çıkarmıştı. Hatta Kat Muhafızı Yves ile, taraf kim kazanırsa kazansın, Main ve Branch ailelerinin kazananı desteklemekten başka seçeneği olmayacağına dair bir sözleşme bile yaptı.
Bunu yapmayı reddeden herkes kuleden atılacak ve bir daha oraya ayak basılmayacaktı.
Bu kadar ağır bir cezanın uygulanmasıyla Aile bölünmek zorunda kaldı ve böylece veraset savaşı başladı.
Şu anda Xander'ın komutası altında daha fazla insan vardı ve bu da ona büyük bir avantaj sağlıyordu.
Birkaç Paralı Asker Grubu ve Xander'ın zengin ödüller vaat ettiği oyuncular da savaşta ona eşlik etti. Kulede yaşayanlar, yönetici ailelerin iyi lütfu altında olmanın onlara yalnızca zenginlik ve rahatlık dolu bir yaşam getireceğini biliyorlardı.
Böyle bir yaşam için hükümdarın takdirini kazanmak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar.
Yanında duran Yüksek Sıralılardan biri ciddi bir ifadeyle “Genç Efendi, bu savaşta öncülerimizin yanında savaşmak zorunda değilsiniz” dedi. “Kardeşinizin sayımızı azaltmak için tuzaklar kurmuş olması ihtimali var. Kardeşiniz adamlarımız tarafından yakalanana kadar burada bekleyeceğiz.”
(Y/N: Unuttuysanız Yüksek Rütbeliler Azizlerle eşdeğerdir.)
Xander başını sallamadan önce biraz düşündü.
“Hayır. Kardeşimi öldürmek için şahsen orada olmak istiyorum” diye yanıtladı Xander. “Kardeşimin şansı çok yüksek, dolayısıyla canını kurtararak kaçma şansı var. Ancak endişelenmeyin. Ben geride kalıp stratejimize göre ilerleyeceğim.”
İki Yüksek Sıralı başlarını sallamadan önce birbirlerine baktılar. Xander'ın yanında kaldıkları sürece onun zarar görmeyeceğinden emindiler.
Xavier'in Üssünde...
William kaşlarını çattı çünkü aniden kendisi ile Bin Canavar Alanı arasındaki bağlantının engellendiğini hissetti.
Bu teoriyi test etmek için B1 ve B2'yi çağırmaya çalıştı ancak hiçbiri karşısına çıkmadı.
'Sistem, neler olduğunu biliyor musun? Bin Canavar Alanından Sürümü veya Kral Lejyonunu çağıramıyorum.'
William Sistem'in tepkisini beklerken ilk savaşçı dalgası çoktan üsse sızmıştı. Savunmacılar işgalcileri mermilerle ve ilerleme hızlarını büyük ölçüde azaltan büyülerle bombaladılar.
William birbiri ardına büyüler yaparken Chiffon da onun yanında duruyordu. Pembe saçlı kız çoktan eldivenlerini takmıştı ve William'ın koruması olarak hareket ediyordu.
Yavaş ama emin adımlarla savunmacılar, sayıca kendilerinden dörde bir üstün olan düşmanları tarafından geri püskürtülüyordu.
Sistemin William'a Bin Canavar Alanıyla olan bağlantısıyla ilgili sorunu bildirmesinden önce birkaç dakika geçti.
William kaşlarını çattı ve 9. Katın Muhafızı Yves'in savaşta kendisine yardım etmek için takviye çağırma yeteneğini biliyor olabileceğini düşündü. Ayrılık Katı'nın yöneticisi olduğundan, kendi bölgesinin Kanunlarını değiştirme ve savaşları herkes için daha adil hale getirme yeteneğine sahipti.
'Şunu açıklığa kavuşturayım. Kimseyi dışarı göndermeme izin yok ama Bin Canavar Alanım içindeki insanları gönderebilir miyim?'
'Anlaşıldı.' William başını salladı. 'Sanırım bunu zor yoldan yapmam gerekecek.'
Yarım saat geçti ve Xavier hayal kırıklığıyla dişlerini gıcırdattı. Zaten gidebildikleri kadar geri çekilmişlerdi. Onlar için tek yolun ilerlemek olduğunu görünce adamlarını topladı ve hücum etmeye hazırlandı.
Ancak bunu yapamadan üssün genelinde bir dizi patlama yankılandı. William her yere yerleştirdiği mayınları çalıştırırken acı dolu çığlıklar etraflarında yankılanıyordu.
İstilacılar bir an için ilerleme ivmesini kaybettiler ve Savunmacılar bu karşı saldırı fırsatını kaçırmadılar.
Savaş devam ederken, Muhafız Salonundaki birkaç Muhafız da savaşı ilgiyle izliyordu. Onlar için Babil Kulesi içindeki savaşlar can sıkıntısını gidermenin harika bir yoluydu.
Hatta bazıları iki kardeş arasında kimin kazanacağına dair bahse bile girmeye başladı.
Yves'e William'ın yaratıkları kendi tarafında savaşmaları için çağırma yeteneğinden bahseden kişi Xod'du. Goblin Paladin'in nadirliği konusunda onu kandırdığı için William'a hâlâ kin besliyordu. Müzakereleri sırasında büyük bir kayıp yaşamıştı ve Yarımelf'in bu ihlalinin bedelini ödemesini istiyordu.
Yves, Alanının ayarlarını kolayca değiştirdi çünkü milyonlarca kişiden oluşan bir ordu, şu anda iki kardeş arasında yürütülen savaşın dengesini bozabilirdi.
Bu, Babil Muhafızlarının böyle bir şeye tanık olduğu ilk sefer değildi. Yirmi yıldan fazla bir süre önce Maxwell adında bir adam da kuleye tırmanmaya çalışmıştı.
Muhafızlar arasında büyük bir izlenim bıraktı çünkü Maxwell, kendisi için savaşmaları için bir Canavar sürüsünü çağırabildi ve bu da onların başlattığı Denemeleri kolaylaştırdı.
Yves, William'ın yeteneklerini öğrendikten sonra hemen bölgesinin yasalarını değiştirdi. Babil Muhafızlarından hiçbiri, hile benzeri yeteneğini kullanarak zorlukların üstesinden bir kez daha gelebilecek başka bir Zindan Fatihi görmek istemiyordu.
Yorum