Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Dokuz yıldızlı bir büyücü, büyücü olmanın zirvesiydi; ulusları değiştirme ve şekillendirme gücüne sahiptiler ve bir bakıma kulağa tanrısal Pagna savaşçılarına çok benziyordu. Raze’in kendisi de onlardan biri olduğu için bunun ne olduğunu hemen anladı.
“Bu… büyü kullanıyor, buna hiç şüphe yok,” diye düşündü Raze. ‘Ama bu dünyada büyü yok sanıyordum? Olmadığından eminim ama yine de onu şimdi ve burada kullanıyor. Bekle, bunu düşünmeye çalışalım.
‘Klan üyelerinin geri kalanını dışarı göndermeden önce, olacakları görmelerini istemedikleri için miydi? Bu da demek oluyor ki, tıpkı benim gibi bu adamların da bunu bir sır olarak saklama ihtimali var.
“Bilmeliydim, eğer benim bu dünyaya gelmemin bir yolu varsa, o zaman başkalarının da bunu yapma şansı var demektir!
Artık durumun ne olduğunu bilen Raze, içinde bulunduğu durumdan kurtulmak için bu bilgiyi nasıl kullanacağını bulmaya çalışıyordu. Büyücüler başkalarına karşı savaşırken, savaşı kazanmayı sağlayan şey bilgi ve tecrübeydi.
“Kız ışık büyüsü kullanıyor ve gerçeği öğrenmesini sağlayan bir beceri kullanıyor,” diye fark etti Raze. “Bu da demek oluyor ki anılarıma bakmayı planlıyor olmalı!
Eğer olanları görürse her şey açıklığa kavuşacaktı ama Raze’in emin olmadığı şey anılarının ne kadarını göreceğiydi. O anda içinde bulunduğu bedenin anılarını da görecek miydi? Eğer durum buysa çok da umurunda değildi ama bunun ötesindeki anıları, Raze’in Kara Büyücü iken yaşadığı hayatın anılarını görebilecekse yaşamasına izin verme ihtimali yoktu.
“Hâlâ büyü kullanabiliyorum ama hafif büyü kullanıcısıysa kara büyümle onu alt etmem çok zor olacak.
Bir büyücü için sadece bir elementi öğrenmek kötüydü çünkü bir özellik diğerine üstün gelebilirdi. Kara Büyü Yıldırım’a karşı güçlüyken, Yıldırım Işığa karşı güçlüydü, Işık ise Karanlığa karşı güçlüydü.
‘Bir de göz önünde bulundurulması gereken diğer adam var, eğer odadaysa büyük ihtimalle o da büyü kullanabilir. Bu ikisini yenebileceğimden emin değilim, özellikle de diğer Pagna savaşçıları da varken. Bundan kurtulmamın tek bir yolu var.
Yavaşça derin bir nefes alan Raze hazır olmalıydı, bir sonraki sonuca hazır olmalıydı çünkü bunun işe yarayacağından emin değildi.
“Bekle!” Raze bağırdı. “Siz, siz Alterian’dan mısınız?”
Charlotte’un gözlerinin etrafındaki parıltı hemen sönmeye başladı. Henüz büyüsünü kullanmamıştı ama elleri çoktan yanına inmişti, ağzı bir karış açıktı ve sadece birkaç kelime söyleyebildi. “İmkânı yok.”
“Hahaha, bu muhteşem!” Himmy sevinç dolu bir ses ve yüz ifadesiyle konuştu. “Görünüşe göre sorunlarımızdan birini çözmeyi başardık ve onlar da doğrudan bize geldiler.”
“Bir dakika, demek ki siz de gerçekten Alterianlısınız. Yani kullandığı şey gerçekten büyü müydü?” Raze sordu.
Raze’in söylediği tüm bu sözler sorgucularının yüzünde iki büyük gülümseme oluşturuyordu ve en azından şimdilik gergin bir durumdan kurtulmayı başarmış gibi görünüyordu.
“Bu buluşmamız için en iyi durum değil ama görünüşe göre başka seçeneğimiz yok. Gerçek şu ki biz de sizi arıyorduk,” diye açıkladı Himmy ve eliyle öne gelmelerini işaret etti. Kaşlarını kapıya doğru kaldırdı ve Raze’in bunun başkalarının duymaması gereken bir sır olduğundan daha da emin olmasını sağladı.
Birkaç adım daha yaklaştı, şimdi her ikisi de birbirlerinden sadece birkaç metre uzaktaydı. Raze hâlâ çok yaklaşmak istemiyordu çünkü kelepçeleri takılıydı ve dezavantajlıydı. Birinin kendisiyle aynı dünyadan olması onları otomatik olarak arkadaş yapmıyordu.
Yine de Charlotte’un gözlerinde tuhaf bir bakış hissetmekten kendini alamadı.
“Ne demek beni arıyordun, burada olduğumu nereden biliyordun?” Raze sordu.
Kullandığı kitap, bildiği kadarıyla, var olan tek kitaptı. Hiçbir büyücü insan yaşamına dair bir iz bulamamıştı ama belki de bunun nedeni geri dönme imkânlarının olmamasıydı.
“Öncelikle, sorunuza cevap vermeden önce bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum,” dedi Himmy. “Size söyleyeceğimiz her şey bir sır olarak saklanacak. Bu sizin ve Pagna’nın iyiliği için. İnan bana, eğer hakkımızda bir şey duyulursa, o zaman sadece örgütümüz değil, muhtemelen tüm Pagna senin peşine düşecektir.”
Raze’in büyüsünden kimseye bahsetmeye hiç niyeti yoktu. Ne de olsa bu dünyada var olan diğer savaşçılara göre avantajlıydı ya da en azından o böyle düşünüyordu.
“Öncelikle sorunuzu cevaplayayım. Az önce Charlotte’un kullandığını gördüğün şey gerçekten de sihirdi ve bu dünyada kullanılmayan bir şey. Alterian dünyasından geliyor.”
“Sen de mi büyücüsün?” Charlotte kocaman gözlerle sordu. “Öyle olmalısın, değil mi? Sadece Alterian’dan değilsin, büyü kullandığımı anlaman için büyücü olman gerek!”
Charlotte’un kendisi gibi biriyle tanışacağı için aşırı heyecanlı olduğu açıktı ama neden tepkisi Himmy’ninkinden bu kadar farklıydı? Belki de aynı dünyadan biriyle tanışmaları her gün olan bir şey değildi.
“Bana gelince, ben büyücü değilim, dedektifim,” dedi Himmy, kahverengi paltosunun içine uzanıp katlanmış bir cüzdan çıkarırken ve üzerinde kimlik numarası olan bir rozet gösterirken. Bu Raze’in daha önce hiç görmediği bir şeydi.
Rozet ya da cüzdan da Raze’e hiç yardımcı olmamıştı, çünkü bunlar daha önce hiç görmediği şeylerdi.
“Yüzünüzdeki şaşkınlığı görebiliyorum. Doğru, siz ikiniz Alterian’dan olabilirsiniz ama ben tamamen farklı bir dünyadanım.”
Yorum