Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 41 Bir Büyücü Yükseltmesi
Kayaların üzerine bir şekil çizmek zor bir iş olacaktı, bu yüzden Raze çakıl taşlarının bir tür kuma dönüştüğü su akıntısına daha yakın yürümeye karar verdi. Her şeyi sopayla yaparken, üzerine bir sakinlik duygusunun geldiğini hissetti.
“Bu bana eski hayatımı hatırlatıyor,” diye düşündü Raze. “Sık sık ıssız bir yerde, başkalarının gözlerinden uzakta saklanmak zorunda kalırdım. Akan suyun sesi oldukça rahatlatıcı. Gittiğim yöne bakılırsa, tekrar kaçmaya başlamam uzun sürmeyebilir.”
Formasyon tamamlanmıştı. Çizdiği sihirli dairenin içine oturarak cübbesindeki kristallerden birini çıkardı ve sihri etkinleştirdi. Kristaller Raze’in gözeneklerinden geçip sihirli çekirdeğine girdikçe yavaşça çözülüyordu.
Bir kristalle işi bittiğinde diğerine geçerek aynı şeyi yapıyordu. Bunları teker teker yapmak en iyisiydi; bu şekilde çekirdek yavaş yavaş büyüyebiliyordu. Çok hızlı büyütürse patlayabilir ve büyücüyü oracıkta öldürebilirdi.
“Alterian’da kişinin gücünü artırmaya yardımcı olacak özel aletler sunan pek çok satıcı vardı. Bazıları sihirli çekirdeği tamamen yok edip büyücüyü öldürürken, diğerleri güçlerini artırmalarına rağmen bu aletlere bağımlı hale geliyordu.”
“Lanetli eşyalardan daha kötüydüler; güçte hafif bir artış sağlarlar ama sonra daha büyük bir düşüşe neden olurlar, onları en başta araçları hiç kullanmamış olsalardı olacaklarından daha zayıf hale getirirlerdi.”
Raze bir başka kristali daha içine çekmeye devam ederken anıları kafasından geçiyordu. Bir zamanlar dostum dediği biri de dahil olmak üzere, bu nesnelerden etkilenen bir dizi insan görmüştü.
“Ve bu aletlerin dağıtımının arkasındaki kişi, beş Büyük Büyücü’den biri olan Gizin. Kimse bundan şüphelenmezdi ve mesajı ne kadar duyurmaya çalışsam da kimse inanmazdı.”
Sekizinci kristali özümsedikten sonra, Raze tam o anda bunu göğsünde hissetti. Sihirli çekirdek gümbürdemiş ve boyut olarak hafifçe genişlemişti. Dış kabuk içinde sertleşmiş ve çatlamaya başlamıştı.
“Arghh!” Eli göğsünün etrafındaki bölgeyi kavradı ve kara büyü vücudunun her yerinde dönmeye başladı. Düzensizdi, yakındaki çakıl taşlarına çarpıyor, etrafındaki suya çarpıyordu.
Çekirdeği tamamen çatlayana kadar soluk mor bir parıltı vücudunu kapladı. İçten parçalandı ve vücudundaki büyü patlayarak tüm kayaları ve suyu geri itti.
Raze dizlerinin üzerine çökmüş, soluk soluğa kalmıştı. Nefes almaya çalıştığında, bunu hissedebiliyordu; enerji vücuduna girerken daha serin hissettiriyordu. Koku alma duyusu açıldı ve sadece tenine dokunduğunda sadece rüzgârı değil, içinden akan enerjiyi de hissedebiliyordu. Sanki bulutlu renklerle kaplı olan dünya şimdi çok daha netleşmişti.
“Başardım, başardım!” Raze’in gülümsemesi neredeyse gözlerine ulaşıyordu. “Sonunda 2 yıldızlı bir büyücü oldum. Kontrol edebildiğim mana miktarı arttı; artık nitelik sınırı ile sınırlı değilim ve daha fazla mana ile daha da fazla büyü yapabiliyorum!”
Raze kendi içine baktığında çekirdeğin artık daha da güçlendiğini görebiliyordu. Büyü çekirdeği bir insan kemiğindeki kırıklara benzer şekilde çalışıyordu. Kristaller sayesinde büyü ile parçalanarak yeniden büyümesini ve daha güçlü bir şekilde geri gelmesini sağlıyordu. Sonunda dış kabuk kırıldığında ve yerine yenisi geldiğinde, işte o zaman bir sonraki yıldız seviyesine ulaşılmış olurdu.
“Bunu yapmanın birden fazla yolu vardı ama en hızlısı canavarların içinde bulunan kristalleri kullanmaktı. Ancak şimdi yüzleşmem gereken bir sorun vardı.”
“Burada 1. seviye dedikleri bu güç taşları, bir büyücünün yıldız seviyesini en fazla 2. seviyeye çıkarabilir. Şimdi, eğer bir sonraki aşamaya geçmek istiyorsam, daha yüksek dereceli güç taşlarına ihtiyacım olacak. Bunu yapmak için farklı bir portal açmayı deneyebilir veya daha önce açtığım portalda daha derinleri keşfedebilirim. Başka bir Klana da gidebilirim; başkalarıyla gidersem daha güvenli olur.”
Özellikle de başkalarının daha önce gittiği yerlerde, sayıca çok olmak güvenliydi. Klanların, erişimleri olan portalları kullanan Pagna savaşçıları için kuralları olacağından emindi. Asıl sorun Raze’in canavarları öldürmek için büyü kullanmasıydı ve etrafta başkaları varken bunu kullanamazdı.
“Şu anda hâlâ kendime ait altı güç taşım var. Manamı artırmak için işe yaramadıklarından, onları başka şeyler için kullanabilirim.”
Büyücüler için bazen bir savaşı kazanmaya yardımcı olan şey sadece güçleri değil, sahip oldukları eşyaların sayısıydı. Bir bakıma, nadir eşyalar ve büyülü eşyalar kişinin gücüydü.
Tapınağa dönme vakti gelmişti; aksi takdirde asla uyuyamayacaktı. Ama ertesi sabah için heyecanlıydı çünkü o zaman kendisine verilen hediyeye bir göz atacak ve öğrenmeye çalışacaktı.
Etrafındaki alana baktığında, her yere savrulmuş çakıl taşları ve kumlarla tam bir karmaşa içinde olduğunu gördü. Buraya kimsenin gelmemesi iyi bir şeydi. Ormanın içinden geri yürüyen Raze tapınağa doğru yöneldi.
Raze’in bulunduğu bölgede kıvılcımlar oluşuyordu. Havadaki küçük elektrik şokları gibiydiler, birkaç saniye göründükten sonra kayboluyorlardı. Sonunda, parlayan küçük bir portal açıldı ve küçük siyah dokunaçlar dışarı fırladı, havada kıpırdanarak bir şeye ulaşmaya çalıştılar.
Portal hızla geri kapandı ve dokunaçlar da kayboldu, ancak elektrik kıvılcımları durmadan önce birkaç dakika daha devam etti.
Yorum