Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
“Yetiştirme kitabı” terimi Raze için muhtemelen Dame’ın fark ettiğinden çok daha anlamlıydı. Eğer birisi bu kelimeyi kendi dünyasında kullansaydı, muhtemelen ekin yetiştirmek ve bir tür çiftçi olmak hakkında bir kitap olduğunu düşünürdü.
Ancak Pagna dünyasında bu, kişinin kendi içsel güçlerini geliştirmesi, Qi olarak bilinen enerjiyi içinden büyütmesi anlamına geliyordu. Kitabı yerden alan Raze, sayfalarını çevirmeye başladı.
Oturma pozisyonları ve midede dolaşan enerjinin mürekkeple çizilmiş resimleri vardı. Ayrıca kişinin ne yapması gerektiğine dair ayrıntılı bir açıklama da vardı.
“Tam olarak anlayamayabilirsiniz,” diye açıklamaya başladı Dame. “Yumruklarımızla savaşırız ve bu kitaplar bunun için gereken gücü toplamamıza yardımcı olur. Tüm güçlerimizin temeli budur. Araştırmanın senin için ilginç olacağını düşündüm. İçinde ne yazdığını anlamayabilirsin ama istersen her hafta buluşabiliriz ve sana içinde her şeyin nasıl kullanıldığını gösterebilirim.”
Yazılar Alterian’da kullandıklarıyla aynı değildi ama Raze içinde bulunduğu beden sayesinde hepsini anlayabiliyordu. Notlara bakarken, Kron’un ona ve Safa’ya öğretmeye çalıştığı teknikten biraz farklı olduğunu fark etti ama bazı benzerlikler de vardı.
“Bekle, Kron eğer Karanlık fraksiyon dışında Qi enerjisini çekebilen başka bir xiulian tekniği öğrenirsem, bunun vücudum için işe yarayabileceğinden bahsetmişti. Bu kitabı öğrenirsem, Qi’yi dantianımda toplayabilecek ve dövüş sanatlarını düzgün bir şekilde kullanmayı gerçekten öğrenebilecek miyim?
“Daha önce böyle bir şey öğrenmediğin sürece, her şey yoluna girmeli ve yumruğunda aynı güce sahip olabilecek biri olabilirsin!” Dame enerji topladı ve havayı yumruklayarak etraflarındaki zemini ve tavanı titreten yüksek bir patlama yarattı.
“Neden bana her şeyi bir tür bebekmişim gibi açıklıyor? Raze kafasının içinde bir şeyler kliklenene kadar düşündü. ‘Bekle, Pagna dünyasından olmadığımı biliyor mu? Yani, Pagna dünyasından olmadığımı düşünüyor olmalı, oysa gerçekten öyleyim.
‘O yarayı temizlemek için büyü kullandığım zaman mıydı? Şimdi bana neden bu kadar dostça davrandığını anlamaya başlıyorum. İlgileniyor. Ona göre bu, farklı dünyalardan gelen iki insanın bilgilerini paylaştığı bir kültür alışverişi gibi. Ama benden büyü öğreneceğini düşünüyorsan, ki bu benim kozum, o zaman bir daha düşün, her ne kadar bunu memnuniyetle kabul edecek olsam da.
Raze cüppesini açtı, yana doğru tuttu ve kitabı içine yerleştirerek cüppesinin içine gömdü.
Karşısında duran herkes onu izledi, defalarca gözlerini kırpıştırdı ve gözlerini ovuşturmaya başladı.
“Hey, az önce benim gördüğümü sen de gördün mü?” Carlson sordu.
“Evet… Yani, o kitap bir anda elbisesinin içinde kayboldu. Bekle, o zaman gerçekten bizim dünyamızdan değil mi?” Fixteen bağırdı.
Bunu gören Dame neredeyse heyecanına hâkim olamayıp ayağa kalktı ve kendi kendine yüksek sesle gülmeye başladı.
İşte o zaman Raze ilginç bir şey yapmaya karar verdi. Elini cübbesinin içine soktu ve bu sefer bir şey koymak yerine bir şey çıkardı. Bu, sahip olduğu iki mana iksirinden biri olan koyu mavi renkli sıvıyla dolu bir şişeydi.
Raze elini sallayarak şişeyi diğerlerine doğru fırlattı. Nesnenin yapabileceklerinden korkan diğerleri ürküp geri çekilirken, Dame onu havada tek eliyle yakaladı.
Şişeyi havaya kaldırıp baktı ve salladı; daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyordu.
“Bu benim dünyamdan özel bir eşya,” diye açıkladı Raze. “Eğer onu içersen, bir dakika boyunca vücudundaki tüm enerji geri kazanılacak ve tam güçle savaşmana izin verecek.”
Dame’ın gözleri hemen parlamaya başladı ve sanki bir küp altını tutuyormuş gibi hissetti.
“Sen ciddi misin! Bu gerçekten böyle bir şey yapabiliyor mu?” Dame sordu.
Pagna savaşçıları için benzer bir şey yapabilen bazı haplar vardı, ancak başlangıç aşamasındakilerin bunları elde etmesi neredeyse imkânsızdı. Birinin böyle bir şeyi öylece vermesi için, kendi dünyalarında ne kadar değerli olduğu hakkında hiçbir fikirleri yoktu.
Raze, “Dürüst olacağım, sende işe yarayacağından emin değilim ama bir dene, eğer işe yararsa bir dahaki karşılaşmamızda bana eşit değerde bir ödül verebilirsin,” diye teklifte bulundu.
Kristali satmaya çalışırken yaşadığı olaydan sonra, Raze iksiri satmaya çalışmanın da aynı şeyle sonuçlanacağını biliyordu. Aslında daha da kötü olacaktı çünkü Pagna dünyasında tanınmayan bir şeydi, bu yüzden bir yabancı olarak sözünün hiçbir değeri yoktu.
Aynı zamanda, iksirin işe yarayıp yaramayacağını da bilmiyordu, bu yüzden Dame’ın bir denek olması güzeldi.
“Bu Dame denen adam Beatrix’e karşı koyabilecek kadar güçlü biriydi ve sokakta herkesi olduğu yerde durdurmuştu. Yani onun sıradan biri olmadığı açık. Eğer aramızdaki bu ilişkiyi sürdürebilirsem, bu benim için çok faydalı olabilir.
Dame iksiri Fixteen’e uzatırken gülümseyerek, “Sanırım bu buluşmayı haftalık bir şey haline getirmeliyiz,” dedi. “Bir sonraki buluşmamızda bu kitabı iyice öğren ve bana biraz ilerleme gösterirsen sana birkaç şey göstermekten mutluluk duyarım, böylece o kadın gibi insanlarla tekrar karşılaşırsan kendini koruyabilirsin.”
İkisi de az önce yaptıkları anlaşmada üstünlük sağladıklarına inanarak ellerindeki yeni eşyalarla arkalarını dönmeden önce birbirlerine başlarıyla selam verdi.
Raze kitabı sıkıca tuttu ve kapağına baktı. ‘Bana vermeden önce kitabın adını bilerek mi yırttı? Hadi geri dönüp bunu öğrenelim.
Yorum