(Sorumluluk reddi: Bunun nereye varacağını bilecek kadar H ve P izlediniz. Bu sahneleri okumaktan hoşlanmayan herkes bu bölümü atlayabilir).
Öpüşmeleri sona erdikten sonra Lux, Iris'in yüzünün kenarını hafifçe okşarken sevgiyle ona baktı.
“Bundan emin misin İris?” Lux sordu.
Iris gülümsedi ve başını salladı. “Evet. Lütfen beni senin yap Lux.”
Yarımelf, önündeki mavi saçlı güzelliğe baktı. Melek güzelliğini vurgulayan beyaz bir elbise giymişti. Kısa süre sonra eli arkasından kaydı ve elbisesinin düğmelerini çözdü.
Genç ve güzel vücudunu örten elbise yere düşerken bir hışırtı sesi duyuldu. Geriye yalnızca beyaz iç çamaşırları kalmıştı ve bu görüntü Lux'un sanki göğsünde bir ateş yanıyormuş gibi hissetmesine neden olmuştu.
Lux, utançtan pancar rengine bürünmüş olan Iris'in yanağına bir öpücük kondururken, “Çok güzelsin,” diye fısıldadı.
“Teşekkür ederim,” Iris yüzünde sakin bir ifadeyi korumak için elinden geleni yaparken utangaç bir şekilde yanıt verdi.
Lux onu tuttu ve yavaşça yatağa yatırdı, bunu yaparken de dudaklarını öptü. Bir nedenden ötürü onu öpmek hoşuna gidiyordu, muhtemelen bunu her iki hayatında da ilk kez yaptığı içindi, hatta bunu Iris kadar güzel bir bayanla yapmıştı.
Öpücüklerin arasında Lux üst elbisesini çıkarıp bir kenara fırlatırken bir hışırtı sesi duyuldu. Lux boynunu öpüp köprücük kemiğine doğru ilerlerken Iris'in dudaklarından yumuşak bir inilti kaçtı.
Öpücükleri, Iris'in refleks olarak eliyle kapattığı sağ göğsüne ulaşana kadar aşağı doğru ilerledi.
Lux, mavi saçlı güzelliğin bir ton daha kırmızıya dönüşen ve dokunulduğunda çok saf ve yumuşak görünen beyaz teniyle keskin bir kontrast oluşturan yüzüne bakarken gülümsedi.
Yarımelf, fazla çaba harcamadan narin elini göğsünden çıkardı ve ağzının içinde sertleşmeye başlayan ağrıyan pembe ucu öpüp emmeye başladı.
Lux onu öptü, yaladı ve ısırarak kendisinin olduğunu işaretledi.
Diğer eli yavaşça yoğurmadan önce sol göğsünü avuçlamak için hareket etti.
Lux, Iris'in eline tam oturan göğsünü okşarken, “Ne kadar yumuşak,” diye düşündü. Daha sonra pembe ucunu hafifçe çimdiklemeye, hafifçe vurmaya ve bastırmaya başladı, bu da dokunuşuyla sertleşmesini sağladı.
Şu anda Barbatos Akademisi Prensesi olarak anılan mavi saçlı güzel, iffetli bedenini sevgilisine teslim ederken yatakta çarşafları çekiştirerek yatıyordu.
Göğüslerini öpücükler ve sevgiyle yıkadıktan sonra Lux, aşağı doğru ilerlemeye başladı ve Iris'in gizli bahçesini kaplayan beyaz iç çamaşırıyla karşı karşıya geldi.
Kendini biraz muzip hisseden Lux parmağını bunun üzerinde gezdirdi, yukarı aşağı hareket ederek birkaç dakika içinde kendisine açılacak olan o küçük çatlağı okşadı.
Sonunda, beyaz iç çamaşırının üzerinde ıslak bir lekenin görünmeye başladığını gördüğünde, hizmetleri etkili olmaya başladı, bu onun artık daha fazla sevgiye hazır olduğunu kanıtlıyordu.
Lux sonunda onu tamamen çıkardı ve daha iyi görebilmek için sevgilisinin bacaklarını açtı.
“Lütfen ona o kadar dik dik bakma,” dedi Iris, Lux'ın göğsünde yanmaya başlayan iç ateşi söndürmekten başka bir işe yaramayan utanç ve mahcubiyet dolu bir sesle.
Yarımelf daha sonra başını eğdi ve kendisini iyi hissetmesi için dilini kullanmadan önce onu öptü. Bir dakika sonra Iris'in dudaklarından zevk dolu yumuşak nefesler kaçtı, Lux ise ilk seferinin bu kadar acı vermemesini sağlamak için elinden geleni yapıyordu.
Lux ancak Iris'in vücudu titrediğinde durdu. Açıkçası, ilk doruğa ulaştığını deneyimlemiş, sonrasında nefes almak için nefesini tutmuştu.
Lux ona baktığında sonunda dayanamadı ve pantolonunu çıkardı, bu da mavi saçlı güzelin yakında iffetini elinden alacak şeyi görmesini sağladı. Yarımelf onun girişini ovuşturarak ucunu ıslattı.
“Düşündüğümden daha büyük,” Iris Lux'ın üyesine hem tedirginlik hem de beklentiyle baktı. 'Bu gerçekten bana uyacak mı?'
Bu soru, Lux'ın aniden vücuduna giren yabancı cisim nedeniyle Iris'in vücut kavisini oluşturup kalçalarını indirdiği anda yanıtlandı.
Gözlerinde yaşlar oluşurken Iris'in nefesi sertleşti. Kızıl saçlı genç hemen hareket etmedi. Bunun yerine Iris'in yanaklarını öptü ve onu sakinleştirmek için başını okşadı.
Lux ancak onunla sevişmeye devam edebileceğini fısıldadığında kalçalarını hareket ettirmeye ve onu daha da derine itmeye başladı.
Iris'in hissettiği acı uzun sürmedi ve çok geçmeden vücudunun alt kısmında bir karıncalanma hissetmeye başladı, bu da zevke dönüştü ve çarşafları sımsıkı tutmasına neden oldu.
Beyaz çarşaflar artık onun masumiyetinin belli belirsiz izleriyle lekelenmişti ve bu onun artık Lux'ın kadını olduğunu kanıtlıyordu.
Lux, ilk seferi olduğu için çok sert bir şekilde saldırmaktan kaçınmak için elinden geleni yapıyordu, ama onun zevk dolu iç çekişleri ve onun adını söyleyiş şekli, Yarı-Elf'in göğsünün mutluluk ve sevgiden patlamak üzereymiş gibi hissetmesine neden oldu.
Yine de dayandı ve Iris'le elinden geldiğince sevişerek onu zevkin doruğuna gönderdi.
Çok geçmeden Lux'un dudaklarından bir homurtu kaçtı ve Lux onun tohumunu onun içine saldı.
Serbest bırakılması o kadar güçlüydü ki acı vericiydi. Hatta ruhunun bir kısmının, ilk kez bir erkeğin özünü tadan Iris'in masum rahmine de salındığını düşünüyordu.
İkisi de nefes nefese kalırken Lux'un parmağındaki yüzük hafifçe parladı.
Bu yüzüğe Sonsuza Kadar adı veriliyordu ve bir kere kullanıldığında etkisi üç yıl sürüyordu. Bu üç yıl içinde kendisiyle sevişen kadını hamile bırakabilecek tek kişi oydu.
Üç yıl sonra eserin yeteneğinin etkisi sona erecekti.
Ancak onunla tekrar seviştiğinde eserin yeteneği etkinleşecek ve etkileri üç yıl daha uzatılacaktı.
Lux ve Iris sevişmelerinin ardından gelen ışıltının tadını çıkarırken birbirlerine olan sevgi duyguları daha da arttı. Kısa süre sonra ikili, birbirlerine olan aşk yeminlerini yenilerken bir kez daha öpüşmeye başladı.
Şafak hâlâ görüş alanından uzaktaydı ve o zamana kadar Lux, taşan duygularını onun içine dökecek, Iris'in kalbini ve rahmini sevgisiyle dolduracaktı.
Yorum