Whitebridge City'de bir yerlerde…
“Diğer üyeler nasıl?” orta yaşlı bir Cüce astına görevinden yeni dönenin kim olduğunu sordu.
Ast, “İyi değil” diye bildirdi. “Üyelerimizin çoğu şu anda kaçak durumda ve şehri terk etti. Mara yüksek rütbeli bir Sorgulayıcı tarafından yakalandı. Şu anda işkenceye maruz kalıyor ve doğruluk serumlarıyla besleniyor. Lonca'nın hiçbir üyesinin olmaması oldukça büyük bir şans. şehirdeki üyeler gerçek kimliklerimizi biliyor. Onlara emirleri iletmek için üçüncü bir tarafı kullanmak Lonca Liderimiz açısından harika bir karardı.”
Orta yaşlı adam, “Bu kutlanacak bir şey değil” yorumunu yaptı. “Artık herkes ya yakalandığı, ya kaçtığı ya da daha da kötüsü öldüğü için Whitebridge Şehri'ndeki operasyonlarımızın tamamen durdurulması gerekiyor. Bu karışıklıktan kimin sorumlu olduğuna dair herhangi bir bilgi bulabildin mi?”
Ast başını salladı.
Ast, “Henüz doğrulanmamış olsa da, Mara'nın astlarından biri yakalanmaktan kaçmayı başardı ve sahip olduğu en son bilgileri Whitebridge City'deki şubemize iletti” diye yanıtladı. “Raporuna göre serumların hiçbiri korunmamıştı ve Mara'nın yakalanmadan önce deney kayıtlarını yok etmekten başka seçeneği yoktu. Ancak Oakwood Kasabasındaki planlarını bozanın bir Yarı-Elf olduğundan bahsetmişti. “
Orta yaşlı adam içini çekti. Mara, davalarına sadık, gelecek vaat eden bir araştırmacıydı. Onu yetkililere kaptırmak Lonca için ağır bir darbeydi ve bunu düşünmek Alacakaranlık Yağmuru Şube Liderinin öfkeyle yumruğunu sıkmasına neden oldu.
“Gweliven Krallığı'nda yalnızca tek bir Yarı-Elf var, dolayısıyla onun Norria Bölgesi'ndeki iğrençliği yok eden kişiyle aynı kişi olduğunu varsaymak yanlış olmaz, değil mi?”
“Aldığımız raporlar doğruysa o kesinlikle odur.”
Orta yaşlı adam emrini astına vermeden önce ikinci kez içini çekti.
Orta yaşlı adam, “Ana Şube'ye haber gönderin ve Lonca Efendisine Yarımelfin baş belası olmaya başladığını bildirin,” diye emretti. “Onlara şu anda elimizin bağlı olduğunu ve onunla ilgilenmesi için Orakçılardan birini göndermeleri gerektiğini söyle.”
“Efendim, Orakçılardan birinin onunla ilgilenmesi oldukça israf, değil mi?”
“Aptal! Bizi tehdit edecek kadar büyümeden önce sorunu daha başlangıç aşamasında durdurmak en iyisidir. Sadece emirlerime uyun. Bırakın bir Reaper gönderilip gönderilmeyeceğine Ana Şube karar versin.”
Ast odadan çıkmadan önce başını salladı. Her ne kadar Lonca İnisiyelerinden birinin Yarımelf ile anlaşmasının abartı olduğunu hissetse de, yine de Liderinin emirlerine uymaya karar verdi.
Alacakaranlık Loncası'nın iki Suikast Grubu vardı; Orakçılar ve Avcılar. Orakçılar, İnisiye Rütbesine sahip suikastçılardı. İnisiye ve daha aşağı rütbedeki kişilerin suikastından sorumluydular.
Onlara genellikle Çaylak Katiller deniyordu çünkü sayısız Havari zaten onların ellerinde ölmüştü.
Öte yandan Slayers, Kraliyet mensupları dışında yüksek rütbeli soylular ve politikacılar gibi yüksek profilli hedeflerin Suikastıyla ilgilenen, Rankerlardan oluşan uzman bir ekipti.
Kraliyet Ailesi üyelerine suikast düzenlemek neredeyse imkansızdı çünkü hepsi krallıktaki en iyi Yüksek Rütbeliler tarafından korunuyordu.
Alacakaranlık Yağmuru Şube Lideri, Orakçılardan biri harekete geçtiği sürece yollarına çıkmaya devam eden sinir bozucu Yarı-Elfin sonunda sonunun geleceğine inanıyordu.
—-
Bu arada Whitebridge City'e giden yolda…
Colette, “Abi Birader, şehre varmamız en az beş saatimizi daha alacak” dedi.
Şu anda Maceracılar Loncası Lonca Lideri tarafından onları Whitebridge Şehri'ne götürmek için ayarlanan arabada Lux'ın yanında oturuyordu. Hatta şehre güvenli bir şekilde ulaşmalarını sağlamak için A Sınıfı Havarileri muhafız olarak tutmuştu.
Aslına bakılırsa Lux, hepsinin araba yerine Warg'larıyla seyahat etmelerinin daha hızlı olacağını düşünüyordu. Ancak Lonca Efendisi Colton zaten ulaşım araçlarıyla ilgilendiğinden, onun nazik teklifini reddetmenin kabalık olacağını hissetti.
Lux, arabanın penceresinden dışarı bakarken, “Bu, gün batımından hemen önce varacağımız anlamına geliyor,” diye yanıtladı. “Colette, sen ve arkadaşların şehre vardığımızda kız kardeşinizin karargâhına gidebilirsiniz. Benim özel meselelerle ilgilenmem gerekiyor, bu yüzden sizinle sabah görüşürüz.”
“Un!” Colette, Eiko'nun başını okşarken itaatkar bir şekilde başını salladı. “Bu aynı zamanda kız kardeşim Büyük Birader ile buluşman için bana bir randevu ayarlamak için bana biraz zaman verecek. Bu arada, kız kardeşim kurutulmuş meyveleri sever. Onunla buluşmadan önce hediye olarak bir paket almayı unutma.”
Lux aniden biraz daha yaşlı bir Colette'in kurutulmuş meyveleri sincap gibi çiğnediğini hayal etti ve bu onu gülümsetti.
Aina, Gümüş Dereceli Ebedi Loncanın Lonca Ustasıydı.
Şu anda Nero'nun yönetimi altındaki Fırtına Ejderhaları yalnızca Bronz Dereceli bir Loncaydı ve dolaylı olarak Aina'nın Lux'a düşmanlık besleyen kahverengi saçlı gençten bir adım daha iyi olduğunu kanıtlıyordu.
Yarımelf, Whitebridge Şehrindeki köklü bir Loncanın kontrolünü elinde bulunduran Aina ile iyi bir ilişki kurmanın kötü bir fikir olmayacağını düşündü.
“Peki, kurutulmuş meyveler dışında sevdiği başka şeyler var mı?” Lux sordu.
Ağabeyinin, kız kardeşinin kendisini sevmesini sağlamak için daha fazla brownie puanı toplamaya çalıştığını düşünen Colette, Aina'nın sevdiği ve sevmediği şeyleri ona anlatmaya fazlasıyla istekliydi.
Lux, Aina'nın baharatlı şeyleri sevmediğini öğrendiğinde sırıttı. Colette'e göre, nispeten baharatlı bir şey tüketirse kız kardeşinin yüzü anında pancar kırmızısına dönüyordu.
Aina'nın ekşi şeyler yemeyi sevmesi onu şaşırttı, bu yüzden kurutulmuş meyveleri tercih etti. Tatlı şeylerden pek hoşlanmazdı ve sadece ara sıra atıştırmayı sevdiği kurutulmuş meyvelerin tatlı ve ekşi tadına dayanabiliyordu.
Aniden araba aniden durdu ve arabanın dışından bağırış sesleri duyuldu.
“Goblin saldırısı!”
“Belki de haydutlardır?”
“Arabayı koruyun!”
“Onlardan çok fazla var!”
Dışarıdaki kargaşayı duyan Lux, refakatçilerinin kapılarını çalan tehlikeyi savuşturmasına yardım etmek için hemen vagonun kapılarını açtı.
Hemen kısa kılıçlar, gürzler ve yaylar kullanan düzinelerce Goblin gördü. Tüccar konvoylarına saldırmaları ve kadınları kaçırıp üreme atları yapmalarıyla biliniyorlardı.
Elysium Özeti'nin değerlendirme yeteneğini kullanan Lux, onlara saldıran Canavarların Rütbelerini hemen anladı. Goblinlerin büyük bir kısmı 2. Seviye Canavarlardan oluşuyordu ama bunların neredeyse yirmisi 3. Seviye Canavarlardı.
O kadar güçlü olmasalar da sayıları çok fazlaydı ve bu da eskortlarını dezavantajlı duruma düşürüyordu.
Lux, iskeletleri hâlâ elinde olduğundan Goblinler konusunda pek endişelenmiyordu. Ancak daha onları çağıramadan, yanından siyah bir bulanıklık geçti.
İki metre uzunluğundaki bir Lycan, maceracılara saldıran Goblinlerden birinin kafasını yakaladı ve onu yere doğru parçaladı.
Lycan daha sonra, sanki hepsine çıplak elleriyle kolayca ezebileceği böceklermiş gibi bakan korkutucu Canavar nedeniyle yakındaki Goblinlerin bir adım geri gitmesine neden olan bir homurtu yayınladı.
Yorum