Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 173: Davetsiz Misafir

Kara Büyücünün Dönüşü Novel

Çevirmen: Rin Fenrir
Gunther ve Raze mağaraya girdiklerinde artık yan yana yürüyorlardı. Boyut patronunun yok edilmiş parçasını fark ettiler, yukarıdan sızan kan hâlâ yere damlıyordu. Kristal çıkarıldıktan sonra olduğu gibi, bedenin kendisi de nispeten hızlı bir şekilde buruşmaya ve çürümeye başlamıştı. Ama Raze başka bir şey daha fark etti: Dame’in canavarın içindeki enerjiyi nasıl da yalnız bıraktığı.

‘Büyümemde oldukça destekleyici biri. Ya öyle, ya da bunun enerjisini emmenin ona pek bir faydası olmazdı zaten.

Teknik olarak ikisi de canavarın ana gövdesinin içindeydi ve Raze elini duvara değdirebildi. Çoğunlukla güçlü kas liflerinden oluşuyordu, bu yüzden eli içeride sıkıştı ve sonra emme işlemine başladı.

“Bu Şeytani Fraksiyon’un kullandığı özütleme tekniği değil mi? Gunther fark etti. Etraftaki dövüşlerden payına düşeni almıştı ve çıkarma tekniği oldukça meşhurdu.

‘Şeytani enerjiye de sahip olduğu gerçeği? Bu kişi gerçekten de Şeytani Fraksiyon’dan mı? Sormak istediğim o kadar çok soru var ki, ama onun çabuk sinirlenen bir tarafı var,’ diye düşündü Gunther, birkaç dakika öncesini düşünmeye başlarken.

Sadece o zaman değil, Raze’in beş ana müride karşı savaştığı etkinlik sırasında da bunu görebiliyordu. Duyguların onu tepeden tırnağa tamamen ele geçirdiği anlar olmuştu.

Bununla birlikte, harekete geçmeden önce kendini sakinleştirdiği için bir şekilde sakin bir kafaya sahip gibi görünüyordu.

Enerji emilmişti ve Raze kendini eskisinden daha güçlü hissediyordu. Buz özelliğinin gücü hızla artmıştı ve bir tahminde bulunacak olursa, bir süredir sahip olduğu rüzgâr özelliği kadar güçlüydü.

Ne yazık ki Raze çok fazla buz büyüsü bilmiyordu. Bir yıldız büyücüsünün bileceği temel büyüleri biliyordu ama üç yıldız seviyesinde hiçbirini bilmiyordu. Charlotte’un ona rüzgâr büyüsü için verdiğine benzer bir kitabın son derece yararlı olacağını düşündü.

Enerjiyi emdikten sonra ikisi ilerlemeye devam etti ve Raze’i düşünmeye bırakarak içeri girdi.

“Sonunda üç yıldızlı bir büyücü oldum, bu da silahlar üzerinde daha güçlü büyüler yapabileceğim anlamına geliyor,” diye düşündü Raze. ‘Kara Büyü’nün şansına güvenmek zorunda kalmayacağım ama Kara Büyü kullansam bile daha yüksek seviyeli bir eşya üretmenin etkileri artıyor.

‘Qi ve büyülerimi birleştirmek şimdiye kadar işime yaradı; belki de Pagna seviyemi yükseltmeyi denemeyi düşünmeliyim. Ne de olsa Ricktor bile 3. aşamada.

Raze Gunther’e hızlı bir bakış atarak hangi aşamada olduğunu merak etmeye çalıştı. Hareketlerine bakarak onun güçlü olduğunu hissetti. Ayrıca akademide diğerlerinin onun hakkında konuştuklarını da duymuştu; orta aşamalara ulaşmaya son derece yakındı, bu da onu Dame’dan bile daha güçlü yapabilirdi.

“Hey,” diye seslendi Gunther. “Görünüşe göre bir bölünme var. Ayrılmamızın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. İçeride ne olduğuna dair hiçbir fikrimiz yok.”

“Boyut Patronu ortadan kaldırıldığına göre, daha güçlü bir şey olacak mı?” Raze sordu.

Gunther, “Ben olsam bunu göz ardı etmezdim,” diye yanıtladı. “Boyut Patronu’nun güçleri daha çok geçitle bağlantılı gibi görünüyor, ancak bir boyuttaki diğer olayların aktive edildiği zamanlar da oldu.”

“Peki başka olaylar da olabiliyorsa, yendiğimiz şeyin Boyut Patronu olduğunu nasıl anladınız?” Raze sordu.

Tüm bunlar Raze için oldukça yeni ve tuhaftı çünkü Alterian’daki portallarla aynı şekilde çalışmıyordu.

“Dürüst olmak gerekirse, bu daha çok genel bir his,” diye yanıtladı Gunther. “Boyut Patronu çok fazla canavar öldürdüğümüz için ortaya çıktı; bu ortak bir işaret ve ortaya çıkan canavarın seviyesi de bekleneceği gibiydi; başka bir canavar değil. Eğer bu dünyada daha güçlü bir şey keşfedersek, bunun başka bir olayla daha bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz.”

“Her neyse, bu nedenle ikimizin birlikte gidebileceği bir yol seçmemizi öneriyorum.”

Her ikisine de bakan Raze, sadece bakarak hangisinin daha iyi olduğunu göremedi ve büyüsünün bir kısmını etkinleştirdi. Tıpkı eşyalarda olduğu gibi, büyünün onu kendisi için daha uygun bir yola götüreceğini umuyordu.

Sonunda Kara Büyü oyalanmaya başladı ve oyalandıkça sol tarafa doğru ilerledi.

“Sanırım bu sol yolu seçmemiz gerektiği anlamına geliyor?” Gunther, Kara Büyü’nün de hareket ettiğini görebildiğini söyledi.

“Henüz değil,” diye yanıtladı Raze, çünkü o da başka bir şey görmek istiyordu. Elini tekrar kaldırarak yeni buz büyüsünün bir kısmını harekete geçirmeye başladı. Hava hafifçe donuyordu ve kar gibi küçük parçacıklar havada bir sis gibi beliriyordu.

Yavaşça hareket etmeye başladı ve bu kez sol tarafa doğru gitmek yerine sağ tarafa yönelmişti.

“Şimdi… Kafam gerçekten karıştı,” dedi Gunther kafasını kaşıyarak.

Sanki sadece bir yolu seçebileceklermiş gibi değildi; her zaman geri dönüp diğerine yönelebilirlerdi, ama ya bunu yapmalarını engelleyen bir olay meydana gelirse? Bu şekilde düşünen Raze bir seçim yapması gerektiğini hissetti.

“Bu yeni hayatta, şimdiye kadar bana rehberlik eden şey Kara Büyü oldu, bu yüzden kaderimi seçmesine izin vereceğim,” dedi Raze ileri doğru bir adım atıp sol tarafa doğru yürümeye başlarken.

“Bekle… bu da ne demek oluyor?” Gunther Raze’i takip etmeye devam ederken sordu.

Taş patikadan aşağı doğru yürüdüler ve yaklaşık beş dakikadır bunu yapıyorlardı, görünürde hiçbir şey görmüyorlardı, ta ki tünel bir kez daha sona eriyor gibi görünene kadar. İlerideki alan nispeten aydınlıktı.

Bir adım attıklarında nispeten büyük, kubbe benzeri bir odaya girmişlerdi. Yaklaşık bin kişinin sığabileceği büyüklükte bir yerdi. Odanın ortasında, yukarıdan gelen ve temiz hava da akıtan bir ışık vardı.

Yukarı bakınca, sanki her şey dışarıya, içinde bulundukları yapının en tepesine bağlıymış gibi görünüyordu.

“Bütün bu şeyler de ne? Acaba daha önce burada ne vardı?” Gunther odanın etrafına bakınırken böyle dedi. Fark ettiği şey, duvarda birkaç işaret olduğuydu, sadece duvarda değil, etraflarında da işaretler vardı; zeminde de Gunther’in daha önce hiç görmediği işaretlerle nispeten büyük bir daire çizilmişti.

Raze hızla işaretleri okumaya koyuldu ve yerde ne olduğuna baktı; bunları daha önce pek çok kez görmüştü ve okumaya devam ederken ağzı da kelimelerle birlikte hareket ediyordu.

“Bu… bu bir çağırma büyüsü,” dedi Raze. “Yaratıkları çağırmak için yapılmış bir büyü.”

“Bekle, ne? Yılanları mı kastediyorsun, yoksa Boyut Patronu’nu çağıran bir vudu büyüsü gibi mi? Bu imkânsız; kimse canavarları ve yaratıkları çağıramaz,” dedi Gunther.

Cümlesini bitirir bitirmez, odanın içinde yankılanan bir alkış sesi duyuldu. İkili girişe doğru döndü ve hemen ardından bir figürün içeri girmeye başladığını gördüler.

“Beklediğim gibi, senin gibi bir büyücünün bunu çözeceğini düşünmüştüm,” dedi gizemli ses, adam ışığa doğru adım atarken.