Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Kafasının içindeki sesi duyan Raze zorla uyandırıldığını, neredeyse trans halinden çıkarıldığını hissetti. Vücudu seslere ve etrafındaki boşluğa karşı hemen uyandı. Gözlerini kilitlemesi ve odasında ne olduğunu görmesi uzun sürmedi.
İnsan şeklindeki figür, duvarın köşesine dayanmış, tamamen siyah giysiler içindeydi. Posta kutusu şeklindeki pencereden odaya giren az miktardaki ışık dışında hiç ışık olmadığı için kıyafetin tam olarak nasıl olduğunu görmek zordu.
‘Davetsiz bir misafir, içeri girmeyi nasıl başardı? Ve beni uyandıracak bir ses çıkarmadan içeri girmeyi? Raze düşündü.
Her iki durumda da davetsiz misafirin iyi bir haber olmadığı açıktı. Kimse gecenin bir yarısı iyi şanslar ve mutlu yolculuklar dilemek için gelmezdi. Yine de tuhaf olan, adamın elinin yanında durmasıydı; yavaşça yaklaşırken parmakları seğiriyordu.
‘Ne yapmaya çalışıyor? Neden bu bir tür açmaz gibi geliyor? Raze kafasının içinde düşündü.
Bir anısı ona geri dönmüştü. Büyücü akademisindeyken sık sık bu tür oyunlar oynarlardı; ikisi bir odanın iki ucunda durur, konuşmaz, diğerinin tepki vermesini bekler ve sonra bir büyü yaparlardı. Büyüyü ilk yapan galip gelirdi.
“Böyle bir zamanda böyle şeyleri neden hatırladığımı bilmiyorum… ve bu durumlarda hep kaybederdim.
Mesafe Pagna becerilerini kullanması için de çok uzaktı, bu yüzden büyü en iyi seçeneğiydi. Hız söz konusu olduğunda, rüzgâr büyüsü Kara Büyü’den daha hızlıydı.
Adam aniden elini yanına uzattı ve küçük metal bir nesne çıkardı. Raze onu tam olarak göremedi ama yana doğru yuvarlanmaya karar verdi.
“Küçük bir rüzgar!” Raze yuvarlanırken bağırdı.
Adam nesneyi Raze’e bakacak şekilde hareket ettirdi ve nesnenin üzerindeki küçük bir metal parçayı çekti. Boğuk, hafif tiz bir ses çıktı ve hemen ardından Raze omzunda büyük bir acı hissetti.
“Gah!” Raze homurdandı, kanının aktığını hissediyordu.
Yine de rüzgâr büyüsü hâlâ elini terk etmişti ve adama çarparak onu duvara çarptı. Adam nesneyi tekrar Raze’e doğrulttu ve art arda ateş etmeye başladı.
Raze iki adımlı kaymayı kullanarak yana doğru hareket etti. Kendisine vurmaya çalışan şeyin çoğundan kurtulmuştu ki tam ayağından vuruldu. Nesne hiçbir şey olmamış gibi içinden geçti. Bir 2. Aşama Pagna savaşçısının özel bedeni, bu her neyse karşısında hiçbir şeydi.
“Canın cehenneme, Karanlık Darbe!” Raze bağırdı.
Yoldan atlayan Karanlık Darbe ıskalamıştı ama duvara çarparak onu anında parçaladı. Yıkımın sesi kısa sürede diğerlerinin de dikkatini çekti.
Bu sesle uyanmamak herkes için zor olurdu.
Adam paniklemiş görünüyordu, ne yapacağını bilemez bir halde başını çevirip duruyordu. Şimdi, dışarıdan gelen ışık adamın üzerinde parlarken, Raze onun tuhaf giysiler içinde olduğunu görebiliyordu. Daha önce hiç görmediği bir kıyafet. Ne Pagna’ya ne de Alterian’a aitmiş gibi görünüyordu. Oldukça kalındı ve her yerinde birkaç cep vardı. Sadece bu da değil, adamın yüzü de varlığını tamamen gizlemek için koyu bir boyayla kaplanmıştı.
Raze’in şimdi görebildiği şey ise adamın kullandığı nesneydi. Bir sapı ve ucunda uzun bir namlusu olan metal bir nesneydi, ona bağlı yuvarlak silindir bir nesne daha vardı.
“Neler oluyor?” Dame odasından çıkarken sordu. Kısa süre sonra diğerleri de onu takip ederek teker teker dışarı çıktılar.
Ancak, en yakında olan ve herkesten önce orada bulunan birkaç kişi vardı. Yandaki odadan fırlayan iri bir figürün yerde yuvarlandığı görülüyordu. Koridorun kenarına geldiğinde, saldırganınkine benzer bir nesneyi havaya kaldırdı ve siyahlı adama doğrulttu.
“Olduğun yerde kal ve hareket etme, yoksa ateş ederim!” Himmy adama bağırdı.
Himmy’nin hemen arkasında, geldikleri kapının girişinde Charlotte duruyordu. Sanki her an harekete geçmeye hazırmış gibi iki elini de uzatmıştı.
Çıkış yolu olmadığını gören adam başka seçeneği olmadığını düşündü. Kemerinden yuvarlak bir nesne çıkardı ve yere bırakırken hızla küçük bir pim çıkardı.
Himmy’nin gözleri hemen açıldı. “Herkes buradan çıksın, koşun!” Himmy bağırdı.
Birkaç saniye geçti ve kısa bir süre sonra odada büyük bir patlama oldu. Her yer toz ve duman içindeydi. Koridor duvarlarının çoğu kırılmıştı ve duvarların her yerinde keskin nesnelerin parçalanmış parçaları görülebiliyordu.
Duman nihayet çöktüğünde siyahlı adamdan eser yoktu ve yerde de kanı yoktu, yani kaçmış olma ihtimali yüksekti.
“Herkes iyi mi?” Charlotte hızlıca sordu. Dumanları uzaklaştırmak için büyüsünün çok açık görünmeyen bir kısmını kullanmıştı. Görünüşe göre herkes zarar görmemişti, çünkü uyarıları zamanında gelmişti.
Vücudunda iki kurşun yarası olan Raze hariç. Ağır yaralı değildi ama iki kez vurulmuştu. Vücudu tozla kaplıydı ve herkes kısa süre sonra ona bakmak için döndü. Okulun en iyisini devirmiş biri için garip bir görüntü olan kanamasını görebiliyorlardı.
Ayağı ve omzu kanayan Raze az önce olanlarla daha çok ilgileniyordu. “O kimdi, neden benim hayatımın peşindeydi ve neden elinde Himmy’ninkine benzeyen bir silah vardı?
Yorum