Kara Büyücünün Dönüşü Bölüm 152: Yemi Kullanmak

Kara Büyücünün Dönüşü Novel

Çevirmen: Rin Fenrir

Dördü odadan çıkmıştı ve onlara eşlik eden akademiye ait başka muhafızlar da vardı. Görünüşe göre akademinin ana binasından çıktıklarından ve başka bir yere gitmediklerinden emin olmak için yanlarında kalıyorlardı.

Nihayet binadan çıkıp geniş avluya çıktıklarında her yer normalden daha sessizdi. Neredeyse hiç konuşma yoktu ve rüzgârın sesi havayı keserek duyulabiliyordu.

“Sanırım bir ara verildiği doğru. Çoğu insan evine gitmeye mi karar verdi?” Simyon sordu. “Sanırım mola bitene kadar hâlâ Mavi Kafa Bantları’ndayız, o yüzden uyku odalarına dönüp orada kalmalıyız.”

Simyon tam dönüp yoluna devam etmek üzereyken kafasını sert bir şeye çarptı. Genelde ona çarpanlar başkaları olurdu ve kendilerini duvara çarpmış gibi hissederlerdi ama şimdi sıra ondaydı.

“Pembe mi?” Simyon başını ovuşturarak konuştu.

“Hey, şu anda Raze’le buluşan şu iki kişi, kim onlar? Onları nereden tanıyor? Bir süredir onunla birliktesin, değil mi?” Dame sordu.

Kız kardeşine soracaktı ama o pek konuşamadığı için cevapları daha net alabilecek başka birine sormayı düşündü.

“Ah, şu. Onları daha önce hiç görmemiştim. Belki de Raze’in yeteneklerinden etkilenmişlerdir ve ona yeteneklerini nasıl öğrendiğini falan sormak istiyorlardır.” Simyon gülümsedi ve uyku odalarına doğru yönelmek üzereydi.

Ta ki bir elin omzunu kavradığını hissedene kadar. Dame hemen parmaklarını açılan yaranın içine sokmaya başladı ve Simyon’un acı içinde çığlık atmasına neden oldu.

“Arghh!” Simyon bağırdı. Kıvrılıp yere düşmek istedi ama Dame’ın tutuşu o kadar güçlüydü ki havaya kaldırılıyordu.

‘Ah kahretsin, Raze’in tanıştığı bu adamda bir şeyler olduğunu biliyordum. İyi birine benziyor ama bunca zamandır beni o lanet öğrenci liderlerinden bile daha çok korkuttu! Beni öldürecek mi? Simyon düşündü.

Bunu gören Safa hemen saldırmak için hamle yaptı ama o hamle yapamadan Dame ayağını kaldırıp yere vurdu. Bir Qi dalgası yayıldı ve Safa’yı neredeyse geriye doğru iterek yere düşmesine ve kıçının yerde kaymasına neden oldu.

“Lanet olsun! Liam onu görünce düşündü. “Bu… bu Raze’in de kullandığı aynı hareket değil mi? Bu adamın ne kadar Qi’si var ve neler oluyor? Hepimizin arkadaş olduğunu ve aynı tarafta yer aldığımızı sanıyordum.

Simyon acı içinde bağırmaya devam etti ve bunu yaparken en azından bir şeyler söylemeye karar verdi. Aksi takdirde bu kişinin Safa’ya saldıracağından korkuyordu ve Raze yaralı olduğu için o da pek bir şey yapamıyordu.

“Onlar Alter’den!” Simyon cevap verdi. “Tek bildiğim bu. Daha önce Alter’den bizi ziyaret eden bir grup ve onlar da buradalar.”

Dame cevabını aldıktan sonra Simyon’u bıraktı ve onu yere düşürdü.

“Alter kim?” Dame kaşlarını kaldırarak sordu.

“Bekle, ne?” Liam şaşırarak, “Alter kim?” dedi. “Alter’in kim olduğunu bilmiyor musun? Ben bile kim olduklarını biliyorum.”

Simyon’un bile böyle düşünmesi garipti. Bu kişi, geçmişini bilmese de, güçlü ve Karanlık Fraksiyon’dan biriydi. Klanlarının Alter’den haberdar olması gerekirdi. Karanlık Fraksiyon’daki neredeyse tüm üst düzey klanların bildiği bir organizasyondu. Peki Pink neden onları bilmiyordu?

—

Odaya döndüklerinde Himmy ve Charlotte, Raze’i kibarca eğilerek selamladılar.

Himmy, “Seni son gördüğümüzden bu yana çok uzun zaman geçmemiş evlat,” diye yorum yaptı. “Bizim için büyük bir gösteri yapmayı başardın. Oldukça eğlenceli olduğunu itiraf etmeliyim.”

“Evet! Bu Pagna olayını gerçekten çok iyi kavradın. Herkes sana Karanlık Fraksiyon’un yıldızı diyor. Gerçekten bir şey olabilirsin!” Charlotte gülümseyerek söyledi.

Raze bu yorumlardan hiç de hoşlanmamıştı. Bunun yerine yüzünde son derece ilgisiz bir ifade vardı. Asker heykelinin üzerindeki mührü açmayı çok istiyordu ama tıpkı geçen sefer olduğu gibi, eğer yüksek seviyeli bir eşyaysa, bir geçidin kilidini açma ihtimali yüksekti. Eğer durum buysa, bunu bu adamlar burada değilken yapmayı tercih ederdi.

“Peki neden ziyaret ettiniz? Alter’in benim için bir görevi mi var?” Raze sordu.

“Hayır, saçmalama,” dedi Charlotte, sorulması aptalca bir soruymuş gibi elini sallayarak. “Buradan çok uzakta olmayan bir işimiz vardı ve Pagna Akademisi’ne katılacağını söylediğini hatırladım, bu yüzden buradaki gelişimini görmek istedim, hepsi bu ve bu yeni dünyaya alışmakta herhangi bir sorun yaşayıp yaşamadığını görmek istedim. Ne de olsa zor olabilir, özellikle de dili ve kelimeleri öğrenmek.”

Raze hemen cevap vermedi çünkü aklına akademide geçirdiği süre boyunca yaşadığı tuhaf bir şey geldi. Eğer ona bir iş vermek için değil de sadece onu görmek için gelmişlerse, o zaman ne olmuştu?

“Alter’in benimle iletişime geçmeye çalışıp çalışmadığını biliyor musun?” Raze sordu.

“Seninle iletişime geçmek mi?” Himmy cevap verdi. “Böyle bir şey olmamalı. Akademide herhangi bir saha ajanına ihtiyacımız olduğu konusunda bilgilendirilmedim. Genellikle ancak o zaman benim gibi bir takım lideri temasa geçerek saha ajanının yardımını isterdi. Ya da daha önce de söylediğim gibi, bir şeyi rapor etme ihtiyacı hissediyorsanız, bizi belirli yollarla bulmaya çalışabilirsiniz. Düşündüm de, size nasıl yapacağınızı bile söylemedim.”

Himmy gülmeye başladı ama Raze bunun gülünecek bir şey olmadığını hissetti.

“Yani siz ikinizden başka birinin benim Alter’de olduğumu bilmesinin imkânsız olduğunu mu söylüyorsunuz?” Raze sordu.

“Şey, imkânsız değil,” diye yanıtladı Himmy. “Ama diğer saha ajanlarının senden haberi olmaz. Bildiğim kadarıyla akademide takım lideri seviyesinde kimse yok. Gerçi benden daha üst seviyede biri olsaydı, o zaman ben de bilmezdim ve muhtemelen onlar da bilirdi.”

Mektubun arkasındaki sebep bu olsa da, Raze durumun böyle olmadığını düşünüyordu. Neden buluşmak için bir mektup bırakıp sonra da bir daha iletişime geçmesindi ki? Bu kişi açıkça kimliğini ondan saklamaya çalışıyordu ve bu kadar yüksek mevkideki bir kişi bunu yapar mıydı?

“Anlıyorum. Peki, benden istediğiniz başka bir şey var mı?” Raze bu kadarla yetinerek sordu. Alter’in bu işe karışmasını istemiyordu ve bir an önce gitmelerini istiyordu.

“Hayır, hepsi bu kadar,” diye yanıtladı Himmy.

Raze odadan çıktıktan kısa bir süre sonra Charlotte hemen arkasını döndü.

“Ondan saha ajanlığından resmi üyeliğe terfi etmesini isteyeceğini sanıyordum?” Charlotte sordu.

“Anlayamadın mı?” Himmy cevap verdi. “Biri onu burada tanıyor ve bu kişinin Alter olmama ihtimali çok yüksek… belki de ona o gruptan bahsetmeliydik.

Belki de birkaç gün akademide kalmalıyız. Kim bilir, çocuk iyi bir yem olabilir.”