Benim Ejderha Sistemim Novel
Bölüm 99 – Gizemli Kahraman
Slyvia, Nes isminin kulağa uydurulmuş gibi geldiğini ama bugünlerde kim bilebilirdi diye düşünmeden edemedi. Ayrıca maceracılar daha tehditkar görünmek için kendilerine sıklıkla takma adlar verirlerdi.
“Biliyorum Nes. Buraya turnuvayı izlemeye geldiğini söylemiştin değil mi? Peki neden ikimiz birlikte gitmiyoruz?” Slyvia gülümseyerek teklif etti.
Ray, “Tabii, neden olmasın” diye yanıtladı.
Ray zaten oraya gidiyordu. Tek yapması gereken Slyvia'dan ayrılıp daha sonra geri dönmek için zaman bulmaktı.
Slyvia ve Ray birlikte arenaya doğru caddeden aşağı yürüdüler ve bunu yaparken birçok şey hakkında konuştular. Slyvia maceracı olmanın nasıl bir şey olduğunu sordu. Ray'in hiçbir fikri olmasa da, ejderhayken gördüğü topraklarla ilgili hikayeleri kolayca uyduruyordu. Yerlerle ilgili yaptığı açıklamalar gerçekçiydi çünkü bu yerleri daha önce görmüştü.
Aniden ikisinin önünde bir kargaşa yaşandı. Birçok şövalye belirli bir yöne doğru koşuyordu ve çığlıklar ve bağırışlar duyulabiliyordu.
Slyvia endişeli görünüyordu ve şöyle dedi:
“Bir şeyler olmuş olmalı; hâlâ zamanımız var, gidip kontrol edelim.”
Slyvia ve Ray hızla şövalyelerin yöneldiği yöne doğru koştular. Şövalyeleri takip etmeye devam ettikçe kalabalığın gürültüsü de arttı.
Nihayet vardıklarında, alev alan bir binanın çevresinde insan ve şövalyelerden oluşan bir kalabalık toplanmıştı.
Slyvia kalabalıktan birine ne olduğunu sormaya gitti.
“Burada neler oluyor?”
“Burası han. Görünüşe bakılırsa tüccarlardan birinin yakınlarda bir arabada taşıdığı kristal sevkiyatı vardı. Aniden araba patladı ve han alev aldı.”
Slyvia ve Ray binaya yaklaşmak için insan kalabalığının arasından koştular. Yaralılarla ilgilenen veya yaralıları taşıyan, duman ve kara kömürle kaplı birçok şövalye vardı.
Tam o sırada bir şövalye durumu bildirmek için ekip liderinin yanına gitti.
“Efendim, şimdilik elimizden gelenin en iyisini yaptık. Kristaller bir tür yakıt gibi davranıyor, yangının kontrolden çıkmasına neden oluyor. Adamlarımızın giremeyeceği kadar güçlü.”
“İçeride başka insan var mı?”
“Bir bayan efendim. İki çocuğunu bulamadığını söyleyip duruyor.”
“Hemen buraya usta bir şövalye getirin. Etrafınıza buz ya da su büyüsü yapabilen büyücüler var mı diye sorun, hatta bir ateş büyücüsü bile bunu yapabilir!”
Slyvia ve Ray şövalyeler arasındaki konuşmaya kulak misafiri olmuşlardı.
“Bir şeyler yapmam lazım” dedi Slyvia dudağını ısırırken.
“Yapamazsın. Eğer içeri böyle girersen derinin yanar.”
“Ama bunu yapmazsam ölecekler.” Slyvia kendini çaresiz hissetti. Keşke o da aile üyeleri gibi büyü yapabilseydi, şu anda bir şeyler yapabilirdi.
Ray ejderha gözleriyle binayı taradı. Çocukların odanın sağ üst köşesinde olduklarını görebiliyordu. Yangın yavaş yavaş büyüyordu, bir an önce önlem alınmazsa çocukların öleceği açıktı.
Bu durum Ray'in başına kötü anıları getirdi. Henüz çocukken birisi evini ateşe vermiş, onu ve ailesini öldürmeye çalışmıştı. O sırada annesi olmasaydı yangını kontrol altına almaları mümkün olmayacaktı.
Ray binaya doğru yürümeye başladı.
“Ne yapıyorsun, orada öleceğini kendin söyledin.”
Ray, insan kalabalığının arasından hızla geçerken, “Endişelenme, biraz buz büyüsü biliyorum” dedi.
Slyvia'nın kafası karışmıştı. Ona göre Nes standart kılıç ustalarına benziyordu. Giydiği kıyafet bile öyle olduğunu söylüyordu. Büyücüler genellikle büyü güçlerini artıran normal kıyafetler giyerlerdi. Slyvia, Nes'in cesur bir davranış sergilediğini düşünmeden edemedi.
Şövalyeler, Ray'in yanan binaya yaklaşmaya çalıştığını gördüler ve onu durdurmaya çalıştılar ama Ray onlardan kolayca kaçındı ve hızla eve girdi.
Ray'in herhangi bir büyüsü olmasa da buz özelliği vardı. Şu anda Ki'sini vücudunun etrafına yayıyordu, bu da onun vücudunu güzel ve serin tutmasını sağlıyordu. Ancak Ray'in hızlı hareket etmesi gerekiyordu… Ki'nin dönüşümü ve kullanımıyla birlikte manası daha hızlı azalacaktı.
Ray'in ejderha gözleriyle çocukların bulunduğu odayı hızla bulmayı başardı. Başka biri olsaydı her odayı aramak zorunda kalırlardı ama Ray gidilecek doğru yeri çok iyi biliyordu.
Sonunda beş yaşlarında görünen ve enerjileri zayıf olan iki çocuk buldu. Ray hızla iki çocuğu yakaladı ve yakındaki bir pencereden atladı.
Ray elinde iki çocukla binanın hemen dışına indi. Ateş ve Buz sürekli birbirleriyle savaşırken Ray'in vücudundan buhar çıkıyordu. Bir şövalye hızla geldi ve iki çocuğu Ray'in elinden aldı.
Cesur yakışıklı savaşçının iki çocuğu kurtardığını gören kalabalık, tezahürat yaptı. Slyvia her zamankinden daha parlak gülümsüyordu.
Tam Slyvia Nes'e yaklaşıp onun iyi olup olmadığına bakmak üzereyken Nes aniden koşarak kalabalığın arasından kayboldu.
Kalabalık gizemli yabancı hakkında konuşmaktan kendini alamadı.
“O kaçtı.”
“Sanırım biraz utangaçtı.”
“Az önce yaptığı şeye inanabiliyor musun?”
Slyvia orada durup “Bu adam kimdi?” diye düşündü.
Başlangıçta onun Pureblood'un ya da karanlık loncanın bir üyesi olabileceğini düşünmüştü ama hayatını bu şekilde riske atacak birinin bu tür şeytani örgütlere katılacağına inanmakta güçlük çekiyordu.
Ray şu anda gözden kaybolan binalardan birinin tepesine koşmuştu.
Manası tamamen tükenmişti ve formu normale dönmüştü.
“Bu çok yakındı.”
Ray meditasyon yapmaya başladığında bir bildirim sesi duyuldu.
Ray bildirimi okuyup kapatırken bir tane daha belirdi.
Bu tesadüfi olaylar sayesinde Ray iki yeni beceri öğrendi ama Ray'in asıl heyecanlandığı şey bu değildi. Sonunda Ray, ejderha becerilerini geri kazanmanın cevabını bulduğunu düşündü.
-
Yorum