Akademiye Geri Dönen Sıradan Bir Öğrenci Oku
(Çevirmen – Angel Dust)
(Düzeltici – Prototip)
Bölüm 189
Yeni bir imparatorun tahta çıkması sadece imparatorluğun iç meselesi değildir.
Bu, onunla diplomatik ilişkisi olan herkes için büyük önem taşıyan bir konu.
İmparatorluk rotasını hangi yöne doğru çevirecek?
Şimdiye kadar sağlanan barış bozulacak mı, yoksa öyle mi kalacak?
Yeni İmparator onlarla işbirliği ilişkisini sürdürmeyi düşünüyor mu, düşünmüyor mu?
Bunlar, özellikle Lasker ve Hyzens'tekilerin, özellikle de savaş korkusu nedeniyle, pek çok kişinin zihnini meşgul eden sorulardı.
Lasker bir zamanlar İmparatorluk ile hakimiyet için savaşmış, ancak sonunda yenilmiş.
Şimdi ise eski güçlerine kavuşmak için gayretle yeniden güçlerini topluyor, hatta mütevazı bir tavır takınıyorlardı.
Önceki İmparator, Lasker'e saldırmak yerine birlikte iyileşmeye odaklanmayı seçmişti.
Ancak liderlik değişince geminin rotası da doğal olarak değişebilir.
İmparatorlukta son dönemde yaşanan olumlu gelişmeler karşısında, gerekçelendirme kaygısı taşımaya gerek kalmamıştı.
Böyle bir durumda yeni İmparator'un Lasker'le ilişkilerini kolayca gerginleştirmesi mümkündü.
Hyzen'ler kendilerini hem Lasker'inkinden farklı hem de garip bir şekilde ona benzeyen bir durumun içinde buldular.
İmparatorluğa karşı savaşmamış olsalar da, İmparatorluğa son dönemde en çok zarar veren ulus olan Luzernes ile yadsınamaz bir akrabalıkları vardı.
Elflere karşı toplumsal duyarlılığın hâlâ olumsuz olduğu İmparatorluk'ta, yeni İmparator halkı yatıştırmak için onlara karşı kolayca sert bir tavır takınabilirdi.
Bunun gerçekleşme olasılığı düşük olsa da her zaman en kötüsüne hazırlıklı olmakta fayda var.
Bu nedenle yeni İmparator'un tahta çıktığı haberini duyan Lasker ve Hyzens, derhal heyetler toplayıp İmparatorluğa gönderdiler.
Aynı anda her iki ülke bir adım daha attı.
“Sizden bize yardım etmenizi rica ediyoruz, Genç Lord Karl Adelheit.”
“Sizin onurlu bir adam olduğunuzu duydum, Sir Karl Adelheit. Yardımınızı alçakgönüllülükle rica ediyorum.”
Karl'la temas kurmak için gizlice elçiler (veya Hyzens örneğinde olduğu gibi elfler) gönderdiler.
* * *
Zaten işlerin yoğunluğundan boğuluyorum, bir de bununla mı uğraşmak zorundayım?
'Beni rahat bırakın!' diye bağırmak istiyordum ama Hyzens ve Lasker olmak zorundaydı.
Biri Eloise'in memleketi, diğeri Lefia'nın.
Elbette, eğer bunu söyleseydim Eloise büyük ihtimalle bunu umursamaz bir tavırla, 'Memleketim gerçekten beni ilgilendirmiyor,' diyerek geçiştirecekti; Lefia ise tatlı bir şekilde özür dileyerek, 'Karl'ı sorunlarımla rahatsız etmek istemem!' diyecekti.
Muhtemelen istekleriyle ilgilenmemem konusunda ısrar edecekler ve daha acil konulara odaklanmam konusunda beni teşvik edeceklerdir.
Ama yine de en azından biraz hayal kırıklığı hissetmezler miydi?
Olmaması imkansız. En azından ben onların yerinde olsam öyle yapardım.
Kalplerinde en ufak bir suçluluk duygusu bırakmak istemedim.
Ayrıca, madem ki işler bu noktaya geldi, İmparatorluk, ailelerimiz, kayınbiraderim İmparator, kız kardeşim ve yeğenim için elimden gelen her şeyi yapmam en doğrusu.
“Ani ziyaretiniz beni oldukça şaşırttı. Diplomatik işlerin tek aracısı olduğumu varsayabiliriz.”
Önce Dışişleri Bakanlığı'na değil de bana neden geldiklerini sordum.
“Özür dilerim, Genç Lord. Ama başka seçeneğimiz yoktu.”
“Dışişleri Bakanlığı şu anda resmi bir yanıt vermekten kaçınıyor. Yeni İmparator'un tahta çıkışının ardından diplomatik stratejilerini uyumlu hale getirme sürecinde olduklarından şüpheleniyoruz.”
Nitekim kayınbiraderimin İmparator olmasıyla birlikte, İmparatorluğun üst düzey yöneticilerinde personel değişiklikleri bekleniyor.
Bazıları kalacak ama bazıları da farklı görevlere transfer edilecek.
Bu durumda İmparatorluğun çeşitli departmanlarının geçici bir duraklama yaşaması pek de mantıksız değil.
Ama bu her şeyi açıklamıyor.
Dışişleri Bakanlığı beklemede olsa bile, orada çalışanlar beklemede değil mi?
Bana gelmek yerine, onlara gitmeleri gerekirdi. Neden özellikle ben?
“Açıkçası Genç Lord, şu anki durumda yeni İmparator'un niyetlerini en iyi anlayan kişi sensin.”
“Majestelerinin, veliaht Prens olduğu dönemde sizi her iki günde bir Saray'a çağırdığını duydum.”
Aha, yani beni şu anki İmparator'un sırdaşı sanıyorlar ve bana onun niyetlerini sormak istiyorlar?
“Hmm. Değerlendirmeniz için minnettarım.”
Ama bunun beni zor durumda bırakabileceğini hiç düşündün mü?
Durum ne kadar acil olursa olsun, yine de çizilmesi gereken çizgiler var.
“Eğer bu konu başkalarının benim pozisyonumu yeniden değerlendirmesine yol açarsa, benim için oldukça sıkıntılı bir hal alabilir.”
Şu anda herhangi bir resmi görevim yok. Ben sadece Friedrich County'nin gelecekteki lordu olan Adelheit ailesinin varisiyim.
Yine de birçok insan benden çekiniyor ve bunun sebebi… Eh, açıklamayacağım. Bunu söylemek benim için çok utanç verici. Siz kendiniz çözebilirsiniz.
Her neyse, yabancı elçiler gizlice bana yaklaşıp İmparator'un niyetini mi soruyorlar?
Bu durum, sanki ipleri çeken kişi, İmparator'un arkasından iş çeviren yozlaşmış bir politikacı gibi görünmeme neden oluyor!
“Muhtemelen olası siyasi sonuçları düşünmeden buraya gelmediniz. Acaba benim etkimi kaybetmemi mi umuyorsunuz?”
Açıkçası, başlangıçta resmi bir pozisyonum olmadığı için 'etkimi kaybetmem' pek mümkün değil.
Ama buradaki arkadaşlarımız öyle düşünmüyor gibiydi. İkisi de panikledi ve ellerini sallayarak inkar ettiler.
“Kesinlikle hayır, Genç Lord!”
“Biz de aynı duyguyu paylaşıyoruz efendim. Kesinlikle bu niyetle buraya gelmedik. Sadece…”
“Anlıyorum. Sadece çaresizsiniz. İkiniz de bunu vatanınız için yapıyorsunuz, değil mi?”
Pozisyonumu açıkça ortaya koydum, şimdi işbirliğinin potansiyel faydalarını keşfetme zamanı.
Ama ondan önce, karşılığında ne teklif etmeye istekli olduklarını ölçmem gerek.
“Kendiniz ve milletleriniz için olumlu bir sonuç bekliyorsanız, doğal olarak İmparatorluğumuza da faydalı bir şey sunacaksınız. Katılmıyor musunuz?”
İmparatorumuzun sizin milletlerinizle yeni bir çatışma başlatmaya niyeti yok.
Ama bu ancak iki tarafın da samimiyet ve iyi niyet göstermesiyle mümkün.
İmparatorluğumuza ve İmparatorluk ailesine ne sunabileceklerini açıkça sorduğumda, diplomatlar konusunda şaşırtıcı derecede telaşlandılar.
* * *
“Peki ne dediler?”
“Hyzens heyeti Güney Büyük Orman'da ortak bir kalkınma projesi önerdi.”
“Ortak geliştirme, ha? Aman Tanrım, çok çaresiz olmalılar.”
Elbette, kendi başıma karar verip sonucu İmparator'a bildirecek kadar aptal olmayacağım.
Bu onu kesinlikle rencide ederdi, kayınbiraderim olsa bile. ve eğer İmparator rencide olursa, adım doğrudan idam listesinin en başına gider.
Bunun üzerine iki elçiyle yaptığım 'gizli' görüşmeden sonra hemen imparatora gittim ve olup biten her şeyi anlattım.
“Hmm.”
Ama tüm hikayeyi dinledikten sonra bile İmparator iki elçiye kızgın görünmüyordu. Bunun yerine bana oldukça meraklı bir ifadeyle baktı.
Merak edip nedenini sordum ve kayınbiraderim olan İmparator şöyle cevap verdi:
“Böyle fırsatlar nadirdir, kayınbirader. Yakında kontluğunun efendisi olacaksın, bu yüzden diplomasi sanatını öğrenmen çok önemli.”
Gerçek dünya deneyimi kazandığım için oldukça memnun görünüyor.
Bir an güvenilir bir kayınbirader, bir sonraki an ellerini birbirine sürterek sırıtan bir avcı gibi, 'Hemen büyü de seni işe koyayım' diye düşünüyor.
“Kayınbiraderim, bildiğin gibi Güney Büyük Ormanı elfler için çok önemli bir yerdir.”
“Evet Majesteleri. Sonuçta Büyük Orman Savaşı bu yüzden oldu.”
“Bu yüzden şaşırtıcı. Ortak geliştirmeyi önerenler onlar, biz değiliz.”
“İlk gündeme getirenler olarak, uzlaşmaya hazır olduklarını vurgulamaya çalışıyorlar.”
“Bu kesinlikle mümkün. Ama gururlarını yutmaya istekli olmaları da önemli, kayınbirader.”
Bağlam açısından Lasker'in önerisi şöyle:
İki ülke arasındaki ilişkiler dostane düzeyde kaldığı sürece büyük çaplı askeri tatbikatlardan kaçınacaklarını bildirdi.
Ayrıca daha önce düşman olarak gördükleri Avileşti ile ilişkilerini iyileştirme sözü verdiler.
“Askeri tatbikatlar yapmamaya söz vermek büyük bir olaydır. Lasker, şövalyelerinin hünerleri ve askeri gücüyle bilinir, İmparatorluk'tan sonra ikinci sıradadır.”
Dahası, Avileshti ile ilişkileri iyileştirmeye olan bağlılıkları, İmparatorluğun mevcut diplomatik barış ve çatışma çözümü hedefleriyle bir uyumun sinyalini veriyordu. Bu işbirliğine isteklilik, sihirli ulusla diyaloğa açık olduklarına dair benzeri görülmemiş beyanlarıyla daha da kanıtlandı.
“Oldukça çaresiz görünüyorlar, değil mi? Biraz daha bekleselerdi, Dışişleri Bakanlığı durumu dengeleyecek ve onlara bir cevap verecekti.”
İmparator kıkırdadı ve devam etmeden önce bana baktı.
“Bu yüzden.”
“Majesteleri?”
“Ne düşünüyorsun kayınbirader? Hangi tarafı tutmamız gerektiğini düşünüyorsun?”
İdeal cevap 'her ikisi de' olurdu ama ne yazık ki bu mümkün olmadı.
Birine öncelik vererek, onların çabalarını sürdürmelerini teşvik ederken, diğerini de bir dahaki sefere daha çok çaba göstermeye motive edebiliriz.
“Oyumu Hyzens'e vermem gerekecek.”
“Ah? Bu beklenmedik bir şey. Nedenini sorabilir miyim?”
Nedeni, Majesteleri? Evet, çok önemli bir nedeni var!
“Majesteleri, bu.”
“Bu ne?”
İmparator, kendisine uzattığım küçük tahta kutuyu açtı.
İçerisinde taze bir ot kokusu yayan bir tür tıbbi hap vardı.
“Bu Hyzens heyetinin bir hediyesi. Bunu, gelecekte evleneceğim için getirdiklerini söylediler, ancak sanırım buna benden daha çok ihtiyacın var.”
“İhtiyacım olan bir şey var mı?”
“İmparatorluk ailesinin istikrarı ve veliaht Prenses için bana daha fazla yeğen vermeniz daha iyi olmaz mıydı?”
Kısacası bu erkekler için çok iyi!
“Hmm.”
İmparator, kayınbiraderim, sonuçta hâlâ bir insan.
Böyle bir hediyeyi aldıktan sonra nasıl olur da görmezden gelebilirdi?
“Bu konuda Hyzens'i tercih etmemiz gerektiğini düşünüyorum.”
Ha, ve kayıtlara geçmesi açısından, hediyenin tamamını vermedim. Kendime de bir miktar ayırdığımdan emin oldum.
(Çevirmen – Angel Dust)
(Düzeltici – Prototip)
Yorum