Büyük Dük Sahte Kötü Kadına Takıntılı
Novel
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Kie)
(Düzeltici – Starfall)
——————
Bölüm 11: Sözleşme
Selina'nın yazdığı küçük mektubu aralarına yayarak iki adam sohbetlerine devam ettiler.
“Ama... o teklifi reddetti...”
“Muhtemelen evlilik konusunu bu kadar ani gündeme getirdiğiniz için genç hanım telaşlanmış olmalı.”
“Haklısın, sorun acele etmemden kaynaklanıyor olmalı.”
Janus içtenlikle başını salladı.
“Onunla karşılaştığımda aynı hatayı tekrar yapmamalıyım. Baba, ne yapmalıyım? Ne giymeliyim? Genç hanımın hangi rengi tercih ettiğini sormalıydım.”
Phillip, iri oğlunun arkasında heyecanla sallanan görünmez bir kuyruğun illüzyonunu neredeyse görebiliyordu.
Philip oğlunu o kadar sevimli buldu ki, ona sımsıkı sarılmak istedi.
Ama o kadar büyümüş ki oğlunun omzunun ancak yarısını kavrayabildi ve şöyle dedi:
“Oğlum, kalbini sakinleştirmen gerek. Son zamanlarda yaptığın hatayı tekrarlamamalısın.”
“Evet, Peder. Bu sefer sakin olmaya çalışacağım.”
“Bu yeterli değil. Unutmayın, bu hayatınızın en önemli pazarlığıdır.”
“Müzakere?”
Philip'in sözleri Janus'un gözlerini parlattı.
* * *
Janus, Selina'nın uzaktan gelen kokusuyla yanakları kızarmış bir halde kafeye girdi.
“Leydi Arsene.”
Janus, Selina'nın bulunduğu odaya girerken onu selamladı, hatta içeri bile alınmamıştı.
Kafe müdürü çok telaşlanarak Janus'a eğildi.
“Majesteleri.”
Selina da şaşırmıştı ama belli etmedi ve müdürle konuşmadan önce ona selam verdi.
“Burada iyiyiz. Lütfen gidip çayı hazırlayın.”
“Evet hanımefendi.”
Müdür gittikten sonra ikisi karşı karşıya oturdular.
“Hanımım.”
“Majesteleri.”
Selina önce onun konuşmasını işaret etti.
Janus bir an düşündükten sonra söylemeye geldiği şeyi söyledi.
“Öncelikle sizden özür dilemek istiyorum hanımefendi.”
“Özür dilemek?”
“Tanımadığın birinin teklifini reddetmen doğaldı. Benim düşüncem dar görüşlüydü. Üzgünüm.”
Janus konuşurken başını eğdi.
'İmparatorluktaki herkesin örnek aldığı adam içtenlikle özür diliyor ve önümde başını eğiyor.'
Selina, Janus'la birlikte başını eğdi ve düşündü,
'Acaba bu adam benim isteğimi dinler mi?'
Patel ailesiyle nişanını bozduktan sonra, birkaç gün boyunca uygun bir aile aradı.
Selina, konsey toplantısı sırasında istediği aileyle evlenebileceğini iddia etse de sıra geldiğinde toplumdaki kötü şöhreti onu rahatsız etmeye devam etti.
'Kaç kişi lekelenmiş itibarımı bilerek benimle nişanlanmaya gönüllü olur? Bu, sahip olduğum iyi ilişkileri mahvetmez mi?'
Uzun müzakereler sonunda Selina bu buluşmayı ayarlamıştı.
ve Janus'un tavrını görünce doğru kararı verdiğini düşündü.
Müdür hazırlanan çayı getirip tekrar gittikten sonra Selina asıl konuya geldi.
“Majesteleri, aslında bugün sizi görmeyi istememin sebebi sizden bir ricam olmasıydı.”
“Bir iyilik?”
Janus, sanki tek bir anı bile kaçırmak istemiyormuş gibi bakışlarını ona dikerek sordu.
“Evet. Elbette, dinledikten sonra reddedersen anlarım. Kolay bir iyilik değil.”
Janus, Selina'ya dikkatle baktı ama kelimeler onun ağzından kolayca çıkmıyordu.
'Dolaylı olmaya mı çalışmalıyım? Hayır, bu tür şeyler hakkında dürüst olmak en iyisidir. Ama bir erkeğe böyle bir şey söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim.'
Selina boğazını temizleyerek “Hımm,” dedi.
“Lafı dolandırmayacağım. Benimle nişanlanmaya razı olur musun?”
O öğleden sonra malikanesine dönen Selina, Janus'un evlenme teklifi karşısındaki üzüntüsünü hatırladı.
“Bunun üzerinde düşünmem için bana biraz zaman verir misiniz?”
“Nora.”
“Evet hanımefendi.”
“Çayın tadı berbat. Alın onu.”
“Affedersiniz? Ama…”
“Bu öğleden sonra kafede içtiğim bundan çok daha iyiydi. Bugün dikkatin dağıldı mı? Bu çay yapraklarının israfı.”
“...Özür dilerim.”
“Önemli değil, al götür gitsin.”
Ağzında tam anlamıyla acı bir tat vardı.
Selina, Janus'un evlenme teklifine bu şekilde tepki vereceğini tahmin etmemişti.
'Ben sadece kısa bir süre sonra ayrılacağımız geçici bir nişan istediğimde neden bu kadar öfkeli görünüyordu? Toplumda popüler olduğu için benim için fazla iyi olduğunu mu düşünüyor? İlk evlenme teklifini yapan oydu! Teklifi tamamen yalan mıydı?'
Janus'un ifadesini bir kez daha hatırlayan Selina, kaşlarını çattı ve memnuniyetsiz bir iç çekti.
'Geçici bir nişan istemek bu kadar mı büyük bir şey?'
've daha önce bana bu kadar tutkuyla baktığını düşünmek…'
“Hanımım.”
“Ben. Kapıyı çalmayı unuttuğunu sanıyorum.”
Üç kez kapıyı çalan ama cevap alamayan Ben, kapıyı açıp içeri girmekten başka çaresi yoktu. Duygularını belli etmeden konuştu.
“Kont sizi arıyor.”
“Tamam, hemen geliyorum.”
Selina, Janus'un tepkisiyle karmaşıklaşan düşüncelerini bir kenara koydu. Babasıyla iş hakkında konuşması gereken konular vardı, bu yüzden doğruca Kont'un odasına yöneldi.
* * *
“Ne istiyor?”
“Bir nişan.”
“Bu iyi haber, değil mi? Genç hanım nişanlanmaya istekli. Bu çok iyi gidiyor…”
“O da ilişkiyi bitirmek istiyor.”
“Ne?”
“Bir sözleşme teklifi yaptı. Nişanlanmak ve sonra bozmak için. İki yıl içinde.”
“Ne? Bu ne saçmalık? Kes şunu? Bana daha fazlasını anlat.”
Janus, sanki onu boğuyormuş gibi kravatını gevşeterek, sandalyeye sertçe oturdu.
“İlk başta, benim gibi yüksek statülü ve iyi itibarlı birinin evlenme teklif etmesinden dolayı minnettar olduğunu söyledi. Düşündükten sonra, önce nişanlanmanın daha iyi olup olmayacağını sordu.”
“ve daha sonra?”
“Nişanlanmanın bana zor geldiğini ve evlenmeyi tercih ettiğimi söyleyecektim ama birkaç gün önce yaşananları hatırlayıp nişanlanmanın da sorun olmayacağını söyledim.”
“Tamam, hepsi iyi. Ama nişandan sonra evlenmen lazım, neden bozuyorsun?”
“Ben de bilmiyorum.”
Janus kaşlarını çatarak iç çekti.
“Daha evlenmeden ayrılmaktan nasıl bahsedebilir? Leydi Arsene benimle gerçek bir evlilik yapmayı ummaya cesaret edemediğini söyledi.”
Janus alnını ovuşturmak için duraksadıktan sonra inanmazlıkla sordu.
“Eğer durum buysa, neden nişanlanma zahmetine giresin ki? Özellikle de tüm bu koşullar eklenmişken. Benimle evlenmek bu kadar zor mu?”
Selina'nın neden evlenmekten kaçındığını anlayamayan Phillip de Janus'u sakinleştirmeye çalıştı.
“Leydi Arsene'in duygularını anlaması ve karşılık vermesi zaman alacak. Kafa karıştırıcı olmalı. Belki de gerçek duygularını bilmediği için bunları söyledi. Neyse, ne dedin?”
Janus derin bir iç çekti ve şöyle dedi:
“Düşünmek için zaman istedim.”
“Aferin. Şimdi biraz zaman kazandığına göre, bunu çözmenin bir yolunu düşünelim. Genç hanım nişanlanmak ve sonra ilişkiyi bitirmek istiyor, değil mi?”
“Daha doğrusu burada yazılanlar.”
Janus cebinden sert bir zarf çıkardı.
“Bu ne?”
“Bu, Lady Arsene'in önerdiği nişan sözleşmesi.”
“Nişan sözleşmesi mi?”
Phillip belgeleri zarftan çıkarıp masanın üzerine yaydı.
Üç sayfa, Selina'nın Janus'tan önümüzdeki iki yıl boyunca yapmasını istediği şeyleri ve bunlara karşılık gelen ödülleri ayrıntılı olarak anlatıyordu.
'Çok titiz. Oğlumun böyle bir teklif alacağını düşünmek.'
“Düşüncelerin neler?”
Phillip okuma gözlüğünü çıkarırken sordu.
“Elbette, Leydi Arsene ile hemen evlenmek istiyorum. Aramızdaki bu hantal sözleşme gereksiz.”
“Ya genç hanım bu şartlarda ısrar ederse? Ya en sonunda nişanı bozmanızı isterse? Uyar mısınız?”
Janus bir an düşündü, sonra başını iki yana sallayarak şöyle dedi:
“Ne olursa olsun o genç hanımı benim yapacağım.”
Janus'un gözlerindeki bakışı gören Phillip başını salladı ve şöyle dedi:
“İşte ruh bu. Tereddüt etmemelisin. Ne istediğin konusunda net olmalısın ki onu başarmanın yollarını düşünebilesin.”
Phillip, Selina'nın teklif ettiği nişan sözleşmesine tekrar baktığında, sert bir ifadeyle şöyle dedi:
“Buna nasıl yaklaşacağınızı daha fazla düşünmelisiniz. Leydi Arsene ile görüşmem gerekiyor.”
Bu, Sonbahar İmparatorluğu'nun ordusunun komutanı ve düşmanlarının rüyalarında bile korku duyduğu dahi müzakereci Philip'ti.
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Kie)
(Düzeltici – Starfall)
——————
Yorum