Son Maceracı Novel
——————
Fenrir TARAMALARI
(Çevirmen – Proks)
(Düzeltici – Proks)
——————
Bölüm 96: Hayalet Hırsızın Mektubu (2)
3.
Hayalet Hırsız.
Maple World'de onun hikayesini bilmeyen tek bir kişi bile yoktu.
“Hayalet Hırsız her şeyi çalabilir.”
Her şeyden önce o, Maple World tarihinin en büyük hırsızıydı.
İstediğini istediği zaman çalan hırsız.
“Hatta Kara Büyücü'den Maple World'ü bile çaldı.”
ve diğer beş kahramanla birlikte Kara Büyücü'yü mühürledi ve Akçaağaç Dünyası'nı kurtardı.
Dünyada kimsenin başaramayacağı bir efsaneye imza attı.
İşte bu yüzden tüm maceracılar, Hayalet Hırsız'ın hikâyelerini dinliyor ve gözlerini bu hikâyelere çeviriyorlardı.
Elbette maceraperestlerin Hayalet Hırsız'a ilgi duymasının en büyük nedeni şuydu:
“Çaldığı her şeyi gizli kasasında saklıyordu.”
Hayalet Hırsız'ın çaldığı tüm hazinelerin gizli kasasında saklandığı söyleniyordu.
“ve o gizli kasa Nihal Çölü'ndedir.”
Bu yüzden pek çok maceracı, zorlu Nihal Çölü'nde maceralarına ara vermemiştir.
Ariant Krallığı'ndan olan Hayalet Hırsız'ın gizli kasası Nihal Çölü'ndeydi.
Birçok maceracı, Hayalet Hırsız'ın gizli kasasını bulma hayaliyle Nihal Çölü'ne girmiştir.
Ancak hiçbir maceracı onu bulamamıştı.
Şimdi bile değil, Hayalet Hırsızı'nın Kara Büyücü'yü yoldaşlarıyla mühürleyip ortadan kaybolmasının üzerinden yüzlerce yıl geçti.
“Pir, Hayalet Hırsız'ın gizli kasasını buldu.”
Ama Pir onu bulmuştu.
Muhteşem bir başarıydı.
Sözleri söyleyen Cheryl bile sakin bir ses tonuna sahipti ama gözleri heyecanla doluydu.
Elbette El Pam farklıydı.
“Bu inanılmaz.”
Şaşırmış gibi konuşuyordu ama El Pam, Pir'in Hayalet Hırsızı'nın gizli kasasını bulmasına aslında hiç şaşırmamıştı.
'Beklenildiği gibi.'
El Pam gizli kasanın yerini çok önceden biliyordu ve bilerek Pir'e vermişti.
Dolayısıyla El Pam'ın kasayı keşfetmesi karşısında şaşırması için hiçbir neden yoktu.
“ve Pir bu mektubu Hayalet Hırsız'ın gizli kasasının içinde buldu. Orada, sanki gizli kasasını bulacak maceracı için sergileniyormuş gibi duruyordu.”
Ancak Hayalet Hırsız'ın bıraktığı mektubun varlığı El Pam için bile beklenmedik bir şeydi.
Üstelik çok önemli bir konuydu.
“Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?”
“Hayalet yaşıyor, anlamı bu.”
Hayalet Hırsız yüzlerce yıl önce dünyadan kaybolmuştu.
“Doğru. Mystic Gates'ten bahsetti.”
Öte yandan Mystic Gates'in ortaya çıkışı ise henüz 10 yıl bile sürmedi.
Bu, Gizemli Kapılar'ın ortaya çıkmasından sonra bile Hayalet Hırsız'ın kesinlikle hayatta olduğu anlamına geliyordu.
Çok büyük bir olaydı.
“Hayalet Hırsız yaşıyor.”
Altı kahramandan biri hayatta.
Kara Büyücü'yü mühürlemeyi başaran bir kahraman!
Kara Büyücü'nün takipçilerine karşı savaşan Haç Avcıları için bundan daha iyi bir haber olamazdı.
Elbette böyle düşünülebilir.
“Sahte olamaz mı?”
Bu mektubun bir oyun olma ihtimali.
Beklenmedik bir şekilde bu ihtimal oldukça yüksekti.
“Phantom'un gizli kasasını bulan kişinin yazdığı bir tuzak.”
Haç Avcıları şu anda Kara Büyücü'nün takipçileri tarafından takip ediliyordu.
Bu, Kara Büyücü'nün takipçilerinin Haç Avcılarını ortadan kaldırmak için gerekli her yolu kullanacakları anlamına geliyordu.
Böyle bir durumda Hayalet Hırsızı, Haç Avcıları için karşı konulamaz bir yem olurdu.
“Bu bir olasılık.”
Haç Avcıları da bundan habersiz değildi.
“Ama bu yemi yutmaktan başka çaremiz yok, bu riski almak anlamına gelse bile.”
Ancak Hayalet Hırsızı'nın adı Haç Avcıları'nın asla görmezden gelemeyeceği bir şeydi.
Bu yüzden...
“Yemi yutmak.”
“Evet, yapmalıyız. Bu yüzden El Pam Partisi'ne ihtiyacımız var.”
Cheryl'in çeşitli riskler ve fedakarlıklar pahasına da olsa El Pam Partisi'ne ihtiyaç duymasının sebebi…
“Çünkü yeteneğinize güvenebilirsiniz.”
El Pam Partisi, daha önce fethedilmesinin imkânsız olduğu düşünülen Mistik Kapılardan sağ salim dönmüştü.
“Durum ne olursa olsun, sen sağ salim geri döneceksin. Herkes ölse bile..”
Elbette Cheryl'in en çok değer verdiği şey El Pam Partisi'nin hayatta kalma yeteneğiydi.
Bu, onların savaş yeteneklerini kabul etmesine rağmen, buna pek inanmadığı anlamına geliyordu.
El Pam bunu biliyordu.
Sadece bilmekle kalmıyordu; aslında bunu amaçlıyordu.
El Pam, dövüş yeteneklerini gizlemek için elinden geleni yapmıştı.
Rakipleri onu küçümsesin diye.
Elbette El Pam şimdi bile açıklama yapma gereği duymadı.
O sadece sordu,
“Peki ya üyeler?”
Savaştan sorumlu maceracılar kimlerdi?
Cheryl soruyu şöyle yanıtladı:
“Sana söyleyemem. Bu operasyon diğerlerinden daha gizlidir.”
Beklenen bir cevaptı.
Ama bu El Pam'ı tatmin edecek bir cevap değildi.
El Pam, böylesine büyük bir Mistik Kapı'ya baskın yapmak için herhangi birinin kendisine katılmasına güvenemezdi.
“Ancak sana bir isim söyleyebilirim.”
Cheryl bunu biliyordu ve bu yüzden ona söyledi.
“Şu anki Dördüncü Çember büyücüleri arasında en iyi yıldırım elementi büyücüsünün kim olduğunu biliyor musun?”
ve El Pam bu açıklamayı duyar duymaz hemen cevap verdi.
4.
Kraliçe Areda.
Ariant Krallığı'nın kraliçesi, krallık tarihinin en savurgan kraliçesiydi.
Her öğün sofrasına yüzlerce yemek gelmesini isterdi ve her gün farklı kıyafetler, kolyeler, küpeler takmadığı sürece tatmin olmazdı.
İsrafın timsali.
“Bu nedir?”
“Bugünün yemeği.”
Ancak her zamankinden daha zor günler geçiriyordu.
“Bugünkü yemeğim çorba, salata ve biftek mi diyorsun?”
Masada sadece tek bir lezzetli biftek, taze sebzelerle yapılmış bir salata ve olağanüstü aromalı bir çorba vardı.
Onun açısından bakıldığında gerçekten berbat bir yemekti.
İşte o kadar kötüydü.
“Özür dilerim. Ancak bu belirsiz durumda her yemeği incelemek çok riskli.”
Ariant Krallığı şu anda o kadar gerginlikle doluydu ki.
Elbette Kraliçe Areda'nın masasını boş bırakan tek şey gerginlik değildi.
“Ayrıca Kraliçe Areda'yı hedef alan sadakatsiz kişilerin olduğuna dair raporlar aldık.”
Kraliçe Areda'ya suikast tehditleri vardı.
Böyle bir tehdidi gerçekleştirmenin en kolay yollarından biri de yemeğine zehir koymaktı.
Birçok bakımdan dikkatli olunması gereken bir durumdu.
Ancak bu sadece kraliyet ailesini ilgilendiriyordu.
“Yeteneklerin daha iyi olsaydı bunlar yaşanmazdı, değil mi?”
Kraliçe Areda'nın bakış açısına göre, o sadece düzgün bir yemek yiyemediği için hayal kırıklığına uğramıştı.
O zaman öyleydi.
“Majesteleri.”
Yemek yerken karşısına bir adam çıktı.
Çok tehlikeli bir hareketti.
Kraliçe Areda'nın yemeğini kimsenin bölmesine izin verilmiyordu, özellikle de şimdi ruh hali çok kötüydü.
Kraliçe Areda'nın kişiliği göz önüne alındığında, ortaya çıkan kişiyi hemen hapse attırırdı.
Ancak Kraliçe Areda, karşısına çıkan kişinin yüzünü görünce sinirlenmedi.
“Uyandır.”
Karşımıza çıkan kişi Evok'tan başkası değildi.
“Nedir?”
Ayrıca Evok artık Kraliçe Areda'nın en yakın danışmanı, adeta sağ koluydu.
Yakın oldukları ya da aynı duyguları paylaştıkları için değildi.
“Önemli bir konu.”
“Herkes bizi yalnız bıraksın.”
Hayatları pamuk ipliğine bağlıydı.
Gerçekten de doğruydu.
“Umarım kötü bir haber değildir. Prens'in Mezarı meselesi yüzünden çıldırıyorum.”
Prens Mezarı konusu Kraliçe Areda ve Ariant Krallığı için baş ağrısına neden oluyordu.
Bundan dolayı herhangi bir sorun çıkması halinde sorumluluk doğal olarak Kraliçe Areda'ya ait olacaktı.
ve Kraliçe Areda sorumluluğu üstlendiği anda Evok da onun kaderini paylaşacaktı.
Bu, ikisinin artık birbirlerine destek olması gerektiği anlamına geliyordu.
“Haç Avcıları ve Kum Boyama Grubu temas kurdu.”
Evok'un sözleri üzerine Kraliçe Areda'nın gözleri buz kesti.
Gözleri çok şey anlatıyordu.
Sadece bunu mu söylemeye geldin?
Bu anlaşılabilir bir durumdu, çünkü Kara Büyücü'nün takipçileri Haç Avcıları ile Kum Boyama Grubu'nun yakın bağlantıları olduğunu zaten biliyorlardı.
“Haç Avcıları, Phantom'un gizli kasasından bir şey ele geçirdiler.”
“Hayalet mi?”
Ancak o isim anıldığı anda durum değişti.
“Hayalet Hırsız'dan mı bahsediyorsun?”
“Evet. Haç Avcıları, Nihal Çölü'ndeki bir Gizemli Kapı'ya baskın düzenlemeye hazırlanıyor. Kum Boyama Grubu'nun yardımıyla. Bunun Hayalet Hırsızı ile ilgili olma olasılığı çok yüksek.”
Kraliçe Areda'nın ifadesi bu açıklama karşısında sertleşti.
Önemli bir haberdi.
“Altı Kahramandan Biri...”
Altı Kahraman, Kara Büyücü'nün takipçilerinin gözünde asla var olmaması gereken varlıklardı.
Ama Altı Kahraman'dan biri ortaya çıkıyordu.
Kraliçe Areda bu durumdan korku duydu.
Açıkçası Prens'in Mezarı meselesi büyük bir sorundu ama doğru şekilde ele alınırsa Kraliçe Areda'nın kaderini önemli ölçüde etkileyecek kadar büyük bir sorun olmazdı.
Ancak Altı Kahraman meselesi farklıydı.
Eğer bu yüzden sorunlar çıkarsa Kraliçe Areda Maple World'den kaybolacaktı.
Korkuya neden olacak bir durumdu.
“Bu bir fırsat.”
Evok'un sözleri üzerine Kraliçe Areda'nın gözleri bıçak gibi keskinleşti.
“Bir fırsat mı? Eğer bu ters giderse, ikimiz de bu dünyadan gideceğiz!”
Evok, bu tepkiye karşılık olarak şunları söyledi:
“Tam tersine, bunu iyi yönetirsek, şu anki sorunlar sorun bile olmayacak.”
Yanılmıyordu.
“Gerçekçi olun! Şu anda Haç Avcıları'nın üst düzey gizli operasyonuna nasıl müdahale edebiliriz?”
Ama mümkün olsaydı, bir ihtimaldi.
“Haç Avcıları'nın topladığı maceracılar arasında bizim tarafımızda olan biri var.”
“Bizim tarafımızda biri mi var?”
“Maple World'de şu anda aktif olan 4. Çember büyücüleri arasında en iyi yıldırım büyüsü kullanıcısının kim olduğunu biliyor musun?”
5.
“O Rick değil mi?”
Cheryl, El Pam'ın cevabına başını salladı.
“Onu iyi tanıyorsun.”
Cheryl'ın sanki her şey apaçık ortadaymış gibi bir ifadesi vardı.
Gerçekten Rick ismi meşhurdu.
Cheryl'in anlattığına göre, o şu anda Maple World'de faaliyet gösteren 4. Çember büyücüleri arasında en iyi yıldırım büyüsü kullanıcısı olarak kabul ediliyordu.
Elbette El Pam'ın bu ismi bilmesinin sebebi bu değildi.
'Yıldırım Tanrısı Rick.'
El Pam'ın unutamadığı bir isimdi bu.
Geçmişe dönmeden önce El Pam, Şimşek Tanrısı Rick tarafından neredeyse öldürülüyordu.
Elbette El Pam'in Rick'in adını unutamamasının tek nedeni bu değildi.
El Pam'ı öldürmeye çalışan çok fazla insan vardı ve o sayısız kez neredeyse ölmüştü.
Unutamamasının bir nedeni daha vardı.
'Kara Büyücü'nün bir takipçisi.'
Rick, Kara Büyücü'nün takipçisiydi ve maceracıların arasında saklanıyordu.
ve o sıradan bir takipçi değildi.
Gerçek kimliğini son ana kadar gizlemiş ve en kritik anda Kara Büyücü için bir katliam gerçekleştirmişti.
İlgi çekici bir kişiydi.
Peki Rick gibi biri, Haç Avcıları'nın kaderini belirleyecek bu meseleye mi karışmıştı?
ve sıradan bir maceracı olarak değil, Haç Avcıları'nın toplamayı başardığı en iyi savaşçı olarak mı?
Gerçekten de olabilecek en kötü senaryoydu.
“Rick kalibresinde bir maceracı katılıyorsa, tereddüt etmek için hiçbir sebep yok. Bu isteği kabul ediyorum.”
Bu yüzden El Pam görevi kabul etti.
Aslında El Pam'ın reddetmesi kolay olmadı.
“Teşekkür ederim.”
Haç Avcıları'nın 4. Çember büyücüleri arasında tanınmış bir uzman olan Rick'i getirdikleri bir durumda, Rick'in reddetmek için ne gibi bir bahanesi olabilirdi ki?
Geri dönen biri olduğunu açıklayıp onlara Rick'in gerçek kimliğini mi söyleseydiniz? Bu gerçekçi bir seçenek değildi.
“Seninle ve Rick'le birlikte, diğerlerinden daha güvenilir bir parti olacak.”
“Umarım.”
Elbette El Pam'ın bu teklifi kabul etmesinin en büyük nedeni şuydu:
'Ne şans, Rick'i eleme şansı bu kadar çabuk geldi.'
Çok ciddi bir sıkıntıdan kurtulmak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı.
“Peki, nerede ve ne zaman?”
“Bir hafta sonra Gizemli Piramit'e gel.”
(Ç/N: Doğru ismi hikaye bittikten sonra buldum, yani Kum Boyama Grubu. Oyunda Kum Haydutları adında başka bir ismim daha vardı ama çok geç bulduğum için bir değişiklik yapmadım ama eğer bir dahaki sefere bu adamlardan bahsedilirse onları kullanacağım.)
——————
Fenrir TARAMALARI
(Çevirmen – Proks)
(Düzeltici – Proks)
Güncellemeler için Discord'umuza katılın!
–
——————
Yorum