İlahi Ölüm İmparatoru Novel
Bölüm 78: Eee… Ellia?
“Genç Dahiler, En İyi 100.000 Yetiştirici olarak, sizler kıtamızın geleceğisiniz. Hayatınızın tehlikede olduğunu düşünüyorsanız, lütfen geri çekilin ve adanın doğu ucuna gidin. Ön elemelerde halihazırda 5 milyondan fazla ölüm var. Her biri kendi başına umut vericiydi, ancak nihayetinde bu onları zafer kazanma sürecinde ölmeye yöneltti.”
Herkes ölü sayısını görünce şok oldu ama bu beklenen bir şey olduğu için hemen normale döndü. Bu, daha önceki tüm Büyük Deniz Kıtası Buluşmaları'nda da olmuştu, bu yüzden kimse umursamadı. Ama tehlike yaklaştığında geri çekilmelerini söyleyen sese karşı minnettar bakışlar attılar.
Ancak Davis alaycı bir şekilde, “Ha! Lütfen geri çekilin. Siz sadece onları işe alıp kontrolünüz altına almak istiyorsunuz, bu süreçte de kendi imparatorluklarınızı güçlendiriyorsunuz.” dedi.
Ses daha sonra şöyle devam etti: “Ancak, hile yaparken yakalanırsanız, sizler gençler, sihirli canavarlar tarafından öldürülmek yerine, biz sizi idam edeceğiz!”
İlk 100.000'e giren ve hile yapma düşüncesi aklına gelenler, hemen bu düşüncelerini sildi.
“Ayrıca, uzaysal çanta jetonunuzu içerir ve bir oluşumla birlikte çalışır. Bu nedenle elde ettiğiniz puan sayısı geminin güvertesinde bulunan skorbordda güncellenecektir. Aslında, siz gençler de sıkı çalışmaya çalışmalısınız çünkü Ana Arena'da başka bir skorbord da var, bu nedenle sıralamanız Büyük İmparatorların önünde gösterilecektir!”
Gençler, en üst sıraya ulaşmayı hayal ederek heyecanla yumruklarını sıktılar, böylece kendilerini diğerlerinden ayırabilirlerdi. Hepsi, Top 10'a ulaştıklarında, hayatlarının geri kalanında her türlü lüksün tadını çıkarabileceklerini düşünüyorlardı.
Gemi daha sonra ikinci turun yapılacağı adaya doğru yoluna devam etti.
Zaman akıp geçerken on ikinci güne geldik.
Uzakta bir adanın üzerinde büyük bir yanardağ görülüyordu.
Güvertede bulunan Davis ve Ellia hayranlıkla baktılar. Ama hayran oldukları şey yanardağ değil, bir nehir tarafından ikiye bölünmüş adaydı.
Adanın tamamı yüksekteydi, bir ucunda volkan, diğer ucunda ise buzul dağına benziyordu.
“Bir Buz volkanı…” Davis hayranlıkla bakarken mırıldandı. Daha önce hiç buz volkanı görmemişti, bu onun için yeni bir görüntüydü.
“Genç Dahiler, belirlenen adaya ulaştık! Şimdi kendinizi herkesin önünde kanıtlamanın ve finallere kalmanın zamanı! Hadi adaya geçin!”
“İkinci tur toplam beş gün sürecek! Mümkün olduğunca çok çekirdek toplayın! Büyük Deniz Kıtası Buluşması'nın ikinci turunun başladığını ilan ediyorum!
Tam herkes gemiden atlayacakken, o ses yine nazikçe yankılandı.
“Şey… Geminin çıkışından uzaysal çantanı almayı unutma…”
Yarışmacıların ya unuttukları ya da adaya vardıklarında teslim edileceğini düşündükleri için yüzlerinde siyah çizgiler oluştu.
Aniden bir genç çıkışın önüne koştu ve elini büyük bir sandığa soktu. Elini çıkardı, bu esnada bir uzaysal çanta topladı. Daha sonra adaya doğru giderken dışarı çıktı.
Buna bakınca, sandıklardaki uzaysal çantalarını almak için yola koyulduklarında tüm gençler teker teker anladılar. Hepsi bunun bir oluşum olduğunu anladılar ama hangi tür oluşum olduğunu anlayamadılar.
'Bir kimlik tipi oluşumu mu?' diye düşündü Davis ona bakarken. Oluşumlar konusunda bu insanlardan daha fazla bilgiye sahipti. Bunu kütüphanede okumuştu, sonuçta orada neredeyse iki yıl geçirmişti, sadece kitap okuyarak.
“Sandıktan neden rastgele bir uzaysal çanta alıyorlar? O ses jetonlarımızın da uzaysal bir çantada olduğunu söylemedi mi?” diye sordu Ellia şaşkınlıkla. Kraliyet Şatosu'nda olmasına rağmen, Kütüphane'ye girmesine izin verilmiyordu sonuçta.
Davis bakışlarını ona doğru çevirirken şöyle açıkladı: “Oluşumun yaptığı şey, enerji izinizi belirlemektir. Herkesin kendine özgü bir aurası, enerjisi ve ruhu vardır. Bu yüzden oluşumun yaptığı şey, enerjinizi jetonla eşleştirmek ve onu ortaya çıkarmaktır.”
“Yani çıkardığım benim mi oluyor?”
“Evet, bunu söyleyebilirsin.” Davis tam olarak emin olmasa da, durumun böyle olduğunu varsayıyordu.
Ellia anladığını belirtircesine başını salladı, ama aynı zamanda cehaletine de hayıflandı. Gizlice, yeterli güce ulaştığında bir şeyler başaracağına ve İmparator'dan kütüphaneye girmek için izin alacağına yemin etti.
Tam geminin çıkışını gözetlediği sırada Evelynn ve ekibinin çıkışa yaklaştığını gördü.
'Hmm? Neden hala katılıyor? Sadece benimle savaşmak için buraya gelmedi mi?' Davis ona şaşkınlıkla bakarken düşündü.
'Belki de ben ikinci sıradaydım ve o bu yarışmada kendine bir yer edinmek için geldi?' Davis kendi kendine güldü ama nedense biraz da üzüldü.
'Tamam, ben de ona göz kulak olurum. Bir şey olursa diye…'
Aniden yüzü yana doğru itildi. Yüzünü iten suçlu olan Ellia'ya bakmak için döndü.
“Uh… Ellia? Bir sorun mu var?” Daha önce hiç böyle bir şey olmadığı için şaşkınlıkla sordu.
Ona kızmaktan çok, yüzünü bir kenara ittiği için mutlu olmuştu çünkü kendisi ona bir kez bile dokunmaya cesaret edememişti.
Ellia hiçbir şey söylemeden sadece surat astı ve geminin çıkışındaki sandığa doğru ilerledi.
'Ahhh… Ne yaptım? Neden bunu yapayım ki? O, o olmalı!' Ellia içten içe panikledi ve neden bunu yaptığını bilmiyordu. Ne yazık ki, sadece tahmin edebiliyordu.
“Bekle! Ben de geliyorum!” Davis ne olduğunu bilmiyordu ama neşeyle ileri atılıp onu yakaladı ve sevinçle yanından yürüdü.
Mekansal çantalarını alıp Ada'ya ulaştılar.
Yorum