Deneme Evliliği Novel
Bölüm 217: Hala Eve Gitmek İstiyor musun? Gel Benim Evimde Kal
Çevirmen: Yunyi Editör: Yunyi
Long Jie, Lu Che'ye sert bir bakış attı ve sadece “Sadece şaka yapıyorum!” dedi. Daha sonra, onu yataktan çıkardı ve üzerine kalın bir ceket örttü.
İkisi aşağı indikten sonra Lu Che aniden merdivenlerin ucunda yarı diz çöktü, “Hadi bin…”
Sabahın erken saatleri olmasına rağmen sokaklar hala neredeyse boştu. Long Jie etrafına baktı ve “Unut gitsin.” diye cevap verdi. Ağzı reddetti ama vücudu dürüsttü. Çok geçmeden kendini Lu Che'nin sırtında buldu.
Lu Che ağırlığı kaldıramadı ve neredeyse yere düşüyordu. Long Jie hızla ayaklarını yere koydu ve sordu, “İyi misin?”
Lu Che tekrar eğilirken kahkahasını tutamadı, “Çabuk, atla.”
Long Jie de sırtına bindiğinde kahkaha atmaktan kendini alamadı. Bu sefer, Lu Che'nin adımları sabitti, kolay olmasa da.
“Beni ileride indirin, eve taksi çağırabilirim,” dedi Long Jie bir sonraki kavşaktaki trafik ışığını işaret ederek.
“Hala eve gitmek mi istiyorsun? Gel benim evimde kal…” dedi Lu Che, onu kavşağın yanından taşımaya devam ederken.
“Rahatsız olmaz mıydı?” diye sordu Long Jie. Ancak, içten içe gizlice gülümsüyordu. Böyle bir fırsat sık sık gelmese de, bu anda, bu adamın sırtında, Long Jie'nin kalbi sıcak ve rahat hissediyordu. Aynı zamanda, ona karşı duygusal olarak bağlı hissediyordu ve bırakmak istemiyordu.
“Eh…bu hastane evimden sadece 3 dakika uzaklıktayken, senin 10 dakikanı nasıl aldı?” Lu Che kendi başına karar verirken konuyu değiştirdi.
“Ben hala bir kadınım…” Long Jie 'kadın' demeyi bitirmeden önce, aniden bağırdı, “Nereye gittiğine dikkat et…”
Lu Che sadece bir anlığına başını çevirdi. Sonuç olarak bir lamba direğine çarptı. Long Jie, Lu Che bacaklarının arasında yatarken karla kaplı zemine sırtüstü düştü…
Lu Che, pozisyonlarının biraz utanç verici olduğunu fark ettiğinde bir anlığına zihni boşaldı. Hızla ayağa kalktı, Long Jie'nin elini tuttu ve onu yerden kaldırdı. Long Jie, kendi kendine, bu yol biraz daha uzun olsaydı ne kadar iyi olurdu diye düşünürken yanaklarını örttü.
Lu Che, geriye bakmadan yol gösterirken Long Jie'nin elini tutmaya devam etti. Bu arada Long Jie, sevdiği kişinin elini tutmasının verdiği hissin tadını çıkardı. Eve gidene kadar kafasından milyonlarca düşünce geçti.
Ortalama bir insan olsa da, ortalama bir insanın da avantajları olduğunu biliyordu.
Şu anda Tangning ve Big Boss onların yerinde olsaydı, etrafları insanlarla çevrili olurdu.
Lu Che'nin evine dönmeleri uzun sürmedi. Sadece bir yatak odası olduğu için Lu Che ona yatağını teklif etti, ancak Long Jie, “Yatağı almak çok garip olduğu için, ikimiz de kanepede yatalım. Sen onu al, ben de bunu alayım.” diye önerdi.
Lu Che bunu düşündü ve önerisinin oldukça makul olduğunu düşündü. Bu yüzden biraz ilaç aldıktan sonra kanepeye uzandı ve huzur içinde uykuya daldı; sanki o anda karşısında yatan bir kadın yokmuş gibiydi.
Long Jie doğruldu ve Lu Che'nin derin bir uykuda olduğunu izledi. İçinden, böylesine güzel bir geceyi boşa harcamanın oldukça yazık olduğunu hissetti…
Peki Lu Che'ye ondan hoşlandığını söyleyecek kadar cesur muydu?
Uykusu gelmeye başlayınca, Long Jie de sonunda kanepeye uzandı. Ne yazık ki, uyku pozisyonu pek de hoş bir görüntü değildi…
Karanlıkta, uzun boylu bir figür çaresizce yanına yaklaştı. Eğildi ve onu bir battaniyeyle örttü.
Ancak Long Jie o kadar derin uykudaydı ki, hiçbir fikri yoktu…
…
Ertesi sabah, Tangning bavulunu toplarken Fang Yu'dan bir telefon aldı. Onun Hai Rui'nin sanatçılarından bazılarıyla tanışabilmesi için özel bir toplantıya katılmasını istiyordu.
“Ben bu konuyu zaten Başkan'la görüştüm ve o da kabul etti…”
Normalde Tangning sosyal etkinliklerden hoşlanmazdı ama Fang Yu zaten organize etmişti ve Mo Ting de kabul etmişti, Tangning'in reddetmek için bir nedeni yoktu. Bu yüzden başını salladı.
Sonuçta onun da Hai Rui ailesinin bir parçası olması ve birkaç arkadaş daha edinmesi gerekiyordu.
Bu yüzden o gece saat 6'da Long Jie ile gizli bir kulübe doğru yola koyuldu. Kendisini rahatsız hissetmemesi için Fang Yu onu girişte bekledi ve onu üst sınıf kokteyl partisine götürdü.
Gösterişli mekanda, göz kamaştırıcı kristal avizelerin altında güzel bir klasik müzik yankılanıyordu; ünlü bir şarkıcı piyano çalıyordu.
Tangning etrafındaki yüzlere odaklandı. Kokteyl partisine katılan insanların çoğunun televizyonda sık sık görünen kişiler olduğunu fark etti. Ya ünlü televizyon ve film yıldızları ya da ünlü şarkıcılardı. Onunla aynı kariyer yolundan olan tek kişi uluslararası süper model Huo Jingjing'di. Uzun gümüş bir elbise giymişti ve elinde bir kadeh şampanya ile zarif bir şekilde oturuyordu.
Daha sonra Fang Yu, Tangning'i piyano çalan adamın yanına götürdü ve gülümseyerek, “Feng Ge, Tangning ile tanışmanı istiyorum…” dedi.
Tangning nadiren şarkı söylese de, bu adamın pop müzikteki statüsüne aşinaydı. On yıl önce, şöhreti çoktan yaygınlaşmıştı ve billboardlarda birçok rekor kırmıştı. Şimdi, on yıl sonra, hala genç nesillerin ulaşamayacağı bir yerdeydi ve müzik endüstrisinin her daim yeşili gibiydi.
Adam onu baştan aşağı süzerken, Tangning hiç tereddüt etmeden nazikçe onu selamladı: “Feng Ge.”
“Tanıştığımıza memnun oldum. Bu toplantılara daha sık katılın. Şarkı söylemeyi seviyorsanız, size öğretebilirim.”
“Teşekkür ederim, Feng Ge.”
“Tangning burada…” orada bulunan diğer kişiler hemen kadehlerini kaldırdılar ve yavaş yavaş onu selamlayarak etrafında toplandılar. Tüm bu zaman boyunca, Fang Yu onu sabırla her bir kişiye tanıttı ta ki o kalabalığa tamamen karışana kadar.
Sonunda Tangning, Huo Jingjing'in yanına oturdu. Çok uzun zaman önce yetenekleri halk tarafından karşılaştırılmıştı, ancak Huo Jingjing erken ünlenmişti ve kendine özgü bir tarzı vardı, bu yüzden kendi avantajları vardı.
Sadece dönüp Tangning'e gülümsedi, “Böyle sahneleri sevmiyor musun?”
“Evet, pek alışamadım.”
“Birkaç kez geldikten sonra alışırsın. Hai Rui böyledir, en seçkin insanları bir araya getirme yeteneğine sahiptir,” diye mırıldandı Huo Jingjing elindeki şampanyayı içerken. Sonunda biraz sarhoş hissetmeye başladı, bu yüzden sordu, “Yöneticin kim?”
“Ben… ben emin değilim,” diye dürüstçe cevapladı Tangning.
“Birkaç gün içinde bir saat tanıtımı için İtalya'ya uçacağını duydum, ancak Star King'den insanların da bunun için yarışacağını duydum.” Huo Jingjing açıklamaya başladı, “Daha önce Star King tarafından kara listeye alındığını biliyorum. Ancak, Hai Rui'ye katıldığından beri, kesinlikle Star King'le daha sık karşılaşacaksın. Dikkatli olmalısın.”
Tangning, Huo Jingjing'e ciddi bir şekilde bakarak başını salladı.
“Kaynaklar için savaşmaktan kaçınmak imkansız, ancak Hai Rui'de biz hiç kaybetmedik. Bu galibiyet serisini sürdürebilmenizi umuyorum. Elbette, yöneticinizin yeterliliğe sahip olup olmamasına da bağlı.”
Tangning, ne kadar ilerlerse işlerin o kadar acımasız olacağının farkındaydı. Ama başını sallamaktan başka nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.
Çünkü kendisi de menajerinin kim olacağını bilmiyordu.
İkili bir süre sohbet etmeye devam etti ve Fang Yu'nun gizlice herkese, “Biliyor muydunuz, başkan bu gece görünecek?” dediğini fark ettiler.
Çevirmenin Düşünceleri
Yunyi Yunyi
Acaba Mo Ting geldikten sonra aralarındaki ilişkiyi çözebilecekler mi…
Yorum