Göksel Soy Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Kyle ve Nine sınıfa girip ön sıraya oturduklarında pek kimse onları fark etmedi.
Kyle sınıfa merakla baktı çünkü bugün resmen ilk günüydü. Etrafına bakınırken sınıfın diğer ucunda oturan Alec, Carcel, Lara ve Mia’yı da fark etti.
Dördünün bir arada oturması görülmeye değer bir manzaraydı çünkü hepsi birbirinden güzel ve güçlüydü.
Birçok öğrenci onlarla sohbet etmeye çalışıyordu ama onlar hepsini görmezden geliyor ve kendi aralarında konuşmakla meşgul oluyorlardı.
Kyle, Nine ile kaçırdığı son dersler hakkında tekrar konuşmadan önce bir süre onlara baktı.
O konuşmakla meşgulken sınıfa biri girdi. Güzel bir kıyafet giyen Profesör Aliza herkesin dikkatini toplayarak odaya girdi.
“Pekâlâ, lütfen herkes sessiz olsun.”
Yürüdü ve kürsünün arkasında durdu, düzenli siyah saçları ve keskin bakışıyla Profesör Aliza’nın yüzünde bir gülümseme vardı, yavaşça yoklama sayfasını aldı.
Sakin, nazik ve güzel Profesöre bakan Kyle onun dünyadaki en iyi insan olduğunu düşündü. Ama Aliza’ya bakarken yüzü kızaran diğer erkek öğrencilerin aksine, ona birkaç saniyeden fazla bakmadı.
Onu çirkin bulduğundan değil, sadece profesöre uzun süre bakmanın uygunsuz olacağını düşündü.
Yoklama kâğıdına bakarken Aliza hızla isimleri saymaya başladı,
“Lily”
“Mevcut”
“Alec”
“Mevcut”
“Mia”
“Mevcut”
…..
Aliza aniden belli bir isme gelince duraklayarak yüksek sesle konuştu,
“Kyle Ohan?”
Adının söylendiğini duyan Kyle elini kaldırdı ve şöyle dedi,
“Mevcut”
Aliza soğuk gözlerle Kyle’a baktı, önceki gülümsemesinden eser yoktu.
“Oh? Demek sonunda yüzünü göstermeye karar verdin.”
Kyle’a ölümcül bir bakışla bakarken alaycı bir ifadeyle konuştu.
Kyle omurgasında bir ürperti hissetti, bir saniye önce onun bir melek gibi göründüğüne yemin etmişti ama şimdi melek kılığına girmiş bir iblis gördüğünü hissetti.
“… Özür dilerim, Akademi’ye geldikten sonra ilk kez seyahat ettiğim için yol tutması yaşadım, bu yüzden derse katılamadım.”
Kyle ciddi bir yüz ifadesiyle yalan söyledi. Ama yüzünün yan tarafından soğuk ter damladığı görülebiliyordu.
Aliza kaşlarını çattı, yalan söylediğini biliyordu çünkü dün onun yerini kontrol etmişti. Bir de ne görsün, canavarlar hakkında işe yaramaz kitaplar okumak için bir haftadır kütüphanede kamp kurmuş. Daha sonra da ‘bitki toplama’ gibi gereksiz bir görev alıp Akademi’den ayrılmıştı.
Kyle’a bir süre ters ters baktıktan sonra yoklamaya devam etti. Ancak adının yanına onu yakın zamanda cezalandırmak için bir işaret koydu.
Kyle’ın gözü kötü bir şey olacağını işaret edercesine seğirmeye başladı. Ama sınıftan gelen bakışları görmezden gelmeye devam etti.
Aliza öğrencilere bakmadan önce yoklama kâğıdını bıraktı.
“İşte bu kadar, şimdi herkes ayrılabilir ve Eğitim alanına gidebilir çünkü sıralama değerlendirmesi orada yapılacak.”
Tüm öğrenciler ayağa kalktı ve sınıfı terk etti.
Bu arada, Aliza ciddi bir ifadeyle Kyle’ın arkasından baktı ve nefesinin altında mırıldandı,
“(F+) kademe mi? Müdür yardımcısı daha bir hafta önce onun sadece (F-) kademesinde olduğunu söylememiş miydi? Tek yaptığı birkaç kitap okumak olduğu halde rütbesini nasıl yükseltti?”
Bir süre düşündükten sonra müdür yardımcısının bir hata yapmış olabileceğini düşündü. Ama (SS) kademe bir kişi olan müdür yardımcısı nasıl hata yapabilirdi ki? Tüm bunları düşünerek yarışma boyunca Kyle’a göz kulak olmaya karar verdi.
….
Akademinin eğitim alanında, tek sıra halinde duran tüm birinci sınıf öğrencileri gergin bir şekilde önlerindeki profesöre bakıyordu.
Lacivert bir kıyafet giyen Profesör Liam öğrencilerin önünde dimdik duruyordu. Alnındaki birkaç kırışıklık otuzlu yaşlarının sonlarında olduğunu gösteriyordu.
Profesör yüksek bir sesle konuşurken, tüm öğrenciler havada bulunan kalın mana dalgasını hissetti. Aşırı olmasa da, yine de her öğrencinin biraz baskı hissetmesine neden oldu.
“Pekâlâ, lütfen herkes söylediklerime çok dikkat etsin çünkü kendimi tekrar etmeyeceğim. Sıralama değerlendirmesi için hepiniz bir zindanın içine ışınlanacaksınız. Zindanın adı ‘Goblin Mağarası’. Müdür tarafından sizin gibi genç yetenekleri yetiştirmek için oluşturulmuş F kademeli bir zindan.”
Bir süre duraklayan ve önünde duran öğrencilere bakan profesör devam etti,
“Sıralama değerlendirmeniz için yapmanız gereken tek şey, verilen süre içinde mümkün olduğunca çok canavar öldürmek. Öldürdüğünüz her canavar için size ek bir puan verilecektir. Ne kadar yüksek puan kazanırsanız sıranız da o kadar yüksek olacaktır. Zindanın içinde size ek puanlar verebilecek bazı gizli görevler vardır, ancak bunları bulmak şansınıza bağlı. verilen süre tamamlandıktan sonra hepiniz otomatik olarak dışarı ışınlanacaksınız.”
Öğrencilerin tüm bilgileri sindirdiğinden emin olmak için bir kez daha duraklayan profesör devam etti,
“Zindanın içinde gizlenmiş bazı profesörler olacak. Böylece zindanda öngörülemeyen bir kaza olsa bile hızlı bir şekilde yardımınıza gelebilecekler. Bu, Akademi’nin hiçbirinizin ölmediğinden emin olmak için aldığı bir güvenlik önlemidir.”
“Ancak…”
“Profesörler size yardım etmek zorunda kalırsa, diskalifiye olursunuz ve doğrudan sınıfta sonuncu olursunuz. Kimsenin bunu istemeyeceğine inanıyorum, bu yüzden herkesin yüksek bir sıralama elde etmek için çaba göstereceğini umuyorum.”
Öğrenciler sınıfta son sırayı alma düşüncesiyle ürperdiler. Çünkü hiç kimse sonuncu olmak istemiyordu.
Yorum