Kara Büyücünün Dönüşü Novel
Çevirmen: Rin Fenrir
Bölüm 604 Turnuvanın Bir Parçası Olmak
Raze’in Alterian’da Harvey’den aldığı metinleri incelemesi uzun sürmedi.
Bunların çoğu, en azından yüksek düzeyde bilgi sahibi olan Raze için kavraması fazla zaman almayan düşük yıldız seviyeli büyülerdi.
Diğer özelliklerdeki ilkeler başkaları arasında paylaşılabilirdi ve zaten Raze Kara Büyü konusunda tamamen acemi sayılmazdı; sadece çok fazla kaynak yoktu.
Ne olursa olsun, Raze yine de faydalı olabilecek birkaç yeni şey öğrenebilmişti ve boyutta geçirdiği zaman da boşa gitmeyecekti.
Tüm metinleri bir kenara bırakan Raze, hâlâ ormandaki yeşilliklerle çevrili bir şekilde ayağa kalktı.
‘Sanırım benim için ayrılma vakti geldi. Bu boyutta kalarak oldukça fazla şey kazandım; ilerlememde yardımcı oldu.
‘Aynı zamanda bazı şeyleri çözmem için de bana biraz zaman verdi. Bu mola tam da ihtiyacım olan şeydi.
Raze sadece metinleri incelemekle kalmıyor, aynı zamanda Alter, Bonum Topluluğu, Pagna savaşçıları, Alterian ve tüm bunlarla derin bir bağlantısı olan Karanlık Fraksiyon kurucusu da dahil olmak üzere bağlantılı her şey hakkında çok düşünüyordu.
‘Bir süre sonra buradaki canavarları yavaşça öldürmek boyut patronunu çağırmıyor gibi görünüyor, bu yüzden birkaç gündür buradayım.
“Alba’nın sürekli bahsettiği Dövüş Sanatları Turnuvası yakında başlıyor olmalı… Hazır olmalıyım.
Raze bunları düşünerek sık ormanda yürüyor, girdiği bölgeden çıkmak için de bir yer arıyordu.
Ormandaki irili ufaklı pek çok canavar onu görmüş ve her biri ondan kaçarak ormanın derinliklerine doğru koşmaya karar vermişti.
Neredeyse hepsi onun ne yaptığını görmüştü; ölümün varlığını onun üzerinde hissedebiliyorlardı ve yaklaşmaya cesaret edemiyorlardı.
Sonunda geçide ulaşan Raze bir adım öne çıktı ve boyuttan ayrıldı. Boyutun kendisinde sanki yaşam belirtileri yeniden başlamış gibiydi.
Canavarlar, hayvanlar ve hatta böcekler bile her zaman yaptıkları gibi dışarı fırladılar. Sanki nefeslerini tutmuşlar ve rahat bir nefes almışlardı.
Raze bir tahminde bulunacak olsa, bir haftadır orada olmadığını varsayardı. İnsan başka boyutlardayken, farklı döngülere sahip farklı dünyalardayken bunu söylemek zordu.
Bazen insan güneşi bile göremezdi ya da tam tersi, gökyüzünü hiç göremezdi.
Ne olursa olsun, kasabaya döndüğünde tam bir dönüşüm gerçekleşmişti.
“Doğru yerde miyim? Raze kendi kendine sordu.
Kasabanın kenarında yer alan binalar taze keresteden yapılmış ve dışları güzel bir kat boya ile kaplanmıştı.
Yapılar düz duruyordu ve hatta arabaların daha kolay hareket edebilmesi için zeminde düzleştirilmiş parke taşı bile vardı.
Şehrin düzeni, şu anda neredeyse boş olmasına rağmen atlar için bir ahır, arabalar için bir yerleştirme istasyonu ile geliştirildi.
Kasaba, Şeytani Fraksiyonun başkenti olarak bilinen Repton’dan bile daha iyi görünüyordu. Bunun nedeni Pagna dünyasının inşa etmek için yeni yollar ve teknikler keşfetmiş olmasıydı.
Kasaba halkı ve Kızıl Turna burayı geliştirmek için kendi başlarına çalıştıkları için neredeyse hiç işgücü maliyeti yoktu.
Bunun da ötesinde, yakındaki ve uzaktaki klanlardan onlara hediye olarak pek çok malzeme verilmişti.
Tüm bu dönüşüm Raze yokken gerçekleşmişti ve Pagna savaşçıları normal bir insandan on kat daha hızlı ve on kat daha uzun süre fiziksel iş yapabiliyordu.
Sanki Raze bir portaldan geçmiş ve şimdi yeni bir çağdaymış gibiydi, tıpkı Pagna’ya ilk geldiği zamanki gibi.
Doğru yerde olduğunu bilmesinin nedeni kasaba halkıydı. Onu tanıdıklarında el sallayıp selam verdiler ve Raze’in kendisi de hâlâ boş olan nehri tanıdı.
Kimseyi göremeyince, herkesin orada olacağını varsayarak belediye binasına gitmeye karar vermişti ve başka bir sürprizle karşılaştı.
Belediye binası zaten büyük bir binaydı; şimdi iki katı büyüklüğündeydi ve ortasında günün saatini gösteren büyük bir saat vardı.
“Her şeyi harcadılar mı? Raze şimdiden kendini oldukça yorgun hissederek kendi kendine sordu. Belki de döner dönmez daha fazla hap yapmaya başlaması gerekecekti, böylece bir çeşit finansmanları olacaktı.
Raze kapıdan geçerken kendi kendine, “Fixteen’le konuşmam gerekebilir,” diye mırıldandı.
Neyse ki içerisi dışarısı kadar gösterişli değildi ama dekorasyonun ortasında olduklarını anlayabiliyordu.
Paralarının bitmiş ve onu bekliyor olabilecekleri düşüncesi Raze’in geri dönmesini sağladı.
‘Fonlarımı zaten kullanmıyorum… Sanırım başkalarının kullanacak olması iyi bir şey’.
Birkaç odadan geçen Raze sonunda dev bir kare masanın ve etrafında birkaç koltuğun bulunduğu büyük bir toplantı odasına varmıştı.
Rayna, Fixteen, belediye başkanı ve Kızıl Turna’nın tamamı içerideydi. Başlarını çevirdiler ve Raze’e baktıklarında hepsi hoş bir sürprizle karşılaştı.
“Sonunda döndün ve tam zamanında!” Alba ona eliyle işaret ederek şöyle dedi.
“Ne için tam zamanında?” Raze, kendisinden daha fazla hap isteyeceklerini düşünerek sordu.
Fixteen, “Dövüş Sanatları Turnuvasından bahsediyoruz; iki gün sonra, herkes büyük gün için havaya girecek,” diye açıkladı.
“Hâlâ katılmak istediğinizi varsayıyoruz.”
Raze cevap olarak sert bir şekilde başını salladı.
“Olabilecek her şeye karşı kendimi hazırlıyordum; hatta şehirde göle bile uğradım.”
Fixteen Raze’in ne demek istediğini merak ediyordu; neden göle uğrasın ki? Ne olursa olsun, kendi meselesinin daha acil olduğunu düşünüyordu.
Fixteen, “Doğru, bu yüzden Şeytani Fraksiyon’dan herhangi birinin turnuvaya katılmanızla ilgili bir sorun yaşayacağını sanmıyorum; sonuçta doğru yaştasınız ve artık kendimizi Şeytani Fraksiyon’un bir parçası olarak kabul ettirdik,” diye açıkladı.
“Ancak elimizdeki sorun, Şeytani Fraksiyon için tüm katılımcıların çoktan seçilmiş olması. Bizim katılabilmemizin tek yolu katılımcılardan birinin gelememesi. Bu yüzden katılımcıları bir düelloya davet etmeyi düşünüyordum.”
Alterian’da da zaman zaman öğrenciler arasında bu tür şeyler oluyordu ve düelloların gerçekleştiğini duymuştu.
Reno, “Behemoth Klanı’nın bir katılımcısı olduğunu biliyorsun; onlara karşı çıkabilirsin,” diye önerdi.
“Bir düelloyu kabul edeceklerini sanmıyorum ve sırf biz istediğimiz için bir savaş başlatabilirler. Eğer tüm Şeytani Fraksiyonu kaosa sürüklemek istiyorsan, durma devam et,” dedi Alba.
“Aslında, direnmeye çalışsalar bile bizim için en iyisi olacak biri var: Necroshade Klanı’ndan biri.”
Raze başını kaşıyordu çünkü bu klan ismini daha önce bir yerden duyduğundan emindi ama nereden ve neden Şeytani Klan’ın isimlerinden birini bilsin ki?
Read latest chapters at Fenrir Scans Sadece
Yorum