——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Kshn)
(Düzeltici – Şeytan Tanrı)
——————
Bölüm 55
Uğursuz karanlık, güneşli arenaya sızmaya başladı.
Karanlığın ışığı uzaklaştırdığı tuhaf bir olay.
Seong Jihan iç enerjisini topladı.
'Algılanamaz, ezici bir büyülü güç… Onu yenmek imkansızdır.'
Dövüş gücüne ve Kuvvete sahip olsa bile, Gölge Kraliçenin gücünü şu anki seviyesinde yenmek imkansız olurdu.
'Ancak onu yenmeme gerek yok.'
Seong Jihan, Destansı Görevin içeriğini hatırladı.
(Colosseum Haritasında seyircilerin yakınında bulunan Gölge Kraliçeyi bulun ve onu kışkırtın.)
Aldığı görev Gölge Kraliçeyle savaşmaktan ziyade onu bulup kışkırtmakla ilgiliydi.
Her ne kadar Gölge Kraliçeyi tanımlamış gibi görünse de,
'Görev tamamlanmadı... Onu henüz kışkırtmadım.'
Gölge Kraliçeyi nasıl kışkırtabilirdi? Anka Oku'nu tekrar karanlığa fırlatmak etkisiz olacaktır.
Seong Jihan derin düşüncelere dalmışken bariyere doğru fırlattığı Anka Oku aniden eline döndü.
'O karanlığa girdikten sonra bile okun geri dönüş özelliği bozulmadan kalıyor.'
Her ne kadar Phoenix'in Oku her zaman sahibine dönse de, güçlü karanlık nedeniyle etkisinin geçersiz kılınabileceğini düşünüyordu.
Gölge Kraliçesi izin verse de vermese de ok parlak beyaz bir ışık yaymaya devam ediyordu.
'Hmm.'
Seong Jihan enerjiyi Anka Oku'na yönlendirirken, parlak beyaz ışık yoğunlaşarak yaklaşan karanlığı aydınlattı.
O sırada ayaklarının altında hafif bir hareket hissetti. Aşağıya baktığında uzun gölgesinin tuhaf bir şekle dönüştüğünü fark etti.
'Bu...'
Gölgenin başı kılıcın şekline dönüşmüştü.
Eş zamanlı olarak kılıca benzeyen gölge aniden atılarak Seong Jihan'ı delmeye çalıştı.
Ancak gölge oluşmaya başladığından beri tetikte olan o, saldırıdan kolaylıkla kaçtı.
Kılıç şeklindeki gölge, biçimini kaybederek dağıldı.
Ancak kısa bir süre sonra tekrar kılıç şekline dönüşmeye başladı.
'Gölgeye yabancı bir güç aşılanıyor. Bu sonsuz olabilir.”
Üstelik dışarıdaki karanlık arenaya akın etmeye devam ediyordu.
'Önce durumu değerlendirmem gerekiyor.'
Seong Jihan geri çekilmeye karar verdi. Tam Parlayan Gökyüzü Yıldırımı Adımlarını kullanmak üzereyken, bacaklarından hafif bir akımın geçtiğini hissetti.
Gölgenin dönüşüm hızı yavaşladı.
'Elektrik akımları çalışıyor.'
Bir kez daha, Parlayan Gökyüzü Yıldırım Basamakları'ndan gelen elektrik enerjisini bilinçli olarak zemine kanalize etti.
Gölge fark edilir derecede felç olmuştu.
'Gölgeye akan enerjiyi bastırabilsem bile tamamen yok olmayacak.'
Seong Jihan elektrik akımlarıyla yabancı enerjiyi ne kadar nötralize etmeye çalışsa da tamamen yok olmadı.
'Şimdilik olduğu gibi bırakacağım.'
Kararını veren Seong Jihan, diğer oyuncuları aramak için Flashing Sky Thunder Steps'i kullandı.
* * * * *
Arenada kaos hakimdi.
“Ne… bu gölgeler de ne?”
“Ah… yardım edin!”
Oyuncuların çığlıkları her yerde yankılandı.
Gölgesini bastırmayı başaran Seong Jihan'ın aksine, diğer oyuncular kendi kılıç şeklindeki gölgeleri tarafından çaresizce saldırıya uğradı.
Saldırıları kalkanlarla veya koruyucu büyülerle engelleme girişimleri boşunaydı.
Gölgeler nedense oyuncuların savunmasını görmezden gelerek anında canlarına kıydı.
Hayatta kalanların sayısı hızla azaldı.
(Sadece 5 kişi hayatta kaldı.)
(İlk 100 Terfi Maçı yakında sona erecek.)
Sistem mesajını gören Seong Jihan bir aciliyet duygusu hissetti.
'Destansı görevi henüz tamamlamadım.'
Gölge Kraliçeyi nasıl kışkırtabilirdi?
Etrafa baktı.
Bariyerin bir kısmını kırdıktan sonra arenadaki tüm bariyer devre dışı kaldı ve karanlık her taraftan yayılmaya devam etti.
Dört oyuncu arenanın ortasında, görünüşe göre en azından şimdilik gölgelerden etkilenmeden hayatta kalıyordu.
Ancak kendi gölgeleri, yakın bir tehdide işaret ederek, uğursuzca kıvranıyordu.
'Önce onları kurtarmam lazım.'
Seong Jihan bir hışırtıyla Yıldırım Adımını tüm potansiyeliyle kullanarak hayatta kalanlara hızla yaklaştı.
“Ne… neler oluyor?”
Seong Jihan'ın hızlı yaklaşmasıyla irkilen bir savaşçı, bir beceri kullanmaya çalıştı ama Seong Jihan onu zahmetsizce savuşturdu ve aynı anda gölgesine basıp ona elektrik akımları gönderdi.
Kılıç şeklindeki gölge ortadan kayboldu, normal durumuna döndü ve savaşçıyı sersemlemiş ve kafası karışmış halde bıraktı.
'Neden bana yardım ediyor?'
Seong Jihan daha sonra diğer üçünü de aynı şekilde kurtararak hepsini arenanın ortasına yerleştirdi.
Şokla taşa dönen dört oyuncu sadece gözlerini kırpıştırıp Seong Jihan'a bakıp onun amaçlarını merak ediyordu.
Ancak Seong Jihan onlara aldırış etmedi ve bunun yerine yaklaşan karanlığa odaklandı.
Karanlığın tekdüze görünmesine rağmen, içinde kesin güç hiyerarşilerinin bulunduğunu gözlemlemişti.
Bunu doğrulamak için kendisininki de dahil olmak üzere beş gölgeye elektrik akımı gönderdi.
Bu, gölgeleri tamamen bastırmak için değil, yabancı gücün hangi yönden aktığını gözlemlemek içindi.
Çok geçmeden kuzeydoğunun karanlığından yayılan tuhaf bir enerji hissetti.
Elektrik akımı nedeniyle felç olan gölgeler hızla iyileşmeye başladı.
'Orası burası.'
O temizdi.
Gölge Kraliçesi bariyeri kırdığı yerde bulunuyordu.
Artık yerini tam olarak belirlediğine göre yapması gereken tek şey ona saldırıp kışkırtmaktı.
Ancak Dövüş Ustalığı Üçlüsüyle bile Gölge Kraliçeye ulaşmak zordu.
Dövüş sanatları güçlü olsa da rakip son derece sıra dışıydı.
Ancak kullanabileceği dövüş sanatları arasında Gölge Kraliçe'nin elektrik akımlarına karşı zayıflığından yararlanabilecek bir sanat vardı.
Phoenix'in Oku bu sefer sadece beyaz alevlerle değil aynı zamanda mavi elektrik akımlarıyla da yeniden parladı.
'İsimsiz İlahi Tekniğe tam olarak hakim olmasam da…'
Bu, sisteminde kayıtlı bir beceri değildi ama vücudu bunu çok iyi hatırlıyordu.
İsimsiz İlahi Tekniğinden Seong Jihan bu durum için en uygun tekniği uyguladı:
İsimsiz İlahi Sanatlar, İlahi Gök Gürültüsü Kararnamesi – Çarpıcı Yıldırım
Arena kükreyen gök gürültüsüyle ve saldırmaya hazır Anka Oku'nun parlak ışığıyla doluydu.
Karanlığa ve kötülüğe karşı koymak için en uygun olan 'Çarpıcı Yıldırım' şu anki Seong Jihan için fazla yüksek seviyeliydi.
Bunu Gezgin Dövüş Tanrısı'ndan tamamen öğrenmiş olsa bile, onun tam potansiyelini ortaya çıkaramazdı.
'Eksiksem Phoenix's Arrow'dan ödünç alırım.'
Beş kullanımdan sonra ortadan kaybolan bir eşya olan Phoenix'in Oku, kullanım sınırlamalarını bir kenara bırakarak SS rütbesine rakip olabilecek müthiş bir güce sahipti.
Böylece Seong Jihan ihtiyaç duyduğu gücü bundan aldı.
Anka Oku'nu tutan eli, ısıya dayanamayacak şekilde alevler içinde kalmıştı.
İsimsiz İlahi Tekniğin desteği olmadan gelişmiş bir dövüş sanatı kullanmanın bir yan etkisi.
Dayanılmaz acıya rağmen Seong Jihan oktan gök gürültüsü gürlerken sırıttı.
“Başarı.”
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Kshn)
(Düzeltici – Şeytan Tanrı)
Bölüm güncellemeleri için Discord'umuza katılın!
–
——————
Oku atmak için pozisyon aldı.
vücudunun üst kısmındaki her kas gerildi, ayakkabıları muazzam Güç nedeniyle yere saplandı.
Ardından sonik bir patlamayla karanlığı bir şimşek gibi bölen Anka Oku'nu fırlattı.
Karanlık çekilirken, siyah gözlü bir Kara Elf, muhtemelen Gölge Kraliçesi, Anka Oku'nun yolunda duran ortaya çıktı.
Ancak ok tam onu delmek üzereyken aniden önünde durdu.
Kara Elf bilinmeyen bir dilde ilahiler söyledi ve okun alevleri ve elektrik akımları azalmaya başladı ve yavaş yavaş orijinal formuna geri döndü.
Seong Jihan'ın umutsuz saldırısı boşa gidecek gibi görünüyordu.
Ancak o saniye içinde beyaz bir şimşek Kara Elfin yanağını sıyırdı. Bu, Çarpıcı Yıldırım'ın ikincil yıldırım çarpmasıydı.
Her ne kadar Çarpıcı Şimşek'in tüm gücünü açığa çıkaramamış olsa da, bu da saldırının gecikmesine yol açsa da, bu onun lehine sonuç verdi.
Kara Elf'in yanağında kısa bir yanık izi belirdi ve hemen iyileşmeye başladı.
Neredeyse hiç hasar almamasına rağmen Seong Jihan'ın amacına ulaşıldı.
(Gölge Kraliçeyi kışkırttınız.)
(Epik Görevi tamamladınız.)
(50.000 başarı puanıyla ödüllendirildiniz.)
Tek amacı Gölge Kraliçeyi kışkırtmak olduğundan bu Seong Jihan için yeterliydi.
Kara Elf siyah gözleriyle bilinmeyen bir dilde konuştu ve elini uzattı.
Çevredeki karanlık hızla yok oldu ve elinden gökyüzünün sonuna kadar uzanan devasa bir kara kılıca dönüştü.
Eş zamanlı olarak yaşayan tüm oyuncuların gölgeleri çılgına dönmeye başladı.
Seong Jihan'ın elektrik akımları tarafından bastırılmışlardı ama şimdi Kara Elf'in tüm gücünü kullanması nedeniyle onları durdurmanın imkânı yoktu.
Gölgeler çığlık atan bir sesle oyuncuların kollarını ve bacaklarını sardı.
Savaşın doruk noktası başlamıştı ve Gölge Kraliçe'nin gerçek gücü açığa çıkmak üzereydi.
Mecazi bir infaz standına bağlanan Seong Jihan ve diğer oyuncular tamamen savunmasız hale getirildi.
Bu durumda şüphesiz tek bir darbeyle karşı karşıya kalacaklardı ve herkes baltayla yüzleşen ilk kişinin Seong Jihan olacağını söyleyebilirdi.
Terfi maçındaki ilk sırası tehlikedeydi.
Ancak bu kadar zor durumdayken bile Seong Jihan'ın dudaklarından bir gülümseme hiç ayrılmadı.
“Üzgünüm ama burada ölmeyi göze alamam.”
Aniden arkasındaki oyuncular acıyla nefeslerini tuttu.
Teker teker ışığa doğru dağılmaya başladılar, ta ki sadece Seong Jihan kalana kadar.
Kara Elf'in gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Seong Jihan'ı tamamen zaptettiğini düşünmüştü.
Ezici bir güce sahip olan diğer oyuncuların onun önünde yok olması nasıl mümkün olabilirdi?
Seong Jihan, “Bir dahaki sefere görüşürüz,” diye fısıldadı.
(En İyi 100 Terfi Maçını kazandınız.)
(5 saniye sonra çıkış yapacaksınız.)
5 saniye dolmadan önce Seong Jihan'ı ikiye bölmeyi hedefleyen devasa kara kılıç aşağı savruldu.
Ancak beklenmedik bir gelişmeyle Seong Jihan saldırının ağır darbesinden kaçmayı başardı.
Bundan tamamen kaçamadı ve sol kolu koparak yere düştü.
Yine de zihninde 'Bu çok yakındı' diye düşündü.
Kolunu kaybetmenin acısına rağmen Seong Jihan yüzünde sinsi bir sırıtışla çıkış yaptı.
(Taht, 'Gölge Kraliçe' sizinle ilgileniyor.)
('Güneşin Gölgesi' sol kolunuza yerleşir.)
Son sistem mesajını görmeden çıkış yaptı.
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Kshn)
(Düzeltici – Şeytan Tanrı)
Bölüm güncellemeleri için Discord'umuza katılın!
–
——————
Yorum