Kralın Avcısı Novel
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Proks)
(Düzeltici – Proks)
——————
Bölüm 78
Asya Oyuncu Dostu Turnuvası dünya çapında ilgi görüyor.
Adalet arayanlar için bu bir festival ama oyuncular için cehennemden başka bir şey değil.
Bir haftayı kapsayan etkinliğin ilk günü, saat gece yarısına yaklaşırken sona erdi.
Pek çok kişi evine gitmek yerine zamanını çeşitli kafe ve barlarda geçirmeyi tercih ediyor. Çoğunluk, dostluk turnuvasının ekranlarda yayınlanmasından etkileniyor.
Ekranda spikerlik yapan bir adam hazırlık turnuvasını ustaca yayınlıyordu.
(vay canına~ Yeni Güney Kore'miz uzun bir aradan sonra kararlı bir ruhla ortaya çıkmış gibi görünüyor, değil mi? Geçen yılın stratejisiyle karşılaştırıldığında bu bir atılım. Bir atılım. Liderlik, Kötü Adam Takımının oyuncusu Kim Taehyun tarafından başlatıldı. 1. noktayı garantilemek hala devam ediyor. 10 yıldır bu yayını yapıyorum ama gerçekten inanılmaz bir manzara. Ah, şu anda saat 11:58. Kısaca, 1. günün çetelesi için heyecanla beklenen yayın. Asya Oyuncu Dostu Turnuvası başlıyor. Millet, bizi izlemeye devam edin! Unutmayın!!)
“Yeni Güney Kore hâlâ ilk sırada. Bu gerçek mi?”
“Kim Taehyun'un başarılı olacağını biliyordum. Başlangıçtan itibaren 1.000 puan kazanmak için. Bu, orta ve alt seviye takımlar için bir haftalık puana eşdeğerdir.”
Eğer böyle devam ederse bu sefer gerçekten kazanabiliriz.”
“Eh, kazanmak biraz fazla olabilir.”
“Evet, eğer Çin ve Japonya oyunlarını hızlandırırsa 1.000 puana yetişmek sadece anlık bir şeydir.”
“Hey, gerçekten Koreli misin?”
“Hain?”
“Ah, hadi ama. Milli gururu kontrol altında tutalım.”
Kafe, dostluk turnuvasıyla ilgili tartışmalarla doluydu ve merkezde Taehyun'un adı belirgin bir şekilde geçiyordu.
Bazıları Taehyun'u övdü, bazıları ise kıskançlıkla onunla dalga geçti. Kesin olan bir şey vardı: Taehyun'un varlığı, başlangıçta Japonya ve Çin arasında bir rekabet olan bu dostluk turnuvasını hayal edilenden daha başarılı ve eğlenceli bir etkinliğe dönüştürdü.
Hemen yanındaki masada güneş gözlüğü ve şapka takan bir adam oturmuş kahvesini yudumluyordu. Ancak yan masadaki canlı kişilerin Kim Taehyun'dan başkası hakkında konuşmadığının farkında değildi.
* * *
'Belki de yayını izledikten sonra biraz ara vermeliyim..'
Taehyun kahvesinden yudum alırken bakışları yayındaydı. Gak Deagwi'ye ve yakındaki kötü adamlara hakim olup onları teftiş ekibine teslim etmesinden bu yana üç saat geçmişti.
Yeni edindiği bilgileri Ayoung'a aktarmış ve bir sonraki planı hazırlamıştı. Her şey planladığı gibi giderse ikinci günden itibaren daha da meşgul olacaktı. Seul'e erken gelip rahat etmem tam da bu sebeptendi.
'Dernek Başkanı Yoo Ayoung'u ikna edecek… Geriye kalan görev ekip üyeleri sanırım.'
Yemi ilk kimin yutacağını düşünürken gece yarısı geldi.
(1. Günün çetelesi. Şimdi~ Başlıyor!!)
Bir süre sonra puanlar ortaya çıkınca kafedeki insanlar tezahürat yapmaya başladı.
1. sıra: Yeni Güney Kore (Kötüler: 1150P, Canavarlar: 400P, Toplam: 1550P)
2. sıra: Çin (Kötüler: 300P, Canavarlar: 400P, Toplam: 700P)
3. sıra: Japonya (Kötüler: 200P, Canavarlar: 300P, Toplam: 500P) Yenilgi: 1
4. sıra: Türkiye (Kötüler: 150P, Canavarlar: 120P, Toplam: 270P)
5. sıra: Filipinler (Kötüler: 140P, Canavarlar: 110P, Toplam: 250P)
6. sıra: Katar (Kötüler: 100P, Canavarlar: 100P, Toplam: 200P)
7. sıra: Birleşik Arap Emirlikleri (Kötüler: 100P, Canavarlar: 90P, Toplam: 190P)
8. sıra: Singapur (Kötüler: 80P, Canavarlar: 80P, Toplam: 160P)
9. sıra: Hong Kong (Kötüler: 30P, Canavarlar: 50P, Toplam: 80P) Ölümler: 2
10. sıra: Tayvan (Kötüler: 20P, Canavarlar: 30P, Toplam: 50P) Ölümler: 2
(TL/N: Oyuncuları Kötü Adamlarla Değiştirdim... orada benim hatamdı 😅)
Sadece en iyi yarışmacılar olan Çin ve Japonya'yı geçmekle kalmadılar, aynı zamanda Yeni Güney Kore de ezici bir puan farkıyla lider oldu.
Sadece bir gün içeri girdim.
Geçen yıla kadar ülke sürekli olarak iyi puanlar elde ederek istikrarlı bir şekilde üçüncü sırayı korudu. vatandaşların beklenmedik artışa sevinmesi doğaldı.
“Canavar tarafında da iyi gidiyorlar.”
Mevcut stratejiyi takip ederek Abyss'e giden Park Seongjin, Kwak Si-Yang ve Seo Hangil, tek başına bu oyuncularla benzer düzeyde ulusal güce sahip bir ülke olan Çin'e eşdeğer puanlar elde etmeyi başardı. Taehyun buna ilk elden tanık olmasa da performanslarını ölçebiliyordu.
Sorun şuydu: 'Bu çok bariz.'
Taehyun ölü sayısını kontrol ederken kaşlarını çattı.
Önceki yaşamındaki ölümlerin 3. günde gerçekleştiğini hatırladı. Dostluk turnuvaları, üst düzey kötü adamları ve canavarları avlamak için avantajlıydı. Kimura Masahiko'nun da belirttiği gibi bazı yaralanmalar kaçınılmazdı.
Ancak bunlar S dereceli oyunculardı ve kendi ülkelerinde kendilerini ilan ettiler. Dostluk turnuvasında bu büyüklükte ölümler nadirdi.
Belki de bu yüzden yayında, öldüğü teyit edilen dört oyuncunun ölümleri resmi olarak yer aldı.
(Şimdi yeni gelen derneğin resmi onayını ileteceğiz. Mağlup olan oyuncu Japonya'dan Kimura Masahiko'dur ve hastalığından dolayı sağlık sorunları yaşamıştır. Neyse ki hayati bir zarar görmemiştir. ve... ölüm sebebidir. Hong Kong ve Tayvan'dan oyuncuların Kötü Kartel tarafından misilleme saldırıları yaptığı doğrulandı... işaretler bunun becerilerden kaynaklandığını gösteriyor.)
1. sırada olmanın verdiği anlık heyecan, spikerin açıklamasıyla kafede yerini ani bir sakinliğe bıraktı.
“Hastalıktan kaynaklanan sağlık sorunları mı? Aziz'in becerisiyle bile iyileşemiyor musun?”
“Muhtemelen sadece bahane uyduruyorlar. Bir ya da iki kereden fazla yalan söylediler.”
“Asıl mesele Çin değil mi? Bu zamanlarda...”
“Hey, sözlerine dikkat et. Ülkemizde de çok sayıda Çinli var. Sorun çıkarmayın ve geceleyin sokaklarda kayalara çarpmayın.”
“Hmm...”
“Korkma. Yeni Güney Kore demokratik bir sistemi ve özgürlüğü savunuyor, biliyorsunuz.”
“Bu doğru!!”
Yas atmosferi kısa sürdü. Kafe yine hareketlilik içindeydi. Sadece Taehyun ciddi bir ifade takındı.
Başlangıçtan itibaren ilk puanı alma çabaları, başlangıçta Çin'i önde görecek olan durumu değiştirdi. Dostluk turnuvasını kazanmak için gerekli bir hamleydi ama belki de nedeni buydu.
'Genelde 3. günde yaşananlar 1. günde de yaşandı. Eğer geçmiş bu şekilde değişiyorsa sadece sahip olduğum anılara güvenemem.'
Samhap Topluluğu, Asya'nın en büyük Kötü Adam Karteli. Plan, liderleri Samrodo'yu bir hafta içinde yakalamaktı. Taehyun ne kadar kendinden emin olursa olsun beklenmedik değişkenler herkesi hassaslaştırabilirdi. Ancak bu zaten olmuştu.
“İkinci gün, ne pahasına olursa olsun, yarına kadar Kenji Miyazaki'yi yakalayacağım.”
Taehyun, kalan kahveyi tek seferde bitirerek eski günleri hatırladı. Tam o sırada küpesine bir mesaj geldi.
(Kısaca tanışmak isterim.)
Taehyun'la birlikte Kötü Adam Takımına atanan Jang Jinsu'ydu.
* * *
“Anladığım kadarıyla Seul'deydin.”
Binanın çatısına gelen Taehyun, Jang Jinsu ile konuştu. Erken gelmişti ve Taehyun'u bekliyordu.
“Çabuk buradasın. Japonya'da değil miydin?”
Taehyun'un Gak Deawgi'yi devirdiği artık bir sır değildi. Üç B Seviye Kötü Adamı deviren Jang Jinsu'ya kıyasla bir S Seviye Kötü Adam ve bir A Seviye Kötü Adam.
“Tesadüfen o taraftan bilgi aldım.”
Taehyun sanki önemsizmiş gibi konuştu. Kötü Adam Takımı'nın atanmış yalnızca iki üyesi vardı. Esnek hareket için puan toplamak amacıyla bağımsız hareket etme konusunda önceden anlaşmışlardı.
“Neyse ben de bunu soracaktım. Bu bilgi hakkında. Dernek Başkanı sizi bizzat bilgilendirdi mi?”
“Mümkün değil. Kişisel bilgi ağımdan geldi.”
“Haha, düşündüm. Dernek Başkanı ya da Lonca Lideri Yoo Ayoung'un bunu yapacağını düşünmemiştim. Zaten ülkeyi temsil eden bir oyuncudan bilgi saklamak iyi bir şey değil.”
Jang Jinsu neşeli bir kahkahayla Taehyun'un omzuna dokundu.
“Söyleyecek başka bir şeyin var gibi görünüyor.”
Taehyun'un basit sorusu üzerine Jang Jinsu'nun ifadesi biraz sertleşti. Çok geçmeden gülümsedi ve ağzını açtı.
“Zaten lider olduğumuza göre stratejiyi biraz değiştirmeye ne dersiniz? Özellikle iletişimin çalışmadığı Abyss bölgesini düşünürsek. Hala Dünya'da olan bizler, çabalarımızı koordine etmeliyiz, değil mi?”
Başka bir deyişle Taehyun'un kişisel bilgi ağını paylaşmak anlamına geliyordu.
“Beklendiği gibi, bu noktaya geliyor.”
Bu, üzerinde düşünülmesi gerekmeyen bir teklifti. Cevap buraya gelmeden önce zaten verilmişti.
“Stratejiyi değiştirmeyeceğiz. Bugün olduğu gibi bağımsız hareket etmemiz daha iyi.”
Jang Jinsu'nun kaşları, Taehyun'un düşünmeye gerek duymadığını gösteren cevabı karşısında çatıldı.
“Kendi düşünceleriniz olabileceğini biliyorum ama bilgi paylaşımı...”
“HAYIR. Ne düşündüğümü bilmiyorsun.”
“…?”
“Bugün Japonya'dan bir oyuncu bana saldırdı.”
“Gerçekten mi...?”
“Evet. KImura Masahiko. Kaybeden oydu.”
“...”
“Bu dostluk turnuvasında da durum böyle. Bu sadece kötü adamların ve canavarların düşman olmasıyla ilgili değil.”
“Gerçekten... benden şüpFenrireniyor musun?”
Jang Jinsu, Taehyun'a inanamayan bir ifadeyle baktı ve sesinde öfke bile vardı.
“ŞüpFenrirenmekte yanlış bir şey yok. Fighters ve Wanchai vakalarını görmedin mi? Savaş alanında güvenebileceğiniz tek şey kendi silahınızdır. Öyle değil mi?”
“...”
Bu, 19 yaşında biri için uygunsuz bir ifadeydi. Jang Jinsu herhangi bir çürütücü sunamadı.
“Şunu açıklığa kavuşturayım. Bilgilerin gereksiz yere ifşa edilmesine gerek olmadığından stratejide herhangi bir değişiklik olmayacak.”
“Kibirli.”
“Tedbirli olmayı tercih ederim.”
Bu sözlerle Taehyun ortadan kayboldu.
“...”
Bir an sonra Taehyun'un binayı terk ettiğini düşünen Jang Jinsu, küfür ettikten sonra yumruğunu sıktı.
Yaşı ve oyuncu tecrübesiyle karşılaştırıldığında Taehyun nispeten yeniydi. Ancak tuhaf bir şekilde Taehyun'un sözlerinde çürütemeyeceği bir güç vardı. Uzun süredir Yeni Güney Kore'yi temsil eden biri olarak bu onun gururuna bir darbe oldu.
“Lanet olsun... kibirli adam. Böyle şeyleri söylemeye nasıl cesaret eder…”
Jang Jinsu küfürler savurduktan sonra binayı terk etti.
Binanın boş çatı katında gizlenerek sessizce gözlemleyen Taehyun sonunda hareket etti.
* * *
Dostluk turnuvasının 2. günü. Taehyun yayını izlediği kafede kahvaltı yapıyordu.
Kot pantolon ve sweatshirt giyerek, renkli gözlüklerin ve şapkanın arkasına saklanarak S seviyeli bir oyuncunun görünümünü tamamen sildi. Kesilmemiş sakalıyla yüzü normalden biraz daha yaşlı görünüyordu.
Genellikle kafelerde görülen serbest çalışan görünümüydü. Taehyun kızarmış ekmeğinden bir ısırık alarak köşedeki koltuğa kısaca baktı.
Takım elbiseli iki orta yaşlı adam. Sıradan evrak çantaları, sözleşmeler ve imzalarla tipik bir iş toplantısı görünümü. Ancak gerçek, Samha Cemiyeti'ne bağlı kötü adamlar için yasa dışı bir işlem sitesiydi. Belge çantasının içinde ilaç içeriğine dönüştürülmüş büyülü taşlar saklıydı.
“O belge çantasının hedefinin Kenji Miyazaki olduğu söyleniyor.”
Savaşçılar aracılığıyla onların gizlice yürüttükleri yasa dışı faaliyetler hakkında bir miktar bilgi sahibi oldu. Şimdi onları dikkatlice takip ederse doğal olarak Kenji Miyazaki ile karşılaşabilirdi.
Bunu düşünürken kızarmış ekmekten bir ısırık daha alırken bir adam yaklaştı ve Taehyun'un önüne oturdu.
“Görüşmeyeli uzun zaman oldu, Kim Taehyun.”
İnce bir vücuda ve yarıklara benzeyen gözlere, neredeyse bir tilkiye benzeyen bir adam.
“Sen...”
Burada olmaması gereken bir adamın ortaya çıkmasıyla Taehyun bir anlığına sözlerini kaybetti.
——————
Fenrir Scans
(Çevirmen – Proks)
(Düzeltici – Proks)
Bölüm güncellemeleri için Discord'umuza katılın!
–
——————
Yorum